Şimdi erguvan vaktidir
Uzak uzak diyarları yazdım da, bir diyar kadar büyük olan İstanbul'u nedense hep ihmal ettim. Oysa öylesine çok gezilecek yer, yazılacak konu var ki, ne bu gezi sayfası, ne kitaplar yeter. Bugünlerde nedense, yolumu hep Boğaz tarafına düşürmeye çalışıyorum. Bu ‘‘yoldan çıkma’’nın nedenini biliyorum aslında; Boğaz şu sıralar güzelliğinin zirvesinde. Uzun yıllardan beri görünmeyen ilkbahar, bu yıl gerçek yüzünü gösterince, Boğaz çıldırdı. Bütün güzelliğini gözler önüne serdi. Bu hafta sizleri, tahrik edici bu güzelliklerin kıyılarında dolaştırmak istiyorum.
Herşeye rağmen varlığını korumuş Boğaz korularında, bugünlerde misafir bir renk var. Erguvan ağaçları, çiçeklerini tüm cömertliği ile salıvermiş. Yıldız Korusu, Emirgan Korusu, Boğaziçi Üniversitesi'nin ve Amerikan Kız Koleji'nin bahçeleri Kuruçeşme sırtlarındaki Hatice Sultan Korusu, Küçük Bebek'te Arifi Paşa Korusu, Anadolu yakasında Beykoz Ormanları, Fethi Paşa Korusu, Küçüksu sırtlarındaki Sevda Tepesi. Bunlar Boğaz'ın yeşil süsleri. Nisan ayının ikinci yarısından sonra, bu yeşilliklere bir de erguvan ağaçları eklenir. Bir renk cümbüşü kopar gider.
FAZLA VAKİT YOK
Erguvan ağacı İstanbul'a çok yakışır. Hatta onun İstanbullu olduğu bile söylenir. Renginin öyküsü şöyle anlatılır: İsa'ya ihanet eden Yahuda, bu ihanete dayanamayıp, kendini bir erguvan ağacının dalına asar. O güne kadar beyaz çiçek açan ağaç, bu olaydan öylesine utanır ki, çiçekler kızarır, bugünkü erguvan rengini alır.
Erguvan ağaçları ile süslenmiş Boğaz kıyılarını görmeniz için fazla vaktiniz kalmadı. Birkaç güne kadar, erguvan çiçekleri, yerlerini yeşil yapraklara terk edecekler. Onun için acele edin.
Yıldız Korusu içindeki Şadırvan ve Malta Köşkleri, Boğaz'ın güzelliğini soluyabilmeniz için ideal adresler olabilir. Burada bir masa başına çökmeniz de şart değil. Çimenlerin üstüne oturup, bir ağaç gövdesine yaslanarak da güzellikleri izlemeniz mümkün. Aynı şeyleri Emirgan Korusu'ndaki Beyaz ve Sarı Köşklerin bahçelerinde de gerçekleştirebilirsiniz.
Benim, sabahın erken saatlerinde, Boğaz'ı seyretmek için iki tane favori mekanım var. Birincisi, Anadolu Hisarı vapur iskelesinin yanındaki küçücük çay bahçesi. Diğeri ise Bebek Camii'nin yanındaki kahve. Her iki yere giderken de yanımda sıcak poğaça götürmeyi ihmal etmem. Bir yandan, yeni demlenmiş çayla birlikte poğaçayı yemek, diğer yandan Boğaz'ın uyanmasına şahit olmak müthiş bir haz verir bana.
ZAMAN UNUTULUNCA
Sabahı seyretme mekanlarımın arasında Hidiv Kasrı'nı da sayabilirim. Buradan, erguvan ağaçları ile süslenmiş koruluklara tepeden bakmak, Boğaz'ın sularında süzülen tekneleri seyretmek bir ömre bedeldir. Anadolu Kavağı'nın sırtlarındaki Yoros Kalesi de Boğaz'ın en güzel görüldüğü yerlerden birisidir. Kalenin surlarından, Karadeniz'le sarmaşdolaş olan dalgaları, balıkçı motorlarının üstünde çığlık çığlığa kanat çırpan martıları, küçük kayıkların pancar motorlarının çıkardığı ‘‘pat pat’’ seslerinin yankısını, tek bir bakışta yakalamanız mümkündür. Ben, Yoros Kalesi'nin burçlarında otururken genellikle zamanı unutur, sabahı öğleye bağlarım. Siz de öyle yaparsanız bir önerim olacak. Aşağı inin ve vapur iskelesinin arkasındaki lokantalardan birinde, cam kenarında bir masaya oturun. Artık, balığın çeşidini seçmeye, salatanın roka mı, yoksa göbek mi olacağına, başlangıçta yiyeceğiniz kalamarın ızgaraya mı yoksa tavaya mı atılacağına, balıkla beraber ne içeceğinize siz karar verin. Ne ısmarlarsanız ısmarlayın ama şundan emin olun ki, burada herşey çok lezzetli olacaktır. Çünkü Boğaz'ın güzelliğinin sihiri, sizi esir etmiştir kendisine.
GÜNEŞ BATIMINDA
Veya Beykoz Ormanı'na gidin. Dev çınar ağaçlarının altına kurulmuş masalarda, kuş seslerinin eşliğinde kahvaltınızı edin. Beykoz Ormanı'na girdiğinizde, içinizi tarif edilmez bir huzur kaplayacağından hiçbir şekilde şüphe duymayın.
