Mikro ülkenin ortaçağ şehri film seti gibiydi
Gezgin Tülay Özbay, Avrupa’nın mikro ülkelerine meraklı. Eşi ve 10 yaşındaki oğluyla İtalya yakınındaki San Marino’ya gitti. Tarihi dokusuna, doğal güzelliklerine hayran kaldığını söylüyor.
Tülay Özbay (43) işletme yüksek mühendisi. Otomotiv sektöründe müşteri hizmetleri alanında yönetici olarak çalışıyor. Eskişehir’de doğdu ve 27 yıl önce üniversite okumak için geldiği İstanbul’da yaşamaya devam ediyor. En büyük keyfi seyahat. “Sayıları 60’a ulaşıncaya kadar gezdiğim ülkeleri sayıyordum. Son iki senedir hesabını yapmıyorum. Bugüne kadar Avustralya ve Antarktika haricinde tüm kıtalarda çok sayıda ülke ve yüzlerce şehir gördüm. Eşim de benim gibi seyahat tutkunu. Şu anda 10 yaşında olan oğlumun doğumu, seyahatlerimizi kısıtlamanın aksine bizi daha da gezmeye teşvik etti. Oğlumuzla bugüne kadar Kuzey ve Güney Amerika, Afrika, Avrupa ve Asya’da toplam 42 ülkeye gittik.”
Avrupa’daki mikro ülkelerinden San Marino’ya geçen yıl gitti. “San Marino, İtalya’nın içine saklanmış, adeta onun şehri gibi gözüken bir ülke. Başkenti de aynı ismi taşıyor. Belki çoğu kişi oranın ülke olduğunu bile bilmeyebilir. Venedik, Floransa’ya gidiyorsanız San Martino’yu da mutlaka görün. Biz rotamızı kuzeyden güneye ilerleyecek şekilde tasarlamıştık. Dolayısıyla Venedik’i ardımızda bırakıp güneye doğru Adriyatik Denizi kıyısınca Rimini’ye kadar ilerledik. San Marino işaretleri kendini göstermeye başladığında artık denizi arkamızda bırakıp bu minik ülkeye doğru ilerledik. 20 kilometre sonra San Marino’daydık. Tam günbatımı saatinde ulaştık. Masalların dağ tepesindeki krallıklarını andırıyordu. Deniz seviyesinden sonra başkent San Marino şehri adeta volkanik bir dağ gibi keskin hatları ve heybetli yüksekliğiyle karşınıza çıkıveriyor. Dağı tırmanıp en tepesine ulaştığınızda şehrin en eski noktasına da varmış oluyorsunuz. Ve işte orada manzara gerçekten nefes kesici.”
TARİHİ MERKEZDE ZAMAN DURMUŞ
San Marino’nun etkilendiği özelliklerini, gezip görülecek yerlerini ve şehirde yapılacak etkinlikleri şöyle anlatıyor: “61 kilometrekarelik yüzölçümüne sahip ülkenin San Marino’nun resmi adı İtalyanca. Türkçe anlamı Çok Huzurlu San Marino Cumhuriyeti. Adı gibi huzurlu olan bu ülke dünyanın en eski ülkelerinden ve her ne kadar pek bilinmese de 13’üncü yüzyıla uzanan tarihçesiyle dünyanın en eski cumhuriyeti. Monte Titano dağının en tepesindeki “Eski Kent” San Marino’nun kalbi. İstanbul’daki Sultanahmet gibi. Geniş bir alana yayılan ve yüksek duvarlarla çevrili tarihi merkez içindeki 3 farklı noktadaki Ortaçağ Burçları diğer bir deyişle ‘San Marino’nun 3 Kalesi’ ile çok etkileyici. San Francesco Kilisesi, Aziz Marino’nun kutsal eşyalarının sergilendiği bazilika ve hükümet konağı başlıca gezilecek yerler. Eski şehir adeta bir ortaçağ film seti gibi. Gündüz ayrı, gece ayrı ambiyansa sahip. Biz gece gezdiğimiz her yeri sabah tekrar gezdik ve çok keyif aldık. Gece özellikle burçların olduğu noktalarda ortaçağ dönemine ait yerel kıyafetler giymiş sanatçılar o dönemi canlandıran gösteriler sunuyor. San Marino’ya vardığınızda mutlaka bu gösterilerin saatini öğrenin ve katılın. Ayrıca kale içinde yerel içecekler, peynirler, şaraplar sunuluyor. Tadım yapıp beğenirseniz satın alabilirsiniz.
