Mutsuz kadınların tek derdi cinsellik olabilir mi?

Yılın ilk gününde kafayı cinsellikle mi bozdun diyeceksiniz ama yapacak bir şey yok, gündem böyle. Bennu Gerede, Aydilge ve Teoman’ın bu konudaki açıklamalarının arasında kala kaldım. Müsaitseniz danışacağım şeyler var...

Haberin Devamı

Açıklamalarıyla sık sık gündem olan Bennu Gerede, bunlara bir yenisini ekledi. Emel Özuğur’un programına katılan Gerede hayalinin seks yaparken ölmek olduğunu açıkladı:
“Mutsuz, gergin, sinirli bir kadın gördüğüm zaman, ‘Bunun sevişmesi gerekiyor’ diye düşünüyorum. Hayalim sevişirken ölmek. Yanlış anlaşılmasın, seks hastası değilim. Sarılmak ve seks yapmak, şiddeti ortadan kaldırır...”
Aydilge de hızır gibi yetişti:
“Bennu Hanım inanın, sevişmekten çok daha büyük dertleri var kadınların. Ben mutsuz ve gergin bir kadın gördüğümde aklıma gelenler; şiddet mi görüyor, iş yerinde mobbinge mi uğruyor, taciz mi ediliyor, istediği eğitimi mi alamıyor, tehdit mi ediliyor, zorla mı evlendiriliyor gibi sorular oluyor...”
Tam da buydu demek istediklerim:
Gerede’nin anlattıklarının kendi dünyalarında, kendi sosyal sınıflarında bir gerçekliği olabilir elbette.
Yani tuzu kuru, hayatta bazı temel endişeleri taşımayan insanların, tek eksikleri mutlu bir cinsel yaşam olabilir.
Ama ülkemizde geniş kesimlerin, özellikle de kadınların baş etmeleri gereken öyle ciddi meseleler var ki...
Yani Nişantaşı Hüsrev Gerede Caddesi’nde alışveriş yaparken asabi davranan hanımlardan bahsetmiyoruz burada.
Öne sürdükleri bu tezler, keyifli bir azınlığın kaygısı olabilir ancak.
İşin kırıcı, gücendirici olan yanı da şu: Hayat bazen zor ve mutsuz edici olabilir ama asıl zor olan “anlaşılmamak” galiba.
Mutsuzluğun tek sebebinin, güzel bir cinsel yaşama sahip olmamaya indirgenmesi.
Sanki zorla evlendirildiği adam tarafından her gün şiddet gören...
Akşama çocuklara ne pişireceğim diye dertlenen...
Eğitim görmemiş, çalışamayan kadın... İyi bir cinselliğe sahip olsa... Dert üstü, murad üstü olacak; başka sıkıntısı da kalmayacak.
Müthiş tespit!
Biz niye akıl edemedik ki?
Aferin size...

Haberin Devamı

Ayahuaska kafası

Bennu Gerede aynı söyleşide Peru’da bitkisel bir ilaç denediğini, altı saat boyunca başka bir dünyaya geçtiğini, hayatının değiştiğini de söyledi: “Psikiyatrların 30 yılda yapamadığını o şaman içeceği bir günde yaptı...”
Şaman içeceği derken Gerede’nin neden söz ettiğini biliyorum galiba: Ayahuasca.
Peru, Brezilya gibi Güney Amerika ülkelerinde Banisteriopsis Caapi bitkisinin yapraklarının kaynatılmasıyla elde edilen çok güçlü, halüsinojen bir içecek. Bunun için oralara turlar da düzenleniyor.
Etkisinin bir hafta kadar sürdüğü söyleniyor ama belli ki Bennu Hanım hâlâ aynı kafada. Acaba demli bir Türk çayı mı içse...

Haberin Devamı

“Hayat cinsellik üzerine kurulamaz”

Yılın ilk gününde sen de mi kafayı cinsellikle bozdun diyeceksiniz ama yapacak bir şey yok, gündem böyle. Üstelik konumuzla da alakalı...
Aleyna Tilki fotoğraf çekimi için bir araya geldiği Teoman’a “Flört mü, cinsellik mi?’ diye sormuş; cinsellik cevabını almış:
“Cinsel ilişki daha heyecanlı. Flört heyecanlı değil benim için. Yaşla birlikte değişen şey, artık yatışan hormonlarla daha düşünerek kurguladığım cinsel hayatım. Sanıyorum Foucault’un bir lafıydı: Cinsellik bastırılmıyor, kışkırtılıyor. Hakikaten de öyle. Cinsellik üzerine bir hayat kurulamaz. Hayatın merkezi değil, eşlikçisi bana göre...”
Flört ve cinsellik konusunda Teoman’a katılmıyorum.
Bence flört daha heyecanlı, hatta sağlıklı bir cinsel yaşamı güzel kılan da işin bu flört kısmı.
Yani bir kişiye uzaktan hayran olmadan, yakından elektriğe kapılmadan, uykuların kaçmadan, kalbin sıkışmadan, yaşanan hiçbir şeyin gerçek anlamını taşımadığı kanısındayım.
Yüzyılımız için fazla mı romantik kaçıyorum bilmiyorum ama işin bu kısmı ne kadar uzun sürerse, vuslatın (kavuşmanın) da bir o kadar kıymetli ve unutulmaz olduğunu düşünüyorum.
Diğer yandan şu sözlerine sonuna kadar katılıyorum Teoman’ın:
“Cinsellik hayatın merkezi değil, eşlikçisi. Cinsellik üzerine bir hayat kurulamaz...”
Teoman farkında olmadan kapak gibi cümle kurmuş Gerede’nin tezlerine.
Bugün itibarıyla bir yıl daha geçmiş oldu.
Acaba Teoman da ben de fazla mı yaşlandık, ne dersiniz?

Yazarın Tüm Yazıları