Saron Körfezi'nin popüler adası: Hydra
Feribotta uyumamak için kendimi zor tutuyorum. Zira, Pire'den bindikten sonra ilk durak olan Hydra'ya yolculuk yaklaşık bir saat sürüyor. Durağı kaçırıp başka adalara gitmek var işin sonunda... Üç gün sonra Atina'da evlenecek olan çok sevdiğim bir arkadaşımın düğünü için geldim Yunanistan'a... Buraya kadar gelmişken bir adaya uğramadan edemezdim. Yunanlı arkadaşım Dena, Hydrayı önerince hemen yönümü iki günlüğüne bu şirin adaya çevirdim.
Hydra Yunanca 'su' kelimesinden türemiş bir isim. Adanın içindeki su kaynaklarından dolayı bu adı aldığı düşünülüyor. Beni havalimanından Pire Limanı'na getiren transfer aracının şoförü Panos, "Zengin Yunanlıların adası, her şey ateş pahası orda" diyor. Okuduğum internet sitelerinde ise "Mikanos junior" gibi tanımlamalar var. Bana göre ise ünlü ozan 'Leonard Cohen'in adası...
Zeynep Gülder, seyahatleriyle ilgili yazılarını 'www.tazebirnefes.com' blog adresinden paylaşıyor
Feribottan inince bir film setine gelmiş gibi hissediyorum. Sevimli mi sevimli, minik bir liman, hemen sağda karşılama heyeti gibi dizilmiş kara gözlü eşekler... "Bu adada motosiklet, araba yok! Tek ulaşım aracı eşekler, bir de deniz motorları" demişlerdi... Limanda göründüğü kadarıyla Hydra aynı zamanda yatların da uğrak yeri... Kalacağım otelin müdürü Stelyo, telefonda oteli tarif ediyor. Gülümseyerek kendi kendime mırıldanıyorum:"Prenses Zeynep Hanım, adanın taşlı yollarında tekerlekleri pek bir işe yaramayan dört tekerlekli valizinizi 15 dakika mesafedeki otelinize götürmek size kaldı ne yazık ki..."
Hydra'da motosiklet, araba yok! Tek ulaşım aracı eşekler ve deniz motorları
Oflaya puflaya otele yürüdükten sonra karşımda üzerinde Hotel Angelica yazan taş binayı görmek beni mutlu ediyor. Çok cici bir butik otel burası... Her şey tam da olması gerektiği gibi; abartısız ve şık... Kim bilir, belki Yunanistan'ın turizm başarısının sırrı bu küçük temiz işletmeler. Bizdeki gibi yepyeni lüks oteller, tatil köyleri yok... Ama bizdekinin çok üstünde bir turist kalitesi var.
Plajlara ulaşmanın en kolay yolu deniz motorları. Limandan belli saat aralıklarıyla kalkıyorlar. Bazı plajlarda çok güzel restoranlar ve oteller de var. Vlychos plajındaki 'Four Seasons' bunlardan biri... Hydra küçük bir ada... Öyle ki birkaç gün kalınca plajlarda ve sokaklarda aynı yüzleri görmeye başlıyorsunuz. Neredeyse yazlık bir site gibi... At nalı şeklindeki Liman'dan yukarı çıkan daracık sokaklarda lokantalar, sanat galerileri, takı gibi özel tasarımlar satan dükkânlar var. Akşamları gezinmek keyifli. Sonrasında güzel bir akşam yemeği ve belki barlar... Tamamen size kalmış. Aman şu restorana gidin, mutlaka bunu yiyin demeyeceğim.
Ayos Nikolaos Plajı
Hydra zorunlulukları, yapılacak şeyler listelerini, ve trafiği tamamen unutulacağınız bir yer. Burası kendi başına minik bir dünya ve sizi doğayla buluşturuyor. Bunu en çok 'Ayos Nikolaos' plajında hissediyorum... Limandan 45 dakikalık bir motor yolculuğuyla ulaşılıyor bu ücra plaja... Saat 11 gibi tekne yanaştığında plaj bomboş... Teknedeki yaklaşık 20 kişi dolduruyoruz şezlongları...
Vlychos Plajı
Açıkta demirlemiş yatlar dışında hiçbir yaşam belirtisi yok. Sıcağın bunaltmasını önleyen hafif bir rüzgar esiyor. Hani o Ege'ye özgü rüzgarlardan... Bu bakir ve basit hayat beni her şeyden koparıp kendine bağlıyor bir... Hani şu moda deyimle "Beni benden alıyor"... Nedendir bilmem dudaklarımda şu eski şarkı "Bana benden yakın benden yabancı, içimde dolanan gezen biri var"...