Küçük Prens’in son uçuşu
Saint-Exupèry, çöle zorunlu iniş yaptığında hayal görür ve kendi kahramanı Küçük Prens’i yaratır. Aslında çizgileriyle bir dünya kurmuştu. Ama onun çizdiklerini kimse anlamadı. Fil yutmuş boa yılanı resmini herkes bir şapkaya benzetti. Yine de vazgeçmedi ve çizmeye devam etti.
O pilot 1944’te Nice sahillerinde uçarken, savaşta P-38 uçağı Alman pilotun açtığı ateşle düşer ve Akdeniz’in derin sularına gömülür. İşte o hazin günü birebir yaşadım. Ondan geriye kalan bir künye, balıkçı ağlarına takılıp yıllar sonra çıktı. Saint-Exupèry’nin uçağını vuran Alman pilot ne kadar üzgün olduğunu söyledi. Uçtuğu P-38’in bir benzeri, aynı saatleri yaşayarak uçtu. Usta bir pilotun yönetiminde uçak ufukta kaybolurken Küçük Prens’in ne kadar acı çektiğini düşündüm...
SON UÇUŞ
İsviçreli saat şirketi IWC Schaffhausen, Saint-Exupèry’nin ölümünün 70’inci yılında onu farklı bir organizasyonla andı. Yazarın anısına çıkartılan ‘Son Uçuş’ saat koleksiyonu tanıtıldı. Önümüzdeki günlerde satışa sunulacak bu serinin gelirinin bir kısmı, Saint-Exupèry Vakfı’na bağışlanacak. Vakıf uzun yıllardır sağlıktan eğitime çocuklar için dünyanın dört bir tarafında çalışmalar yapıyor.
75 YILLIK BİR YOLCU UÇAĞI
Saint-Exupèry’yi anarken Cannes semalarında 75 yaşında bir yolcu uçağıyla uçtum. 1939 model Alman Junkers imalatı Ju-52’nin BMW motorlarından gelen ninni gibi ses beni havacılığın şövalyelik günlerine götürdü. Bu tarihi uçak, İsviçre merkezli Ju Air tarafından işletiliyor. Şirketin filosunda dört Ju-52 var. 20 yolcu kapasiteli Ju-52 ile uçabilmek için aylar öncesinden rezervasyon yapmak gerekiyor.
Ju-52’de motorun sesini dinlerken aklıma Türkiye’ye gelen 5 uçağın hikâyesi geldi. Almanya’ya satılan madenler karşılığında 1944’te alınan uçaklar 1947’ye kadar Devlet Hava Yolları’nda uçmuştu. Sonra da yedek parça bulunamadığından hurdaya ayrılmıştı. Bugün müzede bir parçası bile yok...
O HEP KÜÇÜK PRENSİ ARADI
Evinin yakınlarındaki havaalanında bir pilot Saint-Exupery’yi ilk kez uçurduğunda henüz 12 yaşındaydı. Evden kaçıyor, zamanının önemli bölümünü uçaklar arasında geçiriyordu. Annesi için üniversitede mimarlık eğitimi alırken askere çağrıldı. Fransız Hava Kuvvetleri’nde teknisyenlik yaptı. Askerden döndüğünde pilotluk eğitimi aldı. Havacılığın çok ilkel olduğu bir dönemde posta pilotluğunu seçti. 1935’te yaşadığı teknik arızanın ardından Tunus’ta çöle mecburi iniş yaptı. Dört gün sonunda bedeviler onu bulduğunda bir damla suyu kalmamıştı. Savaş Avrupa’yı etkisi altına alıyordu. Sağlık sorunları olmasına rağmen Fransız Hava Kuvvetleri’ne katıldı. 1940’ta yenilginin ardından terhis edildi ve ABD’ye gitti.
KÜÇÜK PRENS ONU DÜNYAYA TANITTI
Bir pilotun çöle mecburi iniş yapmasıyla başından geçenleri anlatan ‘Küçük Prens’ kitabı inanılmaz ilgi çekti. Amacı İkinci Dünya Savaşı’nın getirdiği yıkım karşısında insanlara bir umut vermekti. Hem çocuklar hem de büyükler ‘Küçük Prens’i okuyordu. Ünlü bir yazar olmasına rağmen aklı Fransa’daydı. Amerikan ordusuna katıldı. Pilot olarak Kuzey Afrika’ya gönderildi. Lockheed imalatı P-38 uçağıyla keşif görevlerine çıkıyordu. Komutanları onu uçurmak istemese de her göreve gönüllü gidiyordu. Ülkesi kurtuluncaya kadar uçmaya yeminliydi.
