Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy: Koronavirüs olmayan alanları sertifike eden bir sistem hayata geçiriyoruz
Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy, dış turizmle ilgili çalışmalara ilişkin "Yeni bir projeyi hayata geçirmeye başladık. Koronavirüs olmayan alanları sertifike eden bir sistem. Bu çerçevede konuyla ilişkili STK'lerin bulunduğu komisyon oluşturduk" dedi.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, dış turizmle ilgili çalışmalara ilişkin, NTV'nin canlı yayında gündeme ve turizm sektörüne ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı. Koronavirüs vaka sayılarına değinen Ersoy, özellikle nisan ayı sonu mayıs ayı başında çok ciddi kırılmalar olacağını ve hızla aşağı doğru gideceğini öngördüklerini söyledi. Mayısın ikinci haftası, normalleşmenin Türkiye açısından mümkün olacağını düşündüğünü ifade eden Ersoy, "Normalleşmeyle birlikte, Türkiye içindeki hareketin, trafiğin dolaylı olarak bu turizm trafiği anlamına da geliyor, mayıs sonuna, bayrama yetişeceğini düşünüyorum." dedi. Tatil noktalarını çok sıkı izlediklerini belirten Ersoy, özellikle Antalya'da normalleşmenin şimdiden başladığına işaret etti.
Sertifikasyon projesi
Sektör ve gelir açısından, dış turizmin önemine işaret eden Ersoy, bu noktada yapılan eylem planını anlattı. Ersoy, "Yeni bir projeyi hayata geçirmeye başladık. Koronavirüs olmayan alanları sertifike eden bir sistem. Bu çerçevede Kültür ve Turizm Bakanlığı koordinasyonunda, Sağlık, Ulaştırma, Tarım ve Orman Bakanlıkları yetkilileri ile konuyla ilişkili bütün STK'lerin bulunduğu bir komisyon oluşturduk ve bu hafta ilk toplantıyı yaptık." diye konuştu. Ersoy, öncelikli olarak, uluslararası kabul gören bir sertifikasyon sistemi geliştireceklerini kaydetti. Turizmin ulaşım, tesisler ve bu ikisini kullanacak yolcular olmak üzere, 3 ayağının bulunduğunu ifade eden Ersoy, şöyle devam etti:
"Araçların sterilizasyonu, araç personelinin bağışıklık belgesi, personelin pandemi eğitimi alması, oteller havalimanları restoranlar, acenteler, müze ve ören yerlerinde alan sterilizasyonu çok önemli. Mekanların güvenli mesafe standartlarına göre düzenlenmiş olması, tesislerin içinde sağlık kalite standartlarına uygun sağlık personeli ve ekipmanının bulundurulması, termal kontrol sistemleri ve yine görevli personelin bağışıklık ve pandemi eğitimi belgelerinin alınması gibi bir dizi önlemler."
Ersoy, uluslararası otoritelerin verdiği kararla yolculardan ne tür bağışıklık belgeleri isteneceğiyle ilgili bir mutabakatın sağlanacağını, bütün bunları çatı sertifikasyon sistemi altında toplayacaklarını belirterek, şunları kaydetti: "Bu, bizim kendi geliştirdiğimiz muhtemelen dünyaya da örnek olacak. Bütün STK'leri aşamalı bir şekilde komisyonun içine dahil ederek, hızlı bir şekilde mayısın ilk haftası bu sertifikasyon sistemini sonuçlandırmayı hedefliyoruz. Mayıs sonuna kadar da aşamalı bir şekilde turistik tesislerin bu sertifikayı almasını sağlayacağız. Bu bize yolcu gönderecek ülkelerin de gönül rahatlığı sağlamaları açısından çok önemli. Zaten Türkiye'nin sağlık altyapısı algısı çok iyi. Böyle bir sertifikasyon sistemi koyduğunuz zaman yani düzenli olarak tesis bazında denetimi ve eğitimi gerçekleştirdiğiniz zaman onlar da gönül rahatlığıyla vatandaşlarını Türkiye'ye gönderebilecekler."
