GeriSeyahat Pasifik sahilinde 600 kilometre
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Pasifik sahilinde 600 kilometre

Pasifik sahilinde 600 kilometre

Amerika’nın California Eyaleti’nde, göz alıcı Pasifik Okyanusu’na paralel uzanan bin 50 kilometrelik “1 Numaralı Otoyol”un isimlerinden biri de Route 1. 1934’te açılan otoyol güneyde Los Angeles yakınlarındaki Dana Point’ten başlıyor, San Francisco’nun 300 kilometre kuzeyindeki Leggett’te sona eriyor. Otomobil kullanmayı seven, doğa meraklısı gezginleri bölgeye çekiyor. Okurumuz Petek Gürsoy geçen yıl kasım ayında bu rotayı üç günde geçti, izlenimlerini yazdı.

İster Los Angeles’dan başlayıp, yukarı çıkın isterseniz San Francisco’dan aşağıya inin... Alternatif rotalara göre daha uzun ve virajlı olmasına rağmen Route 1, muhteşem okyanus manzarası sebebiyle otomobil kullanmayı sevenlerce özellikle tercih ediliyor. Eğer siz de bizim gibi kasım ayında yollara düşecekseniz, sonbaharın serin günlerine denk gelecek ve güneşi erken batıracaksınız bu durumu göze alarak konaklama yapılacak yerleri ve yolculuk süresini önceden planlamanızda fayda var.

Bizim duraklarımız sırasıyla San Francisco, Santa Cruz, Monterey, Carmel, 17 Mile Drive, Point Lobos, Big Sur, Santa Barbara ve Los Angeles oldu. San Francisco ve Los Angeles civarında bir haftaya yakın vakit geçirdiğimizden bu rotayı üç günde tamamladık, umarım sizin bu güzel yolculuk için daha fazla vaktiniz olur.

DELİKLERDEN DENİZ ASLANLARINI SEYRETTİK

San Francisco’dan yola çıktığımızda yaklaşık 1 saat uzaklıktaki San Gregorio State Beach ve Half Moon Bay’de kısa bir fotoğraf ve kahve molası verdik. Balayı için özellikle tercih edilen Ritz Carlton Half Moon Bay’e hayran kaldık ve Santa Cruz’a devam ettik.

Mevsim nedeniyle oldukça sessiz ve sakin bir yazlık kasaba diyebileceğimiz Santa Cruz’da en fazla hareket iskele civarında gözüküyordu, biz de midemizin sesini dinleyerek otomobilimizi parkedip, Santa Cruz Wharf’a çıktık. İskelenin sonuna doğru ilerlediğimizde alt katta güneşlenen deniz aslanlarının sesini daha net duyabiliyorduk. Bu şirin hayvanları rahatsız etmeden izleyebilmek için iskelenin tabanında ufak pencereler açmışlar, böylelikle alt katta ailece yatıp güneşlenen deniz aslanlarını rahatlıkla seyredebiliyorsunuz.

Havanın resimlerde güneşli olduğuna bakıp aldanmayın hava yaklaşık 15 derece ve okyanus suyu da özel kıyafetsiz girilebilecek bir ısıda olmamasına rağmen her yaştan sörfçü bu rüzgârlı günün keyfini çıkarmaya hazırlanıyordu.

JACK LONDON’IN NEFİS KALAMARLARI

Santa Cruz’dan sonraki durağımız ve akşam konakladığımız ufak kasaba Monterey’di, akşam İtalyan restoranı Gino’s da yediğimiz nefis pizza ve California şarabı, sabah iskelede artık iyice samimi olup yan yana fotoğraf çektirdiğimiz deniz aslanları, meşhur Old Monterey’de pan cake ağırlıklı XL kahvaltı da bu güzel günden aklımızda kalanlar.

Route 1‘da ikinci günü biraz yorucu geçirdik. Yaptığımız mil / kilometre hesabı ve hız limiti maalesef tutmadı. Monterey’den de öğlene doğru yola çıkınca ilk durak olan Carmel’e biraz geç ulaştık.

Gördüğümüz en güzel yazlık evleri ve sessiz plajı hızla geçip meydanda Jack London’ın cafesinde nefis kalamarlarla karnımızı doyurduk.

Big Sur’a doğru yol alırken görmek istediğimiz iki önemli doğal park daha vardı. 17 Mile Drive; 27 kilometrelik güzergah boyunca çeşitli noktalardan harika okyanus ve doğa fotoğrafları çekebileceğiniz bir park. Point Lobos State Reserve, yine bir koruma alanı. Pasifik’in tüm hırçınlığını değişik açılardan görüyorsunuz. Vaktiniz varsa dağ parkurlarında yürülüş yapabilirsiniz.

ALIŞVERİŞ CENNETİ CAMERİLLO

İki parkı da gezdikten sonra bizim için macera başladı zira hava yavaş yavaş kararıyor ve rakım yükselmeye başladığından sis çöküyordu ve o akşam konaklayacağımız Santa Barbara’ya 4 saatlik yolumuz vardı, tüm bu etkenler inanılmaz manzarasıyla meşhur Post Ranch Inn’de iki kadeh şarap içmemizi engellemedi.

Sıra Pfeifer Beach’deydi. Biz gittiğimizde saat 18.00’i geçiyordu. Ortada kimse yoktu. Korku filmleri için çok iyi set olabilecek haldeydi. Gelmişken kesinlikle uğramanız gereken bu plajı da gördük.

Gece oldukça geç bir saatte Santa Barbara’ya vardığımızda çok yorgun olmamıza rağmen sahildeki hareketli gece hayatını es geçemedik. Ertesi sabah da meşhur Santa Barbara Mission Kilisesi’ni gezip Amerikan dizilerinden bize oldukça tanıdık gelen Montecito çevresinde kısa bir tur attık. Sonra son durağımız olan Santa Monica’ya doğru yola koyulduk. Yol üzerinde alışveriş cenneti Camerillo Premium Outlet’de hesapsız saatler geçirdik.

Route 1‘ı sonlandırdığımız Santa Monica, güzel bir sahil şehriydi. Bisikletle plaj boyunca ilerleyince şehrin en renkli bölgesi Venice Beach’e rahatlıkla ulaşılıyordu. Otomobille çok daha hızlı ulaşmak mümkündü. Malibu sahilinde kokteyllerimizi yudumlayarak gezimizi tamamladık.

Otomobille yolculuğu seviyorsanız size nefis doğa güzelliklerinin eşlik edebileceği nadir rotalardan biri Route 1. Niyetliyiz, en kısa sürede yine gideceğiz.

 

False