GeriSeyahat Rio’da samba mevsimi
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Rio’da samba mevsimi

Rio’da samba mevsimi

Brezilya’nın ilk başkenti Rio de Janeiro adeta bir Dali ya da Picasso tablosu gibi sürrealist bir şehir. Hele karnaval zamanıysa her şey gerçeküstü bir masala dönüşüyor. Coğrafya burada cömertliğini gösterip, denizlerle dağlar arasında, yeşili bol öyle bir şehir yaratmış ki, akıllara zarar... Rio’nun meşhur karnavalı bu yıl 20 Şubat’ta başlıyor. Dört gün sürecek. Bu rengarenk gösteriye tanık olmak istiyorsanız, bavullarınızı hazırlayın.

Yeni dünyanın ilk kaşifleri bazen yaptıkları hatalarla dünyadaki bir sürü şeye önderlik etmiş. Kristof Kolomb, Hindistan’a vardığını düşünerek Amerikan yerlilerini Hintli zannetmiş. O gün bugündür isimleri Indian, yani Hintli kalmış. Bir diğeri ise Rio’nun girişindeki Guanabara Körfezi’ni nehir ağzı sanmış, aylardan da ocak olunca şehre Rio de Janeiro yani “Ocak Nehri” adını vermiş. Rio de Janeiro bugün dünyanın en gözde şehirlerinden biri. Her yıl milyonlarca turiste tebessüm ediyor. Kısa adıyla Rio sefaletle ihtişamın kolkola samba yaptığı bir şehir, bir yanda Güney Amerika’nın en büyük “Favella” yani gecekondu mahalleleri, diğer taraftan demir parmaklıkların arkasındaki lüks evler garip bir tezat oluşturuyor. Rio’lulara “Carioca” diyorlar, bunlar hayatı vur patlasın çal oynasın tarzında algılayıp, öğle yemeği molasında bile parmak arası terlikleriyle soluğu plajda alıyor. Şehir merkezinde yaklaşık altı milyon kişi yaşıyor. Plajlarla süslenmiş Rio sahillerinde neşeli kalabalıklar ağırlanıyor ama hava biraz kararınca plajlar hırsızlara ve onların avlarına kalıyor, zaten şehir cüzdanınıza en sahip çıkmanız, hatta mümkünse onu otelin kasasında bırakmanız gereken yerlerden biri. Rio’da dolaşırken biraz para ve bir kredi kartı yeter de artar bile, Cosmo kızlarınaa tavsiyem ise mücevherlerini evde bırakıp, Rio’da mütevaziliğin tadını çıkarmaları.
KAMBUR VE ŞEKER TEPELERİNDE ŞEHİR AYAKLARINIZIN ALTINDA
Adını Pau Brasil isimli ağaçtan alan Brezilya, 180 milyonluk nüfusu ve Güney Amerika’nın neredeyse yarısına eşit topraklarıyla devasa bir ülke. 8,5 milyon kilometre karelik yüzölçümünün yaklaşık 6 milyon kilometrekaresi Amazon ormanları. Nüfusun yüzde 12’si “Mestizo,” yani yerlilerle beyazların melezi. Bir kısmı ise “Mulatto”, yani beyazlarla zencilerin melezi. Ülkede etnik gruplar birbirine karşı saygılı.
Şehrin manzarasının tadını çıkarmak isteyenler iki tepeden birine tırmanıyor. İlki kambur anlamındaki 710 metrelik Corcovado. Şehirden bir finikülerle, 25 dakikada çıkacağınız bu tepede 1931’de yapılmış dünyanın en büyük Art Deco heykeli var. 30 metrelik Kurtarıcı İsa (Cristo Redentor)heykeli tüm haşmetiyle tepeden şehre gözcülük ediyor, nutkunuz tutuluyor. Aşağıdaki Guanabara Körfezi, plajlar, göl, muhteşem bir köprüyle ana karaya bağlı Niteroi Adası, Sugar Loaf Tepesi, arkada 1991 yılında UNESCO tarafından biosfer rezervi ilan edilmiş Tijuca Ormanları neredeyse elinizi uzatsanız tutacağınız mesafede. Burada yaşamı bir fotoğraf karesinde dondurup, o karedeki esas kız veya oğlan olmak istiyorsunuz. Şehir tüm garipliklerin ortak