Porto Riko’nun Dünya Mirası
Porto Rikolu mimari tarihçisi Arleen Pabon “Biz hiç geçmişe yolculuk yapmıyoruz, binalar bizi oraya götürüyor” diyor. Haksız sayılmaz.
Başkentin tarihi bölümü Karayipler’deki en eski iki yerleşimden biri. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde. Nevşehir’in Avanos ilçesinde pidecilik yapan ve her kış bir ay dünyayı keşfe çıkan okurumuz İsmet İnce ocakta gitti, izlenimlerini yazdı.
New York’tan kalkan uçağım Karayipler’in saklı hazinesi, eğlence adası Porto Riko’ya öğle saatlerinde indi. Başkent San Juan’ın kendi gibi küçük ama şık havaalanına ayak bastığımda sıcak bir hava karşıladı beni. New York’un soğuğunu telafi etmek ister gibiydi. İyi de olmuştu aslında! Şubatta deniz, kum, tarih, eğlence biraz da sıcak isterdi zaten!
KARAYİPLER’İN EN ESKİ İKİNCİ ŞEHRİ
San Juan Havaalanı’ndan şehre ulaşım gayet kolay, ucuz. Taksilerin yanında şehir merkezine düzenli otobüs seferi var. Bu otobüslerle adanın öteki ucundaki tarihi San Juan Bölgesi’ne geçtim. Tarihi bölümündeki bir pansiyonda dört gün kaldım.
San Juan’daki yeni yerleşim modern binalarla dolu. Plajlar genellikle bu bölgede. Tarihi bölge ise İspanyol mimarisinin hâkim olduğu çok renkli, sömürge mimarisi üslubunda yapılarla bezenmiş. İki bölgeyi birbirine üç köprü bağlıyor. Yeni bölge San Juan’ın doğusunda, tarihi bölge ise batıda.
Burası Dominik Cumhuriyeti’nin başkenti Santo Domingo’dan sonra Karayipler’in en eski ikinci şehri. Yaklaşık 500 yıllık geçmişe sahip. Eski bölgede 16 ve 17’nci yüzyıllara ait 400 civarında sömürge binası bulunuyor. Bugün bunların hepsi restore edilerek San Juan’ın günlük yaşamında devreye sokulmuş. Yapıların hepsi farklı renklerle boyanmış. Büyük çoğunluğu iki katlı… Binalarda ahşap ve demir işlemeler hemen göze çarpıyor. Bazılarının balkonu çiçeklerle süslenmiş.
Sokaklar dar olmasına karşın binaların estetiğini bozmuyor. Yerler parke taşı kaplı. Kaldırımlar sadece iki kişinin yan yana yürüyebileceği kadar dar.
Sokaklarda trafik tek yönlü. Park yeri sorunu nedeniyle araçlar kaldırımları işgal ediyor.
YÜRÜYEREK GEZİLEBİLİR
Tarihi San Juan’ın planı, kare şeklindeki yedi bloktan oluşuyor. Otomobil kiralamaya gerek yok. Gezmek kolay. Ücretsiz troleybüs de var. Fakat keşfin en iyi yolu yürümek. Ben bu sayede semtte dört günde ayak basmadık yer bırakmadım. Her sokağından ayrı keyif aldım. Semtin bir kısmı kalın, yüksek bir duvarla çevrili. Liman yakınındaki Paseo de la Princesa adlı park ve yürüyüş alanından başlıyor duvar. Bir dönem ‘Duvarlı Şehir’ olarak adlandırılmasının nedeni de bu. Duvarın denize bakan kısmında, etrafı taşla örülü büyük bir geçit oluşturulmuş. 1700’lü yıllarda inşasına başlanan bu geçidin adı ‘Şehir Kapısı.’ Yanı başındaki park, ağaçlar, banklar, heykeller, sokak lambalarıyla güzelleştirilmiş bir gezinti alanı. Akşamları çocuklu aileler geliyor. Parkın duvar tarafında gösterişli La Casita göze çarpıyor. 1837’de yapılan bina bir dönem cezaeviydi. Şimdilerde Porto Riko Turizm Şirketi’ne ait. İçinde bir sergi salonu da bulunuyor. Yapı Karayipler’in en geniş kruvaziyer limanlarından birine bakıyor. Limandaki portakal renkli yapı ABD Gümrük Binası.
KANUNİ’NİN ÇAĞINDAN KALMA SANTA CATALINA
Hostos Meydanı’ndan yukarı yürüyünce 260 yıllık Cristo Kilisesi ile karşılaşılır. Hemen ilerisinde yükselen La Fortaleza’nın (Santa Catalina Sarayı) yapımına Kanuni’nin İran seferine çıktığı 1533’te başlanmış, yedi yılda tamamlanmış. Kentin ilk savunma tesisi pek çok restorasyondan geçmiş. Şimdilerde hükümet konağı.
İçinde yemyeşil bahçesi bulunan Casa Blanca, 1521’de inşa edilmiş beyaz renkli, gösterişli bir yapı. Kurucu Juan Ponce de Leon’dan itibaren uzun yıllar ada yöneticilerinin konutuymuş. Günümüzde müze. Koleksiyonu 16, 17 ve 18’inci yüzyılın aile hayatını yansıtıyor. Her odası evin tarihteki işlevine göre dekore edilmiş.
Yüzölçümü Elazığ kadar
Porto Riko, Karayip Denizi ve Kuzey Atlas Okyanusu arasındaki küçük bir Karayip adası. Florida’dan Venezüella’ya kadar uzanan Antiller olarak bilinen adalar kümesinin en küçüğü. Dominik Cumhuriyeti ile ABD Virgin Adaları arasında. Miami’ye 1800 kilometre uzaklıkta. 4 milyon nüfusa
sahip. Yüzölçümü yaklaşık Elazığ kadar.
ABD’den ayrılabilir
Porto Riko’nun tarihi, Kristof Kolomb’un adaya ayak bastığı 1493’e kadar uzanıyor. Resmi olarak 1521’de İspanyol Valisi Ponce De Leon tarafından kuruldu. Uzun yıllar İspanyol sömürgesi olarak kalan Porto Riko’ya 1809’da eyalet statüsü verildi. 1898’de ABD-İspanyol savaşı sonrası ABD’ye geçti. 1917’de de Porto Rikolular ABD vatandaşı sayıldı. 1951’de kendi iç yönetimine kavuşup, 1952’de yarı otonom bölge olarak tarihe geçti. 1952’de de ABD’nin bir parçası olduğu onaylandı. Şimdilerde iç işlerinde serbest, dış işlerinde ABD’ye bağlı. Bu yüzden tüm vatandaşları ABD pasaportu taşımakta. Yakında yapılan referandumda az bir farkla bağımsızlık kararı çıktı. ABD Başkanı Barack Obama bu tavrı saygıyla karşıladığını duyurdu, Kongre’yi göreve çağırdı. Porto Riko ismi, ‘Zengin liman’ anlamına geliyor. Resmi dili İspanyolca olmasına karşın, halkın büyük çoğunluğu İngilizce konuşuyor. Başkenti San Juan’ın nüfusu 450 bin civarında.