Son Güncelleme:
Köylüler...
ASLINDA bizler köylüyüz.Antik kalıntıları, doğayı, hayvanları fazla sevmeyişimiz, onlar bize köylülüğümüzü hatırlattığı içindir.Eski ahşap evleri bunun için yaktılar, antik taş evleri yıktılar. Çünkü onlar bize köylülüğümüzü hatırlatıyordu.Sokaklardaki taş döşemelerinin, arnavut kaldırımlarının üzerine asfalt çekip örttüler.Ne eski pencereler yerinde duruyor, ne eski kapılar.Çeşmeler bile yerinde yok. Çünkü köylü işiydi, kadınlar suyu oradan alırlardı.En değerli bakır tabakları-çanakları verip yerine naylonlarını koydular.*Keza doğa...Bize köylülüğümüzü hatırlatıyor.Tarlalar, koyun sürüleri, toprak yollar, meşelikler, duman çıkan bacalar, sacda ekmek kokusu, taş, toprak, otlak...Bunlar köylü işi.Beton apartmanlarda oturup, çamaşır asılı balkonlardan karşı apartmanı görmek ve pencereden gelen otomobillerin klakson seslerini, sirenleri, inşaat uğultularını dinlemek, bizi kentliymişiz gibi yapıyor.Köylülüğümüzü unutturuyor.*Ama bizler köylüyüz.Birbirimize sarılınca iki yana sallanmamız, düğünlerde dört erkeğin oynaması, apartman kapılarının önündeki naylon terlikler, Laila’da ‘Domdom kurşunu değdi’ ile zıplamak...Sınıf atlamak istiyoruz; ama atlayamıyoruz.Diyelim ki ben; köşemin çatısına köylülüğümü yazmış bile olsam, kapıcıları görünce kızarım.Onlara bakınca köylü oluşum aklıma geliyor.*Ama en çok sokakta kedi-köpek görünce köylülüğümüz aklımıza geliyor.Ve hemen onları öldürmesi için belediyeyi aramaları ondandır:‘Burda bir köpek var...’Belediyeciler de şehirli olmak isteyen köylüler oldukları için, silahı alıp geliyorlar.Köylülüğümüzü bize hatırlatanı yok ediyorlar.Birbirimizi dahi sevmeyişimiz, birbirimize bakınca köylü olduğumuzu hatırlamamızdandır.Bizler köylüyüz.Sınıf atlamak istiyoruz, atlayamıyoruz.