Son Güncelleme:
Londra-Pendik hattında 5 milyon dolarlık kargo
8 Ağustos Pazartesi. McLaren ulaştırma ekibi için en zor ve heyecanlı an olan yüklemenin başladığı gün. İstanbul’da yarışacak araçlar hazır. Son kontroller yapılıyor. Her biri V10 motora sahip, aerodinamik harikaları özenle elden geçiriliyor. İçeride garaj bölümü sorumluları listeleri son kez kontrol ediyorlar. Kolay değil, yarış ortasında yedek parçasız kalmak var!
Milyar dolarlık McLaren Teknoloji Merkezi’nin arka bahçesinde tatlı bir telaş var. Yarış otolarını ve yedek parçaları taşıyacak üç TIR yola çıkmaya hazırlanıyor. TIR’lar yıkanıyor, temizleniyor, parlatılıyor. Bu parlatma işlemi çok ciddiye alınıyor. McLaren ekibinin araçlarını taşıyan kamyonlar ışıl, ışıl parlamalı...
KORİDORDAN İTEREK ÇIKARTILIYOR
Yükleme sürerken elinde bir liste ve dokümanlarla ulaştırma ekibinin lideri Roy Reader ortaya çıkıyor. Kısa boylu, zayıf, 50’li yaşlarında işini iyi bilen bir profesyonel. Son 8 yıldır McLaren Ulaştırma ekibine o liderlik yapıyor. Arkadaşlarına rotayı ve hangi saatte yola çıkılacağını anlatıyor. Yedek parçalar TIR’lara yüklendikten sonra McLaren Teknoloji Merkezi’nin içinden ilk yarış aracı çıkarılıyor.
Yarış aracı sorumlusu tarafından itilerek koridordan geçirilen araç yine aynı kişi tarafından TIR’a yükleniyor. TIR iki katlı birinci katta yedek parçalar ve yedek motorlar var, ikinci kata ise 3 yarış aracı yerleşecek. Yarış aracına dokunmak yasak. Yükleme işlemine tanıklık edenler yarış araçlarına kedinin ciğere baktığı gibi bakıyor. Ama ne çare sadece bakıyoruz. Yarış araçları dikkatle TIR’ın vincine yükleniyor ve ikinci kata çıkarılıyor. Her işlemin sorumlusu var. Üçüncü araç yüklendikten sonra son kontroller yapılıyor. Roy araçların doğru yüklenip yüklenmediğini kontrol ediyor. TIR’ların tekerleklerini ve fren sistemlerini kontrol ediyor. Yarış araçlarını taşıyacak TIR’ın fren sisteminde arıza tespit ediyor. Hemen talimat veriliyor. Fren sisteminde görülen eksiklik giderilecek.
TIR’IN FRENİ TAMİR EDİLİYOR
Ancak yola çıkma zamanı değişmiyor. 8 Ağustos Pazartesi günü saat tam 18.00’de yola çıkılacak. Tamiri yapılacak TIR 4 saat sonra hareket edecek ve Calais’te bize ulaşacak. Yarış araçlarını taşıyan TIR’ı kullanacak olan Roy, özel bir araçla hemen hareket ediyor. Roy, İngiltere ile Fransa’yı birleştiren Manş Tüneli’ni kullanacak ve bizden önce Fransa’nın Calais kentinde olacak.
Saat tam 18.00’de TIR’lar hareket ediyor. M25 ve M20 otoyollarını takip ederek 2.5 saat içinde Dover’e ulaşılacak. Dover’den feribota binilerek Fransa’nın Calais limanına varılacak. Biz otomobille TIR konvoyunu takip edeceğiz. Hep beraber hareket ediyoruz. Otoyolun iki yanı yeşillikler içinde, ağaçların arasından yol alıyoruz. Birazdan Dover’in beyaz kayalıkları ortaya çıkıyor. Dover’in bir diğer adı da ‘Beyaz Kayalar Ülkesi’. Limana yakın bir benzin istasyonuna girip yol arkadaşlarımızı bekliyoruz. Biz McLaren TIR’ları beklerken önümüzden Türk TIR’ları geçiyor. Horoz, Ünkar, Denizli, Şahin...
