Şehirdeki sayfiye
Asya yakasına geçtiğiniz zaman, Bağdat Caddesi'ne ya da Kadıköy taraflarına gitmeyip de denize varmak isterseniz yapacağınız tek şey, Fenerbahçe-Kalamış yönünü takip etmek. Karşınıza hiç beklemediğiniz bir anda deniz, sıra sıra kafeler, yat limanı ve yemyeşil bir park çıkıyor. İstanbul Life'ın Haziran'99 sayısında çıkan Elif Key imzalı yazıyı kısaltarak yayımlıyoruz.
Bu yazı, Avrupa yakasında oturanlar ve Asya yakasında yıllardır oturup da bazı şeyleri hálá keşfedememiş olanlar için yazılmış bir hizmet yazısıdır. Konusu ise Kalamış ve Fenerbahçe...
Fenerbahçe'nin Dereağzı Spor Kulübü Tesisleri'nden başlayarak, sahile paralel bir doğrultuda devam eden caddenin adı Münir Nurettin Selçuk Caddesi. Bir dönem Kalamış'ta yaşamış olan Selçuk, Behçet Kemal Çağlar'ın ‘‘Bir tatlı huzur almaya geldik Kalamış'tan’’ dizelerini bestelemiş ve seslendirmişti. Ama şu anda Kalamış'taki görüntü, daha çok geniş bir şantiye alanını andırıyor ve huzur almak için gidenlere pek yardım edecekmiş gibi durmuyor. Kalamış turuna, Cafe Sera&Khalkedon'dan başlıyoruz. Kafenin, çiçekleri yeni yeni yeşillenmeye başlayan bir bahçesi, bir de kapalı yeri var. Haziran ayında bahçeye bir de ufak hayvanat bahçesi açılıyor. Khalkedon Bar ise henüz açılmamış. (...) Sera'nın hemen yanında mini futbol sahaları, basket sahaları, arka tarafında da tenis kortları var.
Park dökülüyor
Spor alanlarını geçtikten sonra Atatürk Parkı olarak bilinen Kalamış'ın parkına geliniyor. Belediyenin neredeyse en yüksek vergiyi aldığı bu semtin parkının pislik içinde olduğu görülüyor. Osman Hamdi Bey, Fazıl Hüsnü Dağlarca heykelleri, graffiti hobisi olanların ve kuşların ilgi odağı olmuş. Bir tek belediyenin ilgisine mazhar olamamış. Yat limanına girmeden, marina girişinin tam karşısında, solda tertemiz bir kilise göze çarpıyor. Rum kilisesinin bahçesinde, vaktiyle Munir Nurettin ve Selahattin Pınar'ın şarkılar söylediği ünlü Todori Meyhanesi varmış. Todori Meyhanesi, 15 yıldır Maliye Bakanlığı ve Ziraat Bankası'nın lokali olarak hizmet veriyor. Lokalin bahçesi, cuma ve cumartesi günleri doluyor, çünkü canlı Türkçe müzik var.
(...) Kalamış'ın eskiden en popüler yerlerinden biri olan Belvü Oteli ise artık yok. Tam Kalamış’tan Fenerbahçe'ye doğru giderken yol ortasındaki iki sakız ağacının karşısında olan Belvü'nün yerinde şimdi Kalamış Köşem Restaurant ve Ümit Besen tabelası duruyor.
Denizin yerine kafe
Kalamış'tan Fenerbahçe'ye uzanırken yat limanını ve içindeki Develi Restoran'ı atlamak olmaz. Setur Amiral Fahri Korutürk Yat Limanı, 1998 yılında Koç Holding tarafından devralındı. Marina, 1138 yat kapasitesine sahip.
(...) Kalamış bir türlü bitmiyor: Paysage ve Korsan bar. Bu barlarda, Türkçe pop ağırlıklı canlı müzik var.
