Son Güncelleme:
Kopenhag’ın ortasında Christiania Kriterleri
Ne AB’ye girmek umurlarında, ne de Kopenhag kriterleri. Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da kurulu 34 hektarlık Christiania Bağımsız Devleti’nin kendi bayrağı, tebası, anayasası var.
Nüfusu günlük giriş çıkışlarla 10 bini buluyor. Mao görse gözleri yaşarırdı: Özel mülkiyet yok, komünal hayat sürüp, doğal tarım, küçük ticaret ve turizmle geçiniyorlar. Dünyanın belki de bu en tuhaf ülkesinde hafif uyuşturuculara toleransla bakılıyor ama kendine özgü başka kuralları var: Motorlu araçlar, fotoğraf makinesi, kamera gibi cihazların yanı sıra koşmak da yasak.
Uyuşturucu ve rock cenneti, devlet içinde devlet, anarşist cumhuriyeti ya da hippi kasabası. Bunlar Danimarka’nın başkenti Kopenhag’ın sıradışı kasabası Christiania’ya verilen isimlerden bazıları. Şehir merkezine 20 dakika yürüme mesafesinde. Yerleşik nüfusu 1000 civarında. 34 hektar üzerine kurulu. 300 çocuk, 400 köpek var. Etrafı grafitili duvarlarla çevrili. 33 yıldır ne AB’yi, ne Dan hükümetini, ne de belediyeyi takıyorlar. Kendi kuralları, anayasaları, bayrakları var.
Christiania 37 yıl kadar önce bir grup anarşist gencin, kapatılan NATO üssüne yerleşmesiyle oluşmaya başladı. Kışla binalarını birer eve dönüştürdüler, komünal toplum sloganıyla yaşamaya başladılar. Bu tarihten beş yıl sonra Dan hükümeti bu "esrarkeş ve anarşist yuvası"nı dağıtma kararı aldı ama iş işten geçmişti. Ülkenin ve Avrupa’nın her yerinden gelen insanlar, Christiania’da Mao’nun bile gözlerini yaşartacak komünal bir hayat kurmuş, çocuk alanları, kütüphane, kreş, küçük mağazalar, çöp ayrıştırma ve geri dönüşüm tesisleri, doğal tarım alanları, atölyeler kurarak kendi cumhuriyetlerinde kök salmışlardı. Dan hükümeti geri adım attı ve elektrik, su parasıyla vergi ödemeleri karşılığında onları bir sosyal deney olarak tanıdı. O zaman bu zamandır iki devletin, hatta AB ile Christiania’nın ilişkileri kah gerilip kah yumuşayarak devam ediyor.
HER GELENE YER VAR
Yılda 1 milyon turistin ziyaret ettiği Christiania artık Danimarka’nın simgelerinden. Christiania’ya her sığınana mutlaka yatacak yer, iş ve aş temin ediliyor. İşiniz hamam için odun kesmek de olabilir, yemekhaneler için domates yetiştirmek de. Atölyeler de var. Christianialı kadınların bu atölyelerde bütün Kuzey Avrupa’nın en güzel bahçe-araç gereçlerini ürettiği söyleniyor. Mülkiyete ve kişisel alana karşı oldukları için bütün kapılar açık. Etraf sanatçıların boyadığı, tasarladığı, şekillendirdiği duvar, bina, süsleme ve heykellerle dolu.
İnsanlar rahat, sakin. Hatta biraz fazla sakin. Bunun nedeni esrar gibi hafif uyuşturuculara müsamaha göstermeleri. Kuruluşundan bu yana en büyük sorun da bu oldu. Polis, senede bir-iki kere grayderlerle Christiania’ya giriyor, esrar satışını, ekimini ve kullanımını engellemeye çalışıyor. O yüzden sokaklarda koşmak yasak. Çünkü Christiania’da koşmak, ülke işgal ediliyor anlamına geliyor.