FERİBOTTA ÇEKİM YASAK
TIR’lar önce gümrük kontrolüne girecek sonra feribota bineceğiz. Gümrük kontrolü uzadıkça uzuyor. Dover’de güneş batıyor. Hava 15 derece, yaz ortasında üşüyorum. Bir hatıra fotoğrafı çektiriyorum ve McLaren TIR’lar geçerken bir gece çekimi yapıyorum. Ne yazık ki araçlar feribota binerken çekim yapmak yasak.
Sonunda geç saatte feribota biniyoruz. Feribotta biraz kestiriyorum. Calais’e vardığımızda saat sabah 00.30. Bir saat farkı üzerine koyuyoruz. Saat 01.30 oluyor. Saat 2.00 gibi odalarımıza çekiliyoruz. Ertesi gün Roy ile sabah 07.30’da röportajım var. Roy için zaman çok önemli.
BU İŞİ HASTASI OLMAYAN YAPAMAZ
Roy Reader, 34 yıldır McLaren’de çalışıyor. Yarış ekibinde pilotluk hariç her görevde bulunmuş. Test pilotluğundan yarış sahasında hizmet veren bakım ekibine kadar her yerde görev almış. Son 4 yıldır test pilotluğu ve ulaştırma ekibi liderliği yapıyor. Karşımda canlı McLaren tarihi duruyor. ‘Altı ay evden ayrı yollardayız bu işin hastası olmayan devam edemez’ diyor.
Hala sabahın 2’sinde kalkıp Formula 1’in sezon açılış yarışlarını seyrediyor. Ömrü yollarda geçiyor. Bazen karadan, bazen denizden, bazen havadan ulaşıyorlar yarış pistine. Yarış hangi ülkede olursa olsun varılacak piste nasıl ulaşılacağına Roy ve ekibi karar veriyor. Rotaya son halini Roy veriyor. Geçiş noktalarını saptıyor, otelleri, feribotları ayarlıyor. Ulaştırma işleminin her dakikasında bulunuyor, sonra Londra’ya dönerek bir başka yarışa hazırlanıyor.
MEKSİKA HAZIRLIKLARI ŞİMDİDEN BAŞLADI
Türkiye Avrupa’daki en uzak nokta, bu nedenle yolculuk uzun sürecek. Roy işin en zor yanının zaman olduğunu söylüyor. Yarışlar arasında 10-15 gün süre var. Bir yarış sürerken, diğer yarışın planlamasını yapmak gerekiyor. Bu planlama sırasında McLaren Merkezi’nde testler ve hazırlıklar devam ediyor. Roy, Türkiye’den sonra Meksika’ya gidileceğini, Meksika yolculuğunun hazırlıklarının şimdiden başladığını belirtiyor. Roy ile yarışlardan geçmişten konuşuyoruz. Geçmişten söz edildiğinde Roy heyecanlanıyor. Anlaşılan Roy tüm ekibin birlikte yatıp kalktığı, pistlerde dayanışmanın en üst düzeyde yaşandığı günlere özlem duyuyor.
5 MİLYON DOLARLIK EKİPMAN
Roy sabaha karşı 05.15’te gelen 3’üncü TIR’ın sesine uyanmış bir daha da uyuyamamış. Bu yarış araçlarının yüklü olduğu, frenleri bir kez daha kontrolden geçen kamyon. Roy yarın bu TIR’ı kullanacak. Kolay değil, 3 yarış aracı ve 4 motor bu TIR’la taşınıyor. Bu da kamyonda en az 5 milyon dolarlık mal var demek. Saat tam 10’da Calais’ten yola çıkılıyor. Yolculuğun en yorucu etabı bu olacak. Bu gün TIR’lar 13 saat yol alacak. Her bir kamyonda çift sürücü var. Avrupa Birliği (AB) yasalarına göre bir sürücü günde 8 saatten fazla araç kullanamıyor. Bugün Fransa’da Calais, Reim, Metz Saarbruken ve Almanya’da Manheim, Karlsruhe, Stuttgart geçilecek ve Münih’in güneyine ulaşılacak.
