Satın alamadığı duvar saatini 15 yıldır arıyor
Marangoz Mustafa Ilgaz, beğendiği ancak satın alamadığı saati aramaya devam ederken koleksiyoner oldu.
Marangoz Mustafa Ilgaz, yaklaşık 15 yıl önce beğendiği ancak satın alamadığı duvar saatini aramayı sürdürürken, hobi haline gelen bu tutkusu sayesinde yüzlerce saat sahibi oldu. Mesleğinde 55 yılı geride bırakan Mustafa Ilgaz, 18 yıldır Fatih Eminönü'nde Küçükpazar semtinde kendi mobilya atölyesinde marangozluk yapıyor.
Ilgaz'ın, çocukluğundan beri içinde olan saat merakı, eskiden rağbet gören duvar saatlerine mobilya yaparken arttı.O dönemde, çok beğendiği bir saati, yarı fiyatını teklif ederek alamayınca; "Nasıl olsa Çin malı" diyerek vazgeçen Ilgaz, saatin Amerikan malı olduğunu öğrenince bu kez fazlasıyla fiyat teklif etti ancak satıcı o saati kendisine satmadı.
AA muhabirine konuşan Ilgaz, ısrarlarına rağmen satın alamadığı saat hakkında "İçimde uhde kaldı. Enteresan bir saatti. Gramafon ayarındaydı." dedi.
"Kaç saatim olduğunu bilmiyorum"
Sevdiği saatlerden vazgeçemediğini ve 15 yıl önce beğendiği saati aramasıyla başlayan süreçte satın aldığı saatlerin sayısını bilmediğini belirten Ilgaz, şunları söyledi: "Hala alamadığım o saati arıyorum. Aramaya da devam edeceğim. Mezatlarda, orada burada saat topluyorum. Allah ömür verirse toplamaya da devam edeceğim. Yaşımı biliyorum ama kaç saatim olduğunu bilmiyorum. Evde 2-3 tane duvar saatim var. Geri kalan hepsi dükkanda duruyor. Özenle aldığım saatlerin ahşap kısımlarının tamiratlarını yapıyorum. Makine varsa makineye göre mobilya uyduruyoruz. Tamir ediyorum diyemem. Çok cüzi yerlerine bakabiliyorum. Saat benim için hobi oldu. Almadan duramıyorum. 30-40 liraya alıyorum. Bakıyorum zembereği kırık, zembereğini yapıyorum. Benden saat isteyenler de oluyor. Bazen satıyorum. Kıyamadıklarım oluyor. Pilli saatler haricindekilere kıyamıyorum. Çünkü onlara emek gösteriyorum."
Saatlerinden birini sandıkta saklıyor
"Şu saati çok seviyorum." diyemeyeceğini ancak saatlerini kimseye vermediğini ifade eden Ilgaz, şunları dile getirdi:
"Bir saatim daha var. İçinde zangoçlar var. 'Ver diyorlar.' vermiyorum. Hakikaten sandıkta saklıyorum onu. Belki vardır ama inanın ben görmedim onun gibisini. O yüzden kıymetli."