Koronavirüs, doğaya ilgiyi artırdı
Mersin'de, koronavirüs salgını nedeniyle şehir merkezinden uzaklaşmak isteyen vatandaşlar, kendilerini doğaya bıraktı. Zirve Dağcılık Kulübü Başkanı Ali Rıza Demir, koronavirüs salgını sonrası doğanın öneminin arttığını belirterek, "Gençlere, yaşlılara, dostlarımıza koronavirüsün değil, dağların zirvesinde olun diyoruz" dedi.
Çin'in Vuhan kentinde ortaya çıkan ve tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını, doğaya olan ilgiyi artırdı. Mersin'de de vatandaşlar, salgın sonrası kalabalık ortamlardan kaçarak doğaya yöneliyor. Aileler kurdukları çadırlar ya da karavanlarda kalarak hafta sonlarını geçirirken, doğa yürüyüşü salgın döneminde ön plana çıktı. Havanın da güzel olmasını fırsat bilen doğaseverler, doğa yürüyüşlerine ilgi gösteriyor.
Zirve Dağcılık Kulübü Başkanı Ali Rıza Demir, koronavirüs salgını sonrası gençleri ve yaşlıları kapalı mekanlardan alıp doğaya getirdiklerini söyledi. Koronavirüs salgını sonrası doğanın öneminin arttığını kaydeden Demir, "Gençlere, yaşlılara, dostlarımıza koronavirüsün değil, dağların zirvesinde olun diyoruz. Belediyelerle, kamu kurumlarıyla, okullarla iş birliği yaparak vatandaşlarımızı doğaya çıkartmaya çalışıyoruz" diye konuştu.
'DOĞAYA SAHİP ÇIKALIM'
Doğa yürüyüşüne çıkan Selen Durmaz, "Koronavirüs dönemindeyiz. Herkes evlerinde, iş yerlerinde kapalı bir şekilde korkuyla yaşıyor. Stres ve kaygı arttı. Biz de kapalı alanlardan kaçmak için doğaya karışıyoruz. Burada da dikkat ediyoruz, sosyal mesafemizi koruyoruz. Doğamızı koruyalım, temiz tutalım. Çünkü doğaya ihtiyacımız var" dedi.
Doğa ile iç içe olmanın stresi azalttığını belirten Esra Çatal ise, "Kendimi çok rahatlamış hissediyorum. Stresten, sıkıntıdan uzaklaştığım için kendimi mutlu hissediyorum. İşe daha motive ve mutlu gidiyorum. Doğaya iç içe olmak çok güzel. Doğaya değer vermeliyiz. Doğa bizim yaşam kaynağımız" ifadesini kullandı.
Fırsat buldukça doğaya kaçtığını kaydeden İlayda Buzdoğan da şunları söyledi: "Doğada rahatça nefes alıp vermek çok güzel. Doğa iç içe olmak psikolojik olarak hepimize iyi geliyor. Doğanın en çok anlayacağımız bir dönemdeyiz. Doğaya kaçıyoruz. Doğa bizim, onu koruyalım."