4 saatte bir sandviç yiyorlar
Kısa bir kahvaltının ardından yola çıkılıyor. Dün geceden beri sürücüler sadece sandviç yiyor. Bugün de sandviç yiyecekler. Her 4 saate bir benzin istasyonlarında durularak mola veriliyor. TIR’lar Calais, Rem hattında saatte 60, daha sonra en fazla 100 kilometre sürat yapabiliyor. Ertesi sabah erken saatte Münih’e ulaşmak çok önemli, aksi taktirde Çarşamba günü Trieste limanına vaktinde yetişilemez. Sabaha karşı 01.00’de Münih’e varılırsa, Çarşamba günü sabah 10.00’da hareket edilebilir ve öğleden sonra 15-16.00 gibi Trieste’ye ulaşılabilir. Yol önümüzde uzuyor. Kavisi, inişi, çıkışı olmayan iki yanı ağaçlık dümdüz bir yol. Sadece gidiyoruz. Mola yeri randevusu veriyoruz. Benzincide araçların bakımı yapılıyor, mazot alınıyor ve bir şeyler atıştırılıyor. Saarburken’den Almanya’ya girilirken, bir benzincide durup yol vergisi ödüyoruz. Ekip mola yerlerinde neşeli görünüyor. Yorgunluklarına rağmen birbirleriyle şakalaşıyorlar. AB’de sınırlar kalkmış, hangi ülkede olduğumuzu yol tabelalarından anlıyoruz. Tabelalardaki sözcükler Fransızca’dan Almanca’ya dönüyor. Şehirleri geçiyoruz, ancak hiç birini görmüyoruz. Otoyolların hepsi birbirinin benzeri.
Yolumuz bitmek bilmiyor. Stuttgart yakınlarında yemek için mola veriyoruz. McLaren ekibi 24 saattir ilk kez doğru dürüst yemek yiyor. Yemek üstü birer sigara, tekrar yoldayız. Münih’in güneyine sabaha karşı 01.00’de ulaşıyoruz. Herkes çok yorgun, herkes doğrudan yatağa gidiyor. Ertesi gün yolculuk sona erecek. Bu düşünce herkesi rahatlatıyor.
KORİDORDAN İTEREK ÇIKARTILIYOR
Yükleme sürerken elinde bir liste ve dokümanlarla ulaştırma ekibinin lideri Roy Reader ortaya çıkıyor. Kısa boylu, zayıf, 50’li yaşlarında işini iyi bilen bir profesyonel. Son 8 yıldır McLaren Ulaştırma ekibine o liderlik yapıyor. Arkadaşlarına rotayı ve hangi saatte yola çıkılacağını anlatıyor. Yedek parçalar TIR’lara yüklendikten sonra McLaren Teknoloji Merkezi’nin içinden ilk yarış aracı çıkarılıyor.
Yarış aracı sorumlusu tarafından itilerek koridordan geçirilen araç yine aynı kişi tarafından TIR’a yükleniyor. TIR iki katlı birinci katta yedek parçalar ve yedek motorlar var, ikinci kata ise 3 yarış aracı yerleşecek. Yarış aracına dokunmak yasak. Yükleme işlemine tanıklık edenler yarış araçlarına kedinin ciğere baktığı gibi bakıyor. Ama ne çare sadece bakıyoruz. Yarış araçları dikkatle TIR’ın vincine yükleniyor ve ikinci kata çıkarılıyor. Her işlemin sorumlusu var. Üçüncü araç yüklendikten sonra son kontroller yapılıyor. Roy araçların doğru yüklenip yüklenmediğini kontrol ediyor. TIR’ların tekerleklerini ve fren sistemlerini kontrol ediyor. Yarış araçlarını taşıyacak TIR’ın fren sisteminde arıza tespit ediyor. Hemen talimat veriliyor. Fren sisteminde görülen eksiklik giderilecek.