Bu sertifikayı hem Bakanlık sitelerinden lanse edeceklerini hem de yolcu gönderen tur operatörlerinin sitelerine koymasını sağlayacaklarını belirten Ersoy, bunun düzenli kontrolünün sağlanacağını söyledi. Bu sertifikayı alan işletmeler ve tesislerin de öncelikli olacağını kaydeden Ersoy, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bizim sağlık altyapımız kuvvetli ama bunun belgelendirilmesi ve bir plana, haritaya dökülmesi lazım. Özellikle turistik bölgelerimizde Sağlık Bakanlığımızla yapıyoruz. Turistik ilçe bazında sağlık altyapısı haritasını çıkarıyoruz. Hastane, ne kadar yoğun bakım yatak kapasitesi var. Bunu da çok kısa sürede tamamlayıp bütün tur operatörlerinin hizmetine sunacağız. Altyapımızın belgelendirilmesi lazım. Sağlık Bakanlığının kontrolünde olduğunun netleşmesi lazım. Bu çalışmayı da bitiriyoruz. Biz artık turizm açısından koronavirüssüz hayata geçiş adımlarını bu standardizasyon sayesinde sağlamış olacağız. Bu sertifikasyon ve standardizasyondan sonra karşılıklı mutabakatla aşamalı bir şekilde ülkelerle anlaşarak, havalimanı bazında aşamalı bir zaman planı dahilinde trafiği açışlara başlıyorsunuz."
Ersoy, THY ve havaalanlarının da komisyonun içinde olduğunu söyledi. Sertifikasyon sistemini büyük tur operatörleriyle paylaştıklarını aktaran Ersoy, "Bizzat büyük tur operatörlerinin üst yöneticileriyle konuşuyorum. Onlar da çok olumlu yaklaştılar. Fikirlerini de istedik." dedi. Sonrasında bunu yaymak gerektiğini belirten Ersoy, "Restoranlarımıza, otellerimize, pansiyonlarımıza kadar basit ve uygulanabilir bir şekilde yaymanız gerekiyor." diye konuştu.
"İlk etapta Asya ülkeleri açılır diye düşünüyorum"
"İlk olarak hangi ülkelerden turist gelmesini bekliyoruz?" sorusuna Ersoy, "Muhtemelen, ilk etapta Asya ülkeleri açılır diye düşünüyorum hızlı bir şekilde. Onlarda bir sıkıntı gözükmüyor, toparladılar. Almanya ve Avusturya hızlı toparlıyor. Orta Avrupa ve bazı Kuzey Avrupa ülkeleri hızlı toparlıyor. Onlar haziranın ortasından sonra aşamalı bir şekilde açılır diye düşünüyor. Rusya ve İngiltere'de belirsizlik devam ediyor. Onlar, temmuz sonunu bulabilir açılış olarak. Ama izliyoruz. Bazı Afrika ülkeleri ve Orta Doğu ülkeleri açılabilir, aşamalı ve planlı bir şekilde." yanıtını verdi.