Fenerbahçe'ye iki türlü gidebilirsiniz. Ya şu ana kadar Khalkedon'dan başlayarak takip ettiğimiz Kalamış Caddesi'nden yürümeye devam eder ya da Bağdat Caddesi'nden, Feneryolu Sabit Pazarı’nı arkanıza alarak Dr. Faruk Ayanoğlu Caddesi'nden Fenerbahçe Orduevi'ne kadar inen yolu takip edebilirsiniz. Eğer Kalamış Caddesi'ni takip ederek ilerliyorsanız, ilk karşılaşacağınız şey 1995 yılında yapılmış olan, son derece lüks binaların arasından yükselen Fenerbahçe Camii. Eskiden korunun olduğu, denizin başladığı yerlerde şimdi ultra lüks evler yükseliyor. Sitelerde çok ciddi güvenlik önlemleri var. Hepsinin kapısında bekçiler ve kameralar, Fenerbahçe'nin yerlilerinin yerini yeni zenginlerin aldığını gösteren işaretler gibi...Caminin hemen karşısında yine bir bankanın lokali var: İş Bankası Emekliler Derneği.
(...) Fenerbahçe caddesi, haftaarası trafik açısından haftasonu kadar yoğun olmasa da, özellikle havanın güzel olduğu günlerde kalabalık. Caddenin iki tarafında da sıra sıra kafeler yer alıyor. Bunların arasında da kocaman bahçesi ve binasıyla Borsa Et Lokantası bulunuyor. (...) Bağdat Caddesi'ndeki, Taksim'deki, Bebek'teki Divan Pub'lardan bir tane de Fenerbahçe'de var. Benim dikkatimi çeken buranın diğerlerinden daha büyük bir bahçeye sahip olması (Bebek hariç). Ayrıca inanılmaz güzellikte -özellikle gün batımında- bir balkonu var. Fenerbahçe Divan Pub, her gün akşamüstü 15.00-18.00 saatleri arasında hanımlara yarı açık büfe servisi veriyor. Pazar günleri de sabah 09.00'dan 13.00'e kadar süren brunch servisi var.
(...) Pyramid, Capitol ya da Carefour gibi kompleks bir alışveriş ve eğlence merkezi olmasa da, Kadıköylüler'e herşeyi sunabilecek kapasiteye sahip. Deniz Cafe, saatçi dükkánı, Fenerbahçe Spor Kulübü’nün aksesuarlarını satan bir dükkán, bir iki giyim mağazası ve müzik dükkánı dışında herşey yemeğe yönelik: McDonalds, Burger King, Sultanahmet Köftecisi, Creperie, Mado... Eskiden Pyramid'in aynı adlı sinemasının yerinde şimdi Migros var. Sinema salonu sayısı ise üçe çıkmış dudumda ve AFM Sinemaları adını almış.
Bowling salonu eski yerinde duruyor ve günün her saatinde bowling oynayan insanlar görmeniz mümkün. Bowling salonunun yanında bir de harika manzaralı bilardo salonu var.
Pyramid'den çıkınca, köprünün üstünden parka doğru yürüyorsunuz. Sağ tarafınızda sırasıyla İstanbul Yelken Kulübü, Fenerbahçe Kulübü ve Galatasaray Kulübü... Bunların hepsi deniz kirliliğinden sonra birer havuz yaptırdılar. Bunları geçip Fenerbahçe'nin kalbinin attığı asıl yere, parka geçiyoruz. Parkın asıl müdavimleri, küçük çocuklu bayanlar, yaşlılar, işi ve okulu kırıp parka koşanlar. Parkta, Turing'in hem kapalı yeri vhem de bahçesi olan Romantika isimli bir kahvesi var. Ayrıca parkın değişik bölümlerine dağılmış, dört kahvesi daha bulunuyor. Havalar daha da ısınınca, bu bahçelerde canlı klasik müzik çalınıyor.
Burna kadar yürüdüğünüzde eski deniz fenerinin yerine inşa edilen yeni fenerle karşılaşıyorsunuz. Sağınıza baktığınızda Fenerbahçe Saha Komutanlığı, solunuzda ise yaz-kış sabahtan içip güzelleşmeye başlayan 15-20 kişilik bir grubu görüyorsunuz.