TIR’IN FRENİ TAMİR EDİLİYOR
Ancak yola çıkma zamanı değişmiyor. 8 Ağustos Pazartesi günü saat tam 18.00’de yola çıkılacak. Tamiri yapılacak TIR 4 saat sonra hareket edecek ve Calais’te bize ulaşacak. Yarış araçlarını taşıyan TIR’ı kullanacak olan Roy, özel bir araçla hemen hareket ediyor. Roy, İngiltere ile Fransa’yı birleştiren Manş Tüneli’ni kullanacak ve bizden önce Fransa’nın Calais kentinde olacak.
Saat tam 18.00’de TIR’lar hareket ediyor. M25 ve M20 otoyollarını takip ederek 2.5 saat içinde Dover’e ulaşılacak. Dover’den feribota binilerek Fransa’nın Calais limanına varılacak. Biz otomobille TIR konvoyunu takip edeceğiz. Hep beraber hareket ediyoruz. Otoyolun iki yanı yeşillikler içinde, ağaçların arasından yol alıyoruz. Birazdan Dover’in beyaz kayalıkları ortaya çıkıyor. Dover’in bir diğer adı da ‘Beyaz Kayalar Ülkesi’. Limana yakın bir benzin istasyonuna girip yol arkadaşlarımızı bekliyoruz. Biz McLaren TIR’ları beklerken önümüzden Türk TIR’ları geçiyor. Horoz, Ünkar, Denizli, Şahin...
FERİBOTTA ÇEKİM YASAK
TIR’lar önce gümrük kontrolüne girecek sonra feribota bineceğiz. Gümrük kontrolü uzadıkça uzuyor. Dover’de güneş batıyor. Hava 15 derece, yaz ortasında üşüyorum. Bir hatıra fotoğrafı çektiriyorum ve McLaren TIR’lar geçerken bir gece çekimi yapıyorum. Ne yazık ki araçlar feribota binerken çekim yapmak yasak.
Sonunda geç saatte feribota biniyoruz. Feribotta biraz kestiriyorum. Calais’e vardığımızda saat sabah 00.30. Bir saat farkı üzerine koyuyoruz. Saat 01.30 oluyor. Saat 2.00 gibi odalarımıza çekiliyoruz. Ertesi gün Roy ile sabah 07.30’da röportajım var. Roy için zaman çok önemli.
BU İŞİ HASTASI OLMAYAN YAPAMAZ
Roy Reader, 34 yıldır McLaren’de çalışıyor. Yarış ekibinde pilotluk hariç her görevde bulunmuş. Test pilotluğundan yarış sahasında hizmet veren bakım ekibine kadar her yerde görev almış. Son 4 yıldır test pilotluğu ve ulaştırma ekibi liderliği yapıyor. Karşımda canlı McLaren tarihi duruyor. ‘Altı ay evden ayrı yollardayız bu işin hastası olmayan devam edemez’ diyor.
Hala sabahın 2’sinde kalkıp Formula 1’in sezon açılış yarışlarını seyrediyor. Ömrü yollarda geçiyor. Bazen karadan, bazen denizden, bazen havadan ulaşıyorlar yarış pistine. Yarış hangi ülkede olursa olsun varılacak piste nasıl ulaşılacağına Roy ve ekibi karar veriyor. Rotaya son halini Roy veriyor. Geçiş noktalarını saptıyor, otelleri, feribotları ayarlıyor. Ulaştırma işleminin her dakikasında bulunuyor, sonra Londra’ya dönerek bir başka yarışa hazırlanıyor.