paydasını oluşturan bir yerleşim. Kırmızı ışıkta beklerken, akrobatlar gösteri yapıp, para dileniyor, yanınızdan geçen otobüsü bir spor merkezi yapmışlar, otobüs şehrin sokaklarında dolanırken içerdekiler, bisiklet çevirip, ağırlık kaldırıyor. Siz meraklı turist olarak şaşkın bakışlar fırlatırken, şehir ahalisi şeker kamışından yapılmış, alkol oranı yüksek “Caipirinha”larını ya da bizim gazoza benzeyen “Guarana”larını içiyor, bazısı da ellerinde kocaman hindistan cevizleri ve bir kamış lıkır lıkır hayatı yudumluyor. Sahilde tek vücut olmuş sevgililer, çocuklarının peşinde koşan anneler, kumdan sanat harikaları yaratanlar, voleybol oynayanlar, elde olta balık tutanlar... Peki ama bu şehirde kim çalışıyor?
396 metre yükseklikteki Sugar Loaf yani “Şeker Ekmeği” Tepesi de manzara açısından eşsiz bir nokta.
İki ayrı teleferikle
zirvesine çıkacağınız bu tepede gün batımları
adeta bir şiirden çalıntı.
PLAJLAR ŞÖLEN YERİ
Plajlar ise bir başka alem. Copacabana herkesi kucaklamış. Akşamları kurulan sergilerde her türlü el ürünü var. Adsız ressamların resimleri caddelerden taşıyor. Tam ortadaki Help isimli disko adından anlaşılacağı üzere, yalnız erkeklere hanım arkadaş bulma mekanı. İpanema biraz daha kaliteli bir grubun tercihi. Dalgalı denizi nedeniyle ismi tehlikeli sular anlamına geliyor. Plajları numaralı: 8 zencilerin, 9 gaylerin, 10 ise hippilerin güneşlendiği plajlar. Adını bulunduğu yerdeki bir çiftlikten alan Leblon ise İpanema plajının hemen devamında ve daha ziyade ailelere hitap ediyor.
Dünyanın en büyük stadyumu Maracana da Rio’da. 1950 Dünya Kupası için 22 ayda yapılmış bu 200 bin kişilik stat. Sonra, ilk maçta küçücük Uruguay’a 2-1 yenilmişler. Oysa, Brezilya bugüne kadar Dünya Kupası’nı beş kere kazanmış tek ülke! Tina Turner, Madonna gibi sanatçıların konser verdikleri stadyumda izleyici rekoru 205 bin kişiyle Paul Mc Cartney’e ait.
Türkiye’ye kış devam ederken yazın en güzel günlerinin yaşandığı,  güney yarım kürenin muhteşem şehri Rio’da hayat hep mevcut olan anda yaşanıyor, gelecek kaygısı yok, Rio’ya giderseniz, tokuşturun kadehleri, bu hayatın provası da yok, tekrarı da, oysa kadehlerin devamı şişede sizleri bekliyor.
Meryem Ana’ya adanan Nossa Senhora da Candelaria Kilisesi, Yeni Katedral, Praça (Meydan) Floriano görülmeye değer. 1910’da açılan Opera, Milli Kütüphane ve Güzel Sanatlar Müzesi birbirine yakın mesafede.
1700 METRELİK SAMBA PODYUMU
Tüm Brezilya’da kutlanan karnaval, Rio’luların tüm yıl boyunca hazırlandıkları ve şehrin beş günlüğüne rüyaya dönüştüğü bir zaman dilimi. 1934 yılında devrin diktatörü Vargas tarafından, samba karnavalın resmi dansı kabul edilmiş. Geçit törenlerinde kullanmak için Sambadrom dedikleri, özel bir alan yaratılmış. Karnavalda samba okulları 95 dakikada bu 1700 metrelik alandan yaklaşık 4 bin kişilik bir ekip olarak ritmi ve dansı bozmadan, zamanı da aşmadan geçmek zorunda! Bu geçit töreni esnasında 90 bin seyircinin arasına dağılmış jüri üyeleri okullara oy veriyor. Paskalya öncesi şubat ve mart aylarında yapılan karnavalın tarihi her
sene değişiyor. Beija-Flor, Mangueria,
Portela ve I.Leopoldinense samba okullarından en meşhur olanlar.