TÜRSAB'ın eleştirileri
Acentelerle ilgili belge devrine izin veren düzenlemenin ardından TÜRSAB'ın, "unvansız belge devrine izin verildiği için ihtiyaca tam olarak cevap vermedi" yönündeki eleştirilerinin hatırlatılması üzerine Ersoy, bu söyleme katılmadığını belirtti. Bakan Ersoy, şunları söyledi: "Unvan devri ne demek? Markanız değerliyse unvanınızla birlikte devretmek istersiniz. Markanız gerçekten değerliyse o zaman şirketiniz de köklü bir şirkettir ve iyi bir firmadır. O zaman biz sizin unvanınızı ve markanızı şirketinizle birlikte devretmenize bir engel tanımıyoruz ki. Orada bir engel yok, eskiden de müsaitti. Şu anda bu yasa geçtikten sonra da müsait tabi iyi niyetliyseniz. Ama art niyetliyseniz o zaman iş değişiyor. Siz firmanızın borçlarını eski şirketinizde bırakıp, unvanınızı ve markanızı akrabanızın üzerine kurduğunuz başka bir şirkete aktarmak istiyorsanız o zaman geride birçok turizm tedarikçisi mağdurlar yaratıyorsunuz. Bu geçmişte defalarca yaşandı. Bu sebeple de belge devri yasaklandı Türkiye'de. Sektörün şu anda ihtiyacı olduğu için geçmişteki bu kötü örnekleri görmezden gelemeyeceğimiz için çok pratik bir çözüm yarattık. Dedik ki, 'hem sektörün ihtiyacı karşılansın belge devrine izin verelim hem de eskiden bunu art niyetli şekilde kullanmış insanların önüne de geçmiş olalım.' Biz herkesin bakanıyız, sadece bir tarafın bakanı değil. Sonuçta sektörün diğer mağdurlarının mağduriyetlerinin önüne geçmek zorundayız. Bu pratik çözümle aslında yüzde 99,9'unu kapsayan bir çözüm geliştirdik. Ben ortada sakıncalı bir durum görmüyorum. Arkadaşların sorunu da çözüldü diye düşünüyorum."
"Beyoğlu Kültür Yolu ve Galata Kulesi"
Ersoy, "Beyoğlu Kültür Yolu Projesi hangi aşamada? Galata Kulesi ile ilgili tartışmada son durum nedir?" soruları üzerine ise Beyoğlu Kültür Yolu Projesi'nin Galataport'tan başlayıp, Galata Kulesi'ne çıktığını ve Tarık Zafer Tunaya'dan Beyoğlu'na ve buradan da Atlas Sineması'nın önünden Atatürk Kültür Merkezi'ne bağlandığını söyledi. 1 Eylül gibi Atlas Pasajı'nın restorasyonunun tamamlanacağını bildiren Ersoy, "Orası, artık Türk sinemasının yeni galalarının merkezi olacak. Beyoğlu'na kırmızı halı atacağız ve Türk sinemasının galaları orada yapılacak." diye konuştu. Atlas Pasajı'nın olduğu binayı Türkiye'nin ilk sinema müzesi yapacaklarını bildiren Ersoy, Atatürk Kültür Merkezi inşaatını da yıl sonuna bitirmeyi hedeflediklerini ve hizmete almak istediklerini söyledi. Galata Kulesi'nin mülkiyetinin Vakıflar Genel Müdürlüğüne geçmesinin ardından hazırlattıkları projelere değinen Ersoy, "Şu anda belediyenin işletmesidir. Belediyeden geri talep ettik. Vakıflara mülkiyeti geçtiği için buraya yeni projeler yapmak üzere talebimizi geçtik. Belediye, şu anda hukuki süreçleri tercih ediyor. Hukuki süreçleri uzatarak projeyi geciktiriyor biraz." dedi. Durdurma kararı olduğunun belirtilmesi üzerine de Ersoy, bunların teknik konular olduğunu ve sadece sürecin uzatıldığını vurguladı.
Ersoy, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Ama biz durmuyoruz, projemizi hazırlıyoruz. İstanbul için çok güzel bir proje hazırlıyoruz. Galata Kulesi'ni bir müze haline getireceğiz. Şu anki işletmesinin içinde kafeteryalar, restoranlar, çalışma ofisleri, mutfaklar... Buranın tamamen içini boşaltacağız. Buraya aykırı olan bütün yapıları çıkaracağız. Galata bir müze kule haline gelecek. Kulenin bulunduğu meydanın içinde de çok çirkin bir yapı bulunuyor. Devir işlemi bittiği zaman, binayı da kamulaştırıp, yıkıp orayı meydan haline getireceğiz."