SERBEST BÖLGE GİBİ DÜKKANLAR GECE AÇIK
Kalenin içindeki müzede ortaçağ dönemine ait şövalye zırhları, her çeşit saldırı ve savunma silahları yer alıyor. Malta’yı görmüş olanlar bu iki ülke arasında benzerlik bulacaktır. Eski şehrin sokakları, binaların mimarisi çok güzel. Küçük kafeler, restoranlar, envai çeşit ürün satan butik mağazalar, müzede sergilenen silahların replikalarını satan dükkanlar... San Marino’da bir bütün günü keyifle geçirebilirsiniz. Ülke AB’ye üye olmasa da Euro kullanıyor. Aynı zamanda bir tür serbest bölge. Bu nedenle tarihi merkezdeki dükkanların neredeyse tamamı geceyarısına kadar açık. Hem kültür hem alışveriş diyenler için ikisini bir arada bulmak mümkün.
Tarihi merkezden şehrin aşağılarına inen noktalarda vatandaşlara kolaylık olsun diye asansörler konulmuş. Her yer çok temiz, ferah. Bir de tüm küçük ülkelerde olduğu gibi burada da pul dükkanları var. Küçük ülkelerin pulları koleksiyoncular açısından çok kıymetli.”
Konaklama seçeneklerine gelince... Tarihi merkezin yer aldığı tepe noktada bir otel seçilmesinin yerinde olduğunu söylüyor: “Biz Hotel Joli’de konakladık. Eski şehrin kapılarından birine 200 metre mesafedeydi. Dolayısıyla her yere yürüyerek gidebildik. San Marino’da da özellikle şehir merkezinde otopark fiyatları bir hayli yüksek. Bizim kaldığımız otelin hemen yanındaki şehir otoparkı ile bir anlaşması vardı. Dolayısıyla otel kartlarımızı göstererek otoparkı ücretsiz kullanma sürprizi yaşadık. Otel ücretleri çok ekonomik değil. Bizim bu otel için gecelik bütçemiz yaklaşık 1oo Euro oldu.”
İtalyan yemeklerine benziyor
Ülkenin yemekleri İtalyan mutfağına benziyor. Burada tattığım sebze çorbası olağanüstü lezzetliydi. Öyle büyük bir porsiyonla getirmişlerdi ki 2 kişi sadece çorbayı içse doyardı. Eşim ve oğlum tercihlerini et yemekleri, pizzadan yana kullandılar ve seçimlerinden çok memnun kaldılar. Lezzet olarak İtalya’daki benzerlerinden aşağı kalmayan yemeklerin bütçesi daha ekonomikti. San Marino çikolata ve kek konusunda da çok başarılı. Sadece otelimizdeki kahvaltı büfesinde en az 10 çeşit kek vardı ve hepsi de birbirinden lezzetliydi. Buraya çok kısa bir süre için uğrasanız bile kahve ve kek molasına zaman ayırmanızı öneririm.
En sevdiği beş şehir: Kudüs (İsrail), Antigua (Guatemala), Rio (Brezilya), Luang Prabang (Laos), Taxco (Meksika)
Seyahatte ne okur? Rehber, gezi kitapları, bloglar
Seyahate hangi ulaşım aracıyla gider? Uçak, kiralık otomobil, tren, yerel ulaşım vasıtaları
Seyahatte ne yer ne içer? Yerel meyve, sebze, içecek, kahvesiyle ünlü ülkelerde kahve
Seyahatte nerede kalır? Merkezi otel ve hosteller, doğal ortamlarda ise kamp
Kiminle seyahat eder? Eşi, oğlu, bazı rotalarda arkadaşlarıyla
Seyahat çantasının vazgeçilmezleri neler? Fotoğraf makinesi, seyahat güncesi, rehber kitabı
Seyahatten ne alır? Magnet, kolye