MEKSİKA HAZIRLIKLARI ŞİMDİDEN BAŞLADI
Türkiye Avrupa’daki en uzak nokta, bu nedenle yolculuk uzun sürecek. Roy işin en zor yanının zaman olduğunu söylüyor. Yarışlar arasında 10-15 gün süre var. Bir yarış sürerken, diğer yarışın planlamasını yapmak gerekiyor. Bu planlama sırasında McLaren Merkezi’nde testler ve hazırlıklar devam ediyor. Roy, Türkiye’den sonra Meksika’ya gidileceğini, Meksika yolculuğunun hazırlıklarının şimdiden başladığını belirtiyor. Roy ile yarışlardan geçmişten konuşuyoruz. Geçmişten söz edildiğinde Roy heyecanlanıyor. Anlaşılan Roy tüm ekibin birlikte yatıp kalktığı, pistlerde dayanışmanın en üst düzeyde yaşandığı günlere özlem duyuyor.
5 MİLYON DOLARLIK EKİPMAN
Roy sabaha karşı 05.15’te gelen 3’üncü TIR’ın sesine uyanmış bir daha da uyuyamamış. Bu yarış araçlarının yüklü olduğu, frenleri bir kez daha kontrolden geçen kamyon. Roy yarın bu TIR’ı kullanacak. Kolay değil, 3 yarış aracı ve 4 motor bu TIR’la taşınıyor. Bu da kamyonda en az 5 milyon dolarlık mal var demek. Saat tam 10’da Calais’ten yola çıkılıyor. Yolculuğun en yorucu etabı bu olacak. Bu gün TIR’lar 13 saat yol alacak. Her bir kamyonda çift sürücü var. Avrupa Birliği (AB) yasalarına göre bir sürücü günde 8 saatten fazla araç kullanamıyor. Bugün Fransa’da Calais, Reim, Metz Saarbruken ve Almanya’da Manheim, Karlsruhe, Stuttgart geçilecek ve Münih’in güneyine ulaşılacak.
4 saatte bir sandviç yiyorlar
Kısa bir kahvaltının ardından yola çıkılıyor. Dün geceden beri sürücüler sadece sandviç yiyor. Bugün de sandviç yiyecekler. Her 4 saate bir benzin istasyonlarında durularak mola veriliyor. TIR’lar Calais, Rem hattında saatte 60, daha sonra en fazla 100 kilometre sürat yapabiliyor. Ertesi sabah erken saatte Münih’e ulaşmak çok önemli, aksi taktirde Çarşamba günü Trieste limanına vaktinde yetişilemez. Sabaha karşı 01.00’de Münih’e varılırsa, Çarşamba günü sabah 10.00’da hareket edilebilir ve öğleden sonra 15-16.00 gibi Trieste’ye ulaşılabilir. Yol önümüzde uzuyor. Kavisi, inişi, çıkışı olmayan iki yanı ağaçlık dümdüz bir yol. Sadece gidiyoruz. Mola yeri randevusu veriyoruz. Benzincide araçların bakımı yapılıyor, mazot alınıyor ve bir şeyler atıştırılıyor. Saarburken’den Almanya’ya girilirken, bir benzincide durup yol vergisi ödüyoruz. Ekip mola yerlerinde neşeli görünüyor. Yorgunluklarına rağmen birbirleriyle şakalaşıyorlar. AB’de sınırlar kalkmış, hangi ülkede olduğumuzu yol tabelalarından anlıyoruz. Tabelalardaki sözcükler Fransızca’dan Almanca’ya dönüyor. Şehirleri geçiyoruz, ancak hiç birini görmüyoruz. Otoyolların hepsi birbirinin benzeri.
Yolumuz bitmek bilmiyor. Stuttgart yakınlarında yemek için mola veriyoruz. McLaren ekibi 24 saattir ilk kez doğru dürüst yemek yiyor. Yemek üstü birer sigara, tekrar yoldayız. Münih’in güneyine sabaha karşı 01.00’de ulaşıyoruz. Herkes çok yorgun, herkes doğrudan yatağa gidiyor. Ertesi gün yolculuk sona erecek. Bu düşünce herkesi rahatlatıyor.