Bir başka önerim de akşam üstü, güneşin batışına yakın saatler için olacaktır. Bu vakitler, Bebek Oteli'nin giriş katındaki terası çok severim. Işık iyice yumuşamıştır artık. Boğaz'ın suları üstünde, bakır renkler oynaşmaya başlar. Kandilli sırtlarındaki ormanların yeşili biraz koyulaşır, bulutlar kırmızıya boyanır. Bütün bu manzara iki kadehte biter, ipek karanlık yavaş yavaş tepelerin üstünü örter.
Belki de bugün son gündür. Erguvanlar, çiçeklerini yarın yaprağa dönüştürebilirler. Acele edin. Boğaz, güzelliklerini sereserpe sermiş sizleri bekliyor.
MAYIS TAKVİMİ
EFES FESTİVALİ
Efes, bir hafta boyunca konser ve sanat gösterilerine ev sahipliği yapacak.
(1-8 Mayıs)
ŞİKAGO SANAT FESTİVALİ
24 ülkeden 2100 modern ve çağdaş sanatçının eserlerinden oluşan sergi izlenebilir.
(7-11 Mayıs)
HIGHLAND FESTİVALİ
İskoçya tepelerinde bundan böyle her yıl tekrarlanacak yürüyüş festivali. Herkese açık.
(7-17 Mayıs)
KEDİ FESTİVALİ
Belçika'nın Ypres kasabasında düzenleniyor. Çan kulesinden fırlatılan oyuncak kedileri kulenin altında toplananlar yakalamaya çalışıyor.
(10 Mayıs)
ROKET FESTİVALİ
Tayland'ın kuzeyinde, Nong Khai bölgesinde köylüler bambu kamışlardan yaptıkları roketlerle gökyüzünü renklendiriyorlar.
(11-13 Mayıs)
PRAG BAHAR FESTİVALİ
Festival ünlü besteci Smetana'nın mezarından Obecni Meydanı'na ‘‘Vatanım’’ senfonisi eşliğinde yapılan yürüyüşle başlıyor. Prag'taki konser salonları dünyanın her köşesinden gelen müzisyenlere ev sahipliği yapıyor.
(12 Mayıs- 2 Haziran)
CANNES FİLM FESTİVALİ
Ünlü yönetmenlerin ve yıldızların buluştuğu festivale ünlülerin yanı sıra ünlü olmak isteyenler de büyük ilgi gösteriyor.
(13-24 Mayıs)
DÜNYANIN EN İYİ OTELLERİ
ORIENTAL HOTEL
Adres: Bangkok, Tayland.
Fiyat: 250-2000 dolar arası.
Stil: Nehir terasında doyumsuz güneş batımı manzarası ve çok nazik servis. Suitleri çok özel. Bir çoğu orada kalmış ünlülerin adını taşıyor. Zevkinize göre; Graham Greene, John le Carre, Joseph Conrad suitini tercih edebilirsiniz.
Konuklar: Galler Prensi, Peter Ustinov, Elizabeth Taylor, Mel Gibson.
Özelliği: Oryantal suiti kesinlikle en iyisi. Bir ev büyüklüğünde. El yapımı kristal avizeler, oturma odasının duvarları ipek kaplı, döşemeler tik ağacından, birbirinden kıymetli halılar, kral boyutunda yatak. Özel bir Amerikan barının olduğunu da unutmayın.
CAP TULUKA
Adres: Anguilla, Karayip Adaları
Fiyat: 275-425 dolar arası
Stil: 16 kilometre uzunluğundaki adanın en güzel yerinde. Alışveriş de gece hayatı da minumumda. Plaj boyunca dizilmiş 18 beyaz villanın her birinden, bir kaç adımda denize ve egzotik çiçeklerin bulunduğu bahçelere ulaşabilirsiniz. Şezlongunuza uzanıp, akşama kadar rahatsız edilmeden kafanızı dinleyebilirsiniz. Davetsiz misafir ada kuşları odanıza girerse ürkmeyin.
Konukları: Madonna
Özelliği: Dinginlik ve mutlak sessizlik.
NE VAR NE YOK..?
Poyrazoğlu çölde çay içecek
Ünlü tiyatro oyuncusu Ali Poyrazoğlu, VİP Turizm'in düzenlediği, 19-26 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşecek bir haftalık Fas gezisinde grup liderliği yapacak.
Eski bir gezgin olduğunu söyleyen Poyrazoğlu, gezilerde kaybolmayı çok sevdiğini belirtti. Bugüne kadar kaybolduğu ülke sayısının 30'u bulduğunu öne süren sanatçı, gezilerinden bavullar dolusu eşya yerine renkler, sesler ve kokularla döndüğünü söyledi.
Ali Poyrazoğlu Fas'ta yapacağı grup liderliği ile ilgili şu bilgileri verdi:
‘‘Gezme tutkumu bilen Ceylan Pirinçcioğlu, beni zayıf tarafımdan vurdu. Teklifine hayır diyemedim. Şimdi harıl harıl Fas'la ilgili kitaplar okuyorum. Uçsuz bucaksız çöl ve Atlas Dağları'nın bizi büyüleyeceğinden eminim. En büyük idealim tur arkadaşlarımla birlikte çölde bir çay partisi düzenlemek.’’
Tur epey keyifli olacağa benziyor. Hele Poyrazoğlu günündeyse, grup gülmekten görmeye fırsat bulamaz sanırım.