Fakat turist rehberleri her baskından sonra satıcıların bütün Kopenhag’a yayıldığını söylüyor. Üstelik Christianialılar eroin, kokain gibi ağır uyuşturuculara karşılar. Aralarında barındırmıyor, sınırdışı ediyorlar. Rehberlere göre, evet bol bol esrar içiyorlar ama aramaya kalksanız Kopenhag’da, ağır uyuşturucu bulamayacağınız tek yer Christiania.
TÜRKLER DESTEKLİYOR
2006 Aralık ayında huzurlu Kopenhag belki de 2. Dünya Savaşı’ndan beri gördüğü en büyük şiddete tanık oldu. Christianialıların ikamet ettiği binalardan biri boşaltılmak istendi, Danimarka ve Christiania savaşa tutuştu. Kopenhag’ın ana caddeleri cepheye dönerken, arabaları ateşe veren 300 kadar Christiania vatandaşı gözaltına alındı. Danimarka’da yaşayan Türklerin çoğu Christiania’yı destekledi. Olay gecesi ateş etrafında Türk müzikleriyle dans ederek Christiania’nın zaferini kutlayanlardan Deniz Ünal, "Cristiania’yı destekliyoruz çünkü onlar Türk ve diğer yabancıları Neonazilere karşı savunuyorlar" diyor.
ÜÇ NOKTALI BAYRAK
Christiania’nın kırmızı üzerine üç sarı noktalı bir bayrağı var. Christiania kelimesindeki i harflerinin üzerindeki noktaları simgeliyor. Burada en yaygın spor meditasyon ve yoga ama kendi futbol takımları da var. Sık sık Kopenhag polis takımıyla sert derbiler yapıyor, genellikle yeniliyorlar. En sevilen hayvan köpek, ama alıp sahiplenmek yasak.
Uyuşturucu ve rock cenneti, devlet içinde devlet, anarşist cumhuriyeti ya da hippi kasabası. Bunlar Danimarka’nın başkenti Kopenhag’ın sıradışı kasabası Christiania’ya verilen isimlerden bazıları. Şehir merkezine 20 dakika yürüme mesafesinde. Yerleşik nüfusu 1000 civarında. 34 hektar üzerine kurulu. 300 çocuk, 400 köpek var. Etrafı grafitili duvarlarla çevrili. 33 yıldır ne AB’yi, ne Dan hükümetini, ne de belediyeyi takıyorlar. Kendi kuralları, anayasaları, bayrakları var.
Christiania 37 yıl kadar önce bir grup anarşist gencin, kapatılan NATO üssüne yerleşmesiyle oluşmaya başladı. Kışla binalarını birer eve dönüştürdüler, komünal toplum sloganıyla yaşamaya başladılar. Bu tarihten beş yıl sonra Dan hükümeti bu "esrarkeş ve anarşist yuvası"nı dağıtma kararı aldı ama iş işten geçmişti. Ülkenin ve Avrupa’nın her yerinden gelen insanlar, Christiania’da Mao’nun bile gözlerini yaşartacak komünal bir hayat kurmuş, çocuk alanları, kütüphane, kreş, küçük mağazalar, çöp ayrıştırma ve geri dönüşüm tesisleri, doğal tarım alanları, atölyeler kurarak kendi cumhuriyetlerinde kök salmışlardı. Dan hükümeti geri adım attı ve elektrik, su parasıyla vergi ödemeleri karşılığında onları bir sosyal deney olarak tanıdı. O zaman bu zamandır iki devletin, hatta AB ile Christiania’nın ilişkileri kah gerilip kah yumuşayarak devam ediyor.
HER GELENE YER VAR
Yılda 1 milyon turistin ziyaret ettiği Christiania artık Danimarka’nın simgelerinden. Christiania’ya her sığınana mutlaka yatacak yer, iş ve aş temin ediliyor. İşiniz hamam için odun kesmek de olabilir, yemekhaneler için domates yetiştirmek de. Atölyeler de var. Christianialı kadınların bu atölyelerde bütün Kuzey Avrupa’nın en güzel bahçe-araç gereçlerini ürettiği söyleniