Sigara yasağı...
Sevgili Serdar, nihayet yeni bir bilgisayara kavuştum. Yani Cibali Karakolu’nun ünlü daktilosu yerine geçen ve eski eser gibi görmeye başladığım no-name (isimsiz) bilgisayarımı emekli etmek üzereyim. Hâlâ etmiş değilim yani. Hâlâ yeniye adapte olamam diye kuşkum var... (Sezai BAYAR / ANKARA)
Gerçi dizüstü bilgisayarı ile ilk defa tanışıyorum.
Tanışmaktan çok yeni yeni samimiyet kuruyorum. Daha önceleri arkadaşların laptoplarına şöyle bir gözatmıştım, hepsi o kadar.
Şu sigara yasağı konusunda uzun süredir yazmayı düşünüyordum.Bir türlü bir yerinden yakalamayı başaramadım. Sigara konusunda meğer yeni bir bilgisayarım olması gerekiyormuş.
Şu sigara yasağı tüm dünyada yayılıyor.
Yasakçı bir dünyaya gidiliyor.
Türkiye’de de aynı dalgaboyunu yakalamak için çalışıyor.
ABD ve Kanada’da çalıştığın işyerinin değil içersinde, işletme binasının önünde dahi sigara içilmesi men ediliyormuş.
Bence çok tartışılacak bu sorun.
Kamu alanı dışına çıkılması ilk defa oluyor.
Gerçi şimdilerde özel araçla seyahat ederken, ölümlü kazalara neden olabilir kuşkusuyla sigaranın direksiyon başında içilmesi de yasaklanacak ama pek işe yaramaz tiryakiler için.
Bir kere nasıl kontrol edeceksin?
Diyelim ki yakaladın, adam kaza yapmamış ki.
Tam aksi de olabilir. Adam sigara tiryakisidir, aracına bindi sabah işine gidiyor, trafik felç olmuş bir anda. Arabası sıkışıklıkta kımıldayacak durumda değil. Elini sigara paketine attı, tam yakacakken dışardan bir polis eli uzanmış “Hooop ahbap sigara yakamazsın” diye uyarıyor.
Bu uyarı insana kaza mı yaptırır, yoksa mutluluk mu bulaştırır?
Bir kere özel aracım, özel alanım. Arabamın içinde benden başka da kimse yok.
Kapı-pencere de kapalı ki, diğer insanlara duman gitmiyor.
Zaten pencereni açsan dışardaki hava kirliliğinden sigara içmeye gerek kalmaz o da ayrı konu.
Kafanda bir tane soru var o an. İşe geç kalma korkusu. Toplantıya yetişememe endişesi. Programlarının tümünün aksaması kuşkusu.
Var da var.
Sigarayı yaktın bir polis eli seni camın aralığından yakalamış: “Sakın ola ki sigaranı yakmayayasın, canını yakarım!”
Buyrun burdan yakın.
Trafik durmuş.
Araba durmuş.
Polis aracı da yanında durmuş. Zaten ilerlemesine imkan yok.
Sigara içmek için tüm koşullar oluşmuş.
Zıkkımın kökü bu anlarda, bu kötü ve baskıcı durumlarda içilmeyecek de ne zaman tüttürülecek?
Bunu ne polise, ne işverene, ne çocuğuna ve ne de sigara düşmanı karına ya dakocana anlatabilirsin.
Bunu ancak içen bilir.
Ben, işte buna daha başka çözümler üretilmesinden yanayım.
Kestirmesi hiç içmemek.
Ama konumuz o değil.
İçenler için çözüm gerek.
Ama nasıl?
Sevgiler,
Sezai
Serdar’ın ilavesi: Sezai Abi, ayrıca Türk sürücülerinin direksiyonda sigara içmemesi kamu güvenliği açısından sakıncalıdır. Adam zaten rahat rahat sigarasını tüttürdüğü zaman bile ‘asabi’. Bir de sigarayı yasaklarsan, alimallah!...