Selanik’e gençlik aşısı
40 ulusal gençlik örgütünü çatısı altında toplayan Avrupa Gençlik Konseyi, Selanik’i yılın gençlik başkenti ilan etti. Fırsatı değerlendirip gençlerin kentteki favori mekanlarını gezdim.
Selanik. Komşu. Karayoluyla 7 saat, uçakla 90 dakika. Sosyolojik olarak bize, coğrafi açıdan İzmir’e benzeyen bu şehre dördüncü gelişim. Seviyorum. Genç, yaşayan, dinamik bir enerjisi var. Bu yüzden sizi Atatürk Evi, Bedesten, UNESCO tarafından korunma altına alınan Aziz Demetrios Kilisesi gibi pek iyi bildiğiniz yerlerden çıkarıp, kendi rotama, benim sevdiğim Selanik’e götürmek isterim.
Kordon boyunda başlıyor gün. Öğle saatlerinde, güneşin açısına göre herhangi bir kahveye konumlanıyor insanlar. Bu şehirde kimse çalışmıyormuş duygusu var. Çünkü sakin, çünkü insanlar yavaş hareket ediyor, çünkü kahvelerde hesabı istemenle gelmesi arasına en az 10 dakika koyman gerekiyor. Bizim gibi oradan buraya koşturmaya alışanlar için durmak pek kolay olmuyor tabii. Bir iki gün vakit ver. Alışıyorsun.
Fabrikada buluşalım
Sokaklar arasında kaybolup, içgüdülerin istikametine doğru gidince üniversite bölgesinde buluyorum kendimi. Ve tabii ki şahane duvar resimleri arasında. Örnekleri sayısız olmasa da çok iyi parçalar var. Üniversite çevresi, Tsimiski Caddesi, şehrin sembollerinden Beyaz Kule’ye açılan sokaklar hastası olduğum sokak sanatlarıyla donatılmış. Sorup soruşturduktan sonra Yfanet (www.yfanet.net) isimli terk edilmiş fabrikanın varlığından haberdar oluyorum. Saat 21.00’den sonra gençler burada buluşup partiliyor, çeşitli film gösterimleri, DJ şovları, festivaller yapılıyor. İçerisi aynı zamanda bir yaşam alanı da olduğu için erken saatlerde kapıları kapalı. Gidip de baktığım için kesin bilgi olarak geçebilirim.
Tavernalar, kafeler
Selanik bu yıl Avrupa Gençlik Başkenti seçildi. Bu yüzden pek çok ülkeden Erasmus’la gelen öğrenciler gönüllü olarak şehrin tanıtımı için çalışıyor. Gündüz gençlerin buluştuğu kahveleri, gece birlikte eğlendikleri tavernaları keşfetmek isterseniz internete girip adresleri toplayabilirsiniz (www.thessaloniki2014.gr). Aynı zamanda cep telefonuna indirmek için bir uygulama da yapmışlar.
Beni en çok etkileyen kordonda, Fotoğraf Müzesi’nin de içinde bulunduğu kompleks. Eski liman binaları kafe, restoran ve müze olarak yeniden konumlandırılmış. Şansıma uzun zamandır işlerini takip ettiğim Brooklyn doğumlu sürrealist fotoğraf sanatçısı Arthur Tress’in sergisine denk geliyorum.
Şehrin ruhu mutlu
Akşam taverna kültürünü tanımak, iyi yemekle masayı donatmak için Taverna Panellinion’dayız. DJ hareketli müziklere geçtiğinde kimse yerinde duramıyor. Durmasına da gerek yok zaten. Şehrin ruhunda hep bir mutluluk havası var.
Bir nisan günü, Selanik, Türk mirasıyla değil, yaşayan, canlı sokaklarıyla karşıma çıkıyor… İkinci güne Electra Palace otel’in terasında, şehre yukarıdan bakarak başlıyoruz.
Ege.
Karşımda.