Müze evler
Bir şehrin uygarlık ölçüsü
Şehrin en umulmadık yerlerinde, her an karşımıza çıkabilecek kadar bize uzak müze evler, İstanbul Life Dergisi'nin temmuz sayısına konu oldu. Bu yazıyı kısaltarak yayımlıyoruz.
Atatürk Müzesi
İstanbul'un düşman işgali altında bulunduğu günlerde Mustafa Kemal'in sık sık arkadaşlarıyla toplandığı, bir yıldan daha fazla süre oturduğu ev Şişli'de. Soluk renkli apartmanların arasında bulunan bu üç katlı pembe renkli ahşap evi farketmemek mümkün değil aslında. Bir ara kısmi bir yangın geçiren ev kahpı tokmaklarından camlarına kadadr üslubuna uygun olarak onarıldıktan sonra Atatürk Müzesi olarak 1981'de ziyarete açıldı. Ev, yaverinin oturduğu alt kat, Atatürk'ün yaşadığı orta kat, annesiyle kızkardeşinin paylaştığı üst kattan oluşuyor. Ne yazık ki günümüze ev eşyalarından bir müzik dolabı dışında bir şey kalmamış.
Ancak alt katta İtalyan ressam Vittali Pisani'nin Kurtuluş Savaşı'nı betimlediği 9 tablodan oluşan suluboya resimler müzede sergilenen ilginç eserlerden. İbrahim Çallı'nın 1937 imzalı orjinal bir Atatürk tablosu, Ressam Weinberg tarafından yapılan Atatürk portreleri görülmeye değer.
Atatürk'ün dönemin ölçülerine göre oldukça şık giyindiğinin göstergesi müzede sergilenen giysiler. Atatürk'ün bundan tam 63 yıl önce Paris'te dikilen frağı da müzede sergilenen giysiler arasında.
Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı diğer müzeler gibi ücretsiz ve pazar perşembe günleri dışında 9.00-16.00 saatleri arası her gün açık.
Adres: Halaskargazi Cad. Şişli
Tel: 0212 240 63 19
Adam Mickiewicz Evi
Saadeti yuvasında bulamamıştı/ Çünkü yuvasında saadet yoktu'' dizeleri Polonyalıların dünyaca ünlü şairi Adam Mickiyewicz'i en kısa yoldan anlatıyor. Bu kadarı yeterli değil diyorsanız şairin göçebe hayatından bir kesit sunan bu müze evi görmelisiniz. 1855 yılında İstanbul'a geldiğinde kaldığı bu evde kısa bir süre sonra muhtemelen bir kolera salgını sonucu hayatını yitiren şair, yaşamını ülkesinin özgürlüğü için verdiği mücadeleye adamış.
Kirası yüksek olmadığı için taşındığı bu evde uzun süre kalmaya niyetli değildir aslında. Planı Sırbistan ve Bulgaristan'a gitmektir. Ne yazık ki bu iki plandan sadece birisi gerçekleşir. Şairin binbir güçlükle dolu hayatını simgeleyen şehrin kenarındaki bu karanlık evin bodrum katında Horatius'un ‘‘Bronzdan som heykeli kendime diktirdim'' dizelerinin yer aldığı sembolik bir mezar bulunuyor.
Moskova'da, ‘‘şiirler'' ve ‘‘soneler'' adlı şiir kitaplarının yayınlanmasından sonra Rusya'ya sürgün edilen şairin el yaçzmaları üst katta sergileniyor. Şairin bronz büstü, ‘‘Ayudağ Tepesi Üzerinde'' adını taşıyan romantik portresi, Behçet Kemal Çağlar tarafından Türkçe'yle çevrilen ‘‘Gençliğe İthaf'' adlı şiiri, ‘‘Türk'' denilen hokkası, Osmanlıca gayet güzel yazabildiğinin nişanesi el yazması, müze evde ilk dikkati çekenler arasında. Müze ev, Adam Mickiyewicz'in 100. ölüm yıldönümü olan 1955 yılında açılmış.
Pazartesi-salı günleri dışında 9.00-17.00 saatleri arasında her gün açık. Bilet ücreti, 1 milyon, öğrencilere indirimli 650 milyon lira.