ALIŞVERİŞ

Rio alışverişten keyif alacağınız şehirlerden. Rio Sul, Fashion Mall şehir merkezindeki AVM’ler. Kıtanın en büyük alışveriş merkezi, 540 mağazalı Barra Shopping ise şehrin biraz dışında. Taksiyle gitmeniz lazım. Türkiye ile kıyaslandığında fiyatlar uygun. Plaj kıyafetleri, mayolar, şık terlik ve ayakkabılar, Brezilyalı tasarımcıların ürünlerini alabilirsiniz. Dostlarınıza hediyelik arıyorsanız sambacı kız bebekleri, Amazon hayvanlarının bibloları, kalem ve tişörtler ideal. Brezilya yarı değerli taşlar konusunda dünyanın en önemli ülkelerinden. Guinness Rekorlar Kitabı’na giren dev mücevher fabrikası H.Stern, İpanema’da. Sahibi akordionunu satarak bu imparatorluğu kurmuş, kıtanın her ülkesinde şubeleri var.
Ürün satış sayısında
dünya birincisi, ciroda ise Tiffany’nin arkasından ikinci. Fabrikasında bir de müze kurulmuş. Ebedi gençliğin sembolü aquamarine, Kleopatra’nın gözdesi zümrüt, Mısırlıların Güneş Tanrısı Ra ile özdeşleştirdiği topaz, bereket ve mutluluk getirdiğine inanılan turmalin ülkede bol bulunan taşlardan.

NEREDE YENİR?

· Marius Carnes: Copacabana plajının sonundaki Leme’de. Et düşkünüyseniz mideniz bayram yapacak. Dur demedikçe, servis sürüyor. Şekli pırasaya benziyen palmiye kalbini muhakkak deneyin. Deniz ürünleri için bitişikteki şubesi Crustaceos’a geçebilirsiniz. (Tel:2542 2393 / www.marius.com.br)
· Confeitaria Colombo: Öğle yemeği için ideal. Açık büfeleri güzel. Kafe şeklinde. 1894’de kurulmuş ve şehrin merkezinde. Geceleri bu bölgeden uzak durmanızda yarar var!
(Tel:2232 2300)
· Porcao: Şehrin en iyi Churrascaria’larından, yani ızgara ette uzman. Deniz kenarında. Domuz yemiyorsanız, sipariş verirken muhakkak belirtin. (Tel:3461 9020 / www.porcao.com.br) Brasileirinho: Brezilya mutfağının iyi temsilcilerinden biri. (Tel:2513 5184)

NEREDE EĞLENİLİR?

Rio’da Flamengo ile Leblon arası Zona Sul (Güney Bölge) olarak geçiyor. Şehrin gece hayatında en hareketli mekanlar burada. Clubber’sanız hafta içi Nuth, Guapo Loco, Mariuzinn ve Melt’i, hafta sonunda Club Six, Casa de Matriz, 00 ve Bombar’ı deneyin. Sahnede müzisyen olmalı, diyorsanız cuma geceleri Carioca de Gema’ya, cumartesileri de Sacrilegio ve Dama de Noite’ye gidin. Chil out için en iyi adresler Kiosk da Lagoa, Academia da Cachaca ve Sitio Lounge. Sokak partilerine meraklıysanız cuma Juarez, cumartesi Salgueiro, pazar da Baixo Gavea en iyileri. Lounge müziğin babası sayılan Bossa Nova dinleyebileceğiniz iyi yerlerden biri de İpanema’daki Vinicius Bar. Giriş 25 Real. Program 22.00 gibi başlıyor. (Tel:2287 1497) Hemen karşısında da şarkının yazıldığı İpanemalı Kız barı var.

İPANEMALI KIZ VE BOSSA NOVA

Frank Sinatra’nın sesinden şöhrete kavuşan “Girl from İpanema,” yani İpanemalı Kız isimli şarkı Bossa Nova (Yeni Moda) tarzı müziğin en gözde eserlerinden. Hikayesi ilginç. 1960’larda ünlü şair Vinicius de Moraes ve besteci Tom Jobim, İpanema’daki bir barda otururken içeriye sarışın bir afet girer. Sözler ve notalar aynı anda kağıda dökülür. Orijinal adı “Garota de İpanema” olan şarkı ortaya çıkar. İpanemalı kıza ne mi olur? Asıl adı Helo Pinheiro olan kadın bugün 60’ını geçmiş, cami yıkılmış ama mihrap yerinde. Hoş bir hanım, hatta geçtiğimiz yıllarda kızı Ticiane ile ünlü erkek dergisi Playboy’a soyundu!
Saffet Emre TONGUÇ

False