GeriSeyahat Restoranlarda yeni lüks: Samimiyet
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Restoranlarda yeni lüks:  Samimiyet

Restoranlarda yeni lüks: Samimiyet

New York-İstanbul hattından samimi birkaç mekan ve hissettirdikleri.

Manhattan’ın Prince Street’inde kilisenin tam karşısındaki Café Habana’yı birkaç yıl önce tesadüfen keşfetmiştim. Kübalı dünya güzeli garson kız barda bir kişilik yer kaldığını söyledi. Yerime yerleşince nerede olduğumu anladım: Lenny Kravitz’in ‘Again’ klibinde oturduğu bar taburesinde oturuyordum. O şöhrete nazaran hiç de gösterişli bir yer değildi. Eski usul bir diner, masalardaki tabaklar tepeleme dolu. Dekorasyon hiçe yakın. Sonradan en az yedi-sekiz kez daha gittim. Çalışanların hepsi aynı. Dekorasyona tek bir ek yapılmadı. Hâlâ ne kadar ünlü olursanız olun, bir müdavim
gibi el üstünde tutulmuyorsunuz. Tıpkı West Village’daki Spotted Pig ya da Upper East Side’daki Le Bilboquet gibi.
Spotted Pig, Michelin
yıldızlı bir gastro-pub.
Yemekler de ortam da biraz İngiliz, biraz İtalyan. Yer bulmak Café Habana’dan da zor. Orayı ünlü eden, şefi April Bloomfield’in burgerleri kadar rahat, neşeli bir yer olması. Müdavimler, ünlülerden öncelikli. Hoş, müdavimleri arasında da Jay Z, Jude Law gibi isimler var.
 ‘Upper East Side’ın yemeği pahalı, ruhu mütevazı mekanı Le Bilboquet ise ‘şık’ Türklerin de sık gittiği, küçücük bir Fransız bistro. Kapıda kuyruk garanti. Sahibi Fransız Philippe’i, daima müşterilerle sohbet halinde görebilirsiniz.
Masalar birbirine o kadar yakın ki sosyalleşmek işten değil. Cumartesi akşamı, Wall Street’in gediklilerini bile masaların üstünde dans ederken bulabilirsiniz.

İSTANBUL’DAN...

Bu satırların yazarı 30 yıldır Bebekli. Semt, son 10 yılda yeme-içme üssüne dönüştü. Tüm mahalleli sık sık isyandayız.. Popülerliğinden dolayı şikayet edeceğimi sanabileceğiniz Lucca’nınsa semt sakinleriyle arası çok iyi. Müşterileriyle sosyalleşmeyi seviyor. Örneğin mekandaki sergilerin çoğu, sahibi Cem Mirap’ın ticari kaygı gütmeden, arkadaşlarına yaptığı bir jest. Servis elemanları, barmenler, hatta DJ’ler yıllardır aynı. Orada bir fotoğraf çekip Instagram’a koyduğunuz zaman Lucca hemen ‘like’ ediyor. Lucca’yı kalabalığı nedeniyle uzaktan seyrederseniz o kalabalık size ‘duvar gibi’, içeri girerseniz ‘parti gibi’ geliyor.
Nişantaşı’ndaki Kantin’i ve Hünkar’ı, İstanbul’da açılan onca zincir mekana karşın her geçen gün daha da pamuklara sarıyoruz. Lal Dedeoğlu’na sormadım ama felsefesi müdavim mekanı yaratmak olabilir. Açtığı her yer bir sosyal kulüp oldu. Geçen yıl açılan Karaköy Bej, Liman Caddesi’ne mahalle çeşnisini kattı.
2000’leri minimal dekorasyona sahip, füzyon yemekler sunan mekanların peşinde geçirdik. Şimdi aradığımız lüks, huzur. Restoranlarda bile huzur ve güven arıyoruz, evde hissetmek istiyoruz. Bunu sağlayan restoranlar! Tüm yeme-içme trendlerine rağmen biz sizdeyiz.

False