Adres: Sakızağacı Cad. Tarlabaşı
Tel: 0212 258 30 80
Sait Faik’in evi
Burgazada İskelesi'nde kime sorsanız sorun kırmızı demirli evin sokağını gösterecektir size. Birkaç dakika içerisinde ünlü hikayecinin uzun yıllar annesiyle birlikte oturduğu üç katlı beyaz evin bahçesinde bulacaksınız kendinizi. Bahçe ve ev biraz bakımsız kalmakla beraber oldukça hoş bir sükunet duygusu uyandırıyor. Balıkçılarla tutturduğu ahbaplığa, denize olan tutkusunun üzerine hikayelerinde sıklıkla gördüğümüz Sait Faik hiç evlenmemiş. Çok sevdiği halde annesinin itirazları sonucu evlenmediği Rum kızının fotoğraflarının da bulunduğu alt katta bir oda fotoğraflara ayrılmış. Evin bütününde bulunan eşyaların hepsi orijinal. Üst katta annesiyle birlikte sürdürdüğü çift kişilik dünyada adeta tek kişilik yalnızlığını hissettiğimiz yatak odasında karyolası, pijamaları, kıravatları son derece yalın ve sade bir hayatı gözler önüne seriyor. Duvarında dostları Abidin Dino'nun ve Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun kendisine hediye ettiği orijinal tablolar asılı. Yine orta kattaki diğer bir odada, kitapları, özel eşyaları, 47 gibi genç yaştaki ölümünün ardından Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın ve Behçet Necatigil'in yazdığı dizelerle karşılaşıyoruz. Balkonundan çiçekler ve yeşillikler arasından denizi gördüğümüz evin manzarası yine bir ada; Kaşıkadası. Martı sesleri, hikayecinin bu kuşla ilgili çok bilindik bir öyküsünü ‘‘Gündüzünü Kaybeden Kuş''u hatırlatıyor. Kapıları tutsun diye konulan taşların bile deniz taşları olduğu müze ev sevimli ve sade güzelliklerle örülü.
Pazartesi ve cumartesileri öğleden sonra hariç hergün açık olan müzeye giriş ücretsiz.
Adres: Çayır Sok. No: 15
Tel: 0216 381 21 31
Osman Hamdi Bey Müzesi
Eskihisar feribotuna inen yolun sonuna geldiğizde tekrar sola dönüp dar ve stabilize yola girmekten çekinmeyin. Deniz paralelinde ilerlediğinizde büyük bir bahçe içinde iki katlı beyaz ahşap bir yapıyı göreceksiniz. Müze ev depremden dolayı ziyarete kapalı, üstelik ne zaman açılacağı da belli değil.
O zamanki adıyla Müze-i Hümayun yani arkeoloji müzesinin kurucusu Osman Hamdi Bey, ressam, arkeolog, müzeci, yazar sıfatlarını beraberinde taşıyan bir kültür ve sanat adamı. İlk yapıldığı yıllarda bir kayıkhanesi de bulunan evin yanında bir de Osman Hamdi Bey'in resim atölyesi bulunuyor. Şimdilerde bu atölye kütüphane ve sergi salonu olarak kullanılıyor. Bir zamanlar Osman Hamdi Bey'in kendi diktiği sarmaşık güller, Fransız fulyaları bakımsız ama yine de çiçekli. İçeride alt katta soldaki odada bulunan fotoğraflarda evin sarmaşık güller içinde yaşayan halini gördüğünüzde bir üzüntü kaplıyor içinizi.
Evin tamamının duvarlarında Osman Hamdi bey'in röprödüksiyon tabloları bulunuyor. Müze ilk açıldığında şimdiki sahipleri tarafından orjinal tablolar burada sergilenmiş fakat bu sadece bir gün sürmüş. Osaman Hamdi Bey'in kendisine, ailesine ve dostlarına ait fotoğraflar, bir vakitler evin çatısında kullanılan cam kiremitler ve bir kaç eşya şu an müzede bulunanlar arasında. Irk ve din konusunda ön yargısız, batılı değerleri benimsemiş, batı müziğini seven Osman Hamdi Bey, Türkiye'de müzeciliğin mimarı. Ne yazık ki şimdi, müze olan evi virane görünüyor. Müze evin depremden zarar gördüğü için kapalı olduğunu belirtiyor yetkililer. Lakin açık olduğu zaman da gereken ilgiyi göremediği, bakımsızlığından kolayca anlaşılıyor.