Normandiya Çıkartması’nın yapılmasından kısa bir süre sonra Korsika’da Bastia Hava Üssü’nden P-38 ile gün doğarken havalandı. Marsilya açıklarındayken yüksekten gelen Alman Fw190 uçağını görmedi. P-38’in vurulup düşmesi birkaç saniye sürdü. Kayıtlara ‘kayıp’ olarak geçti. Çocuk okurları onun Küçük Prens’in yaşadığı B612 gezegenine gittiğine inandı. Uzun yıllar sonra 1998’de Jean-Claude Bianco adında Fransız balıkçı ağlarını toplarken bir künye buldu. Fransız Donanması’nın desteğiyle denizin dibi karış karış tarandı. Uçağın iniş takımı, ardından deri uçuş montu parçaları bulundu. P-38’den kalan parçalar denizden çıkarıldı.
UÇAĞI KİM DÜŞÜRDÜ
Saint-Exupery’nin uçağını kimin düşürdüğü uzun yıllar farklı tartışmaları yanında getirdi. Kayıtlara girmeyen, aynı bölgede uçan bir başka uçak daha vardı. Uzun yıllar yapılan araştırmalar sonrasında bir başka filodan bölgeye gönderilen Fw190 ile uçan Horst Rippert, gördüğü bir uçağa ateş açmıştı. Ancak enkaz bulunamadığından Rippert’in vuruşu kayıtlara girmemişti.
Ünlü yazarın uçağının enkazının bulunmasından sonra Alman pilot koordinatları karşılaştırdığında P-38’in kendisinin açtığı ateş sonrasında düştüğünden emin oldu. Bu sırrı tam 60 yıl saklamıştı. İşin ilginç tarafı, Horst Rippert bir Saint-Exupery
hayranıydı!
1936’DAN BU YANA PİLOT SAATLERİ YAPIYOR
Aylin Aydın
,
Georges Kern
Şirketin CEO’su Georges Kern, IWC’nin 1936’dan bu yana pilot saatleri ürettiğini söyleyerek, “Sunduğumuz ‘Son Uçuş’ serisinde eski pilotların, kahverengi deri uçuş montları ve eldivenlerine sahip olmalarından esinlenerek bu rengi tercih ettik. Saatlerin kasası ise silikon nitrit ve titanyum karışımı” dedi. IWC’nin 1936’dan bu yana pilot saatleri ürettiğini söyleyen şirketin Türkiye ve İsrail Ülke Müdürü Aylin Aydın’sa şunları anlattı: “Kokpitteki manyetik alanı etkilememesi için pilot saatlerinin içinde düşük karbonlu demir iç kasa kullanıyoruz. Eskiden gelen bir gelenekle, karanlıkta kadranın rahat görülmesi için
özel tasarımlar yapıyoruz.”
ÇATALLI ŞEYTAN P-38
Lockheed şirketi İkinci Dünya Savaşı’nın en başarılı uçaklarından biri olan P-38’i 1938’de tasarladı. Çift motorlu, saatteki hızı 667 kilometreye kadar çıkan uçak, yüksek manevra kabiliyeti ile av, bombardıman görevlerinde kullanıldı. Çift kuyruğu olduğundan Almanlar bu uçağa ‘Çatallı Şeytan’ adını takmıştı. Saint-Exupery’nin düştüğü uçak P-38 F-5B olarak adlandırılan, burnunda kamera taşıyan keşif uçağıydı. Bugün dünyada uçar durumda altı P-38 var. Biri de Avrupa’da. Red Bull’un restore ettirip uçurduğu uçağın değeri 12 milyon dolar. P-38’i Avusturyalı Pilot Raimund Riedman uçuruyor. O aslında profesyonel bir pilot. Şirketinin Falcon 900EX’inde kaptan pilot.