Adres: Eskisihar, Gebze
Telefon: 0262 655 63 48
Hüseyin Rahmi Gürpınar Müzesi
Fikir aşamasından bu yana uzun yıllar geçen müze ev için, Adalar Kaymakamı Mustafa Farsakoğlu'nun Hüseyin Rahmi Gürpınar Lisesi öğretmenlerinden oluşturduğu komisyon olağanüstü bir çalışma örneği sergiliyor. Komisyon üyeleri bakımsızlık ve ihmal sonucu, kaderine terk edilen evden çıkan eşyaların sadece bir kısmını kurtarabilmiş, bu son derece özel ve kıymetli eşyaları temizleyip okullarının sergi salonunda sergilemişler. Diğer yandan yazarın Heybeliada sırtlarındaki üç katlı evinin restorasyonu-banyoyu ve mutfağı saymazsak- olabildiğince aslına uygun biçimde tamamlanmış denebilir. Ünlü yazarın evi, Heybeliada sırtlarında nefis adalar ve deniz manzarasına sahip. Ulaşımı ise Adaların simgesi haline gelen faytonla yapmanızda yarar var, yol hayli dik ve uzun. Selim İleri'nin ‘‘Eserlerinde odak aldığı İstanbul'un çok seçkin bir tutanakçısı'' diye nitelendirdiği Hüseyin Rahmi Gürpınar edebiyatımızın oldukça ilginç ve renkli bir şahsiyeti.
Yazarlığıyla olduğu kadar çok güzel dantelalar örmesiyle ve nakış işlemesiyle de ünlü. Sergilenecek eşyalar arasında bulunan işlemeler ve dantelalar bu özelliğinin belgesi. Günlük hayatında sürekli eldiven kullanan yazarın değişik biçim ve renklerdeki eldivenleri, kravatları örgü şişleri, hayranı olduğu Voltaire'in kitapları, el yazmaları, fotoğraf albümü, yazı taslakları, mektupları, sallanan koltuğu, yazı masası çok yakında müze evde sergilenecek. Hayatının son 31 yılını Heybeliada'daki bu evde yakın arkadaşı, Miralay Hulusi Bey'le birlikte çok dar bir akraba çevresi içinde geçiren yazar, çok sevdiği arkadaşının ölümü üzerine Mısır'a gitmekle beraber hiç bir yerde avunamaz ve ölümüne kadar şimdi müzeye dönüştürülen eve çekilir. Türk edebiyatının unutulmaz yazarının özel eşyalarının, ilginç meraklarının sergileneceği müze ev eserlerinin yeniden okuyucu kitlesiyle buluşmasına vasıta olur belki de.
Gezilebilecek saatler Ağustos ayında belli olacak.
Adres: Bahriye Sokak, Heybeliada
Adalar Vakfı Tel: 0216 382 76 86
Aşiyan Müzesi
Rumelihisarı'nda Aşiyan Mezarlığı'nın önünden başlayan yolun sonunda, Robert Koleji'nin doğusunda yer alıyor.
Kagir bir zemin kat üzerinde iki ahşap kattan oluşan evin çizimlerini Tevfik Fikret kendisi yapmış. O yıllarda İngiltere'de 'arts & craft' hareketiyle başlayan önce mimarlar eliyle sonraları amatör tasarımcılarla sürdürülen rahat, cesaretli, serbest taşra evlerinin pek moda olduğu göz önüne alınırsa ünlü şairin kendine özgü konut yapma isteği çağının duygu ve düşünce dünyasına yakınlığı olarak açıklanıyor.
Bu mimari özelliklerin yanısıra İstanbul konutlarından izler taşıyan evin giriş katındaki Boğaziçi panoramasına açılan nişler ve şömineler dikkat çekici. Müzenin alt katı Edebiyat-ı Cedide Müzesine ayrılmış. Bu katta Şair Nigar Hanım'ın kitaplarının bulunduğu bir oda mevcut. İkinci katta ise şairin kişisel eşyaları, kendi yaptığı tablolar ve hiçbir mimari eğitim almamış olmasına rağmen mimariye duyduğu ilginin göstergesi olan çizimler görebilirsiniz. Müzede Halife Abdülmecit'in 'Sis' şiirinden etkilenerek yaptığı tablo da bulunuyor. Tablo dikkatli incelenirse arkadaki belli belirsiz İstanbul silüetini görmek mümkün. Tevfik Fikret'in kitaplarının, eşinin ve dönemin sanatçılarının fotoğraflarının da sergilendiği ev, nefis bir İstanbul manzarasına sahip. Şairin mezarı da evin bahçesinde yer alıyor.
Müze pazartesi-perşembe günleri dışında her gün 09.00-16.00 saatleri arasında açık ve ücretsiz.
Adres: Aşiyan Yokuşu, Bebek.
Tel: 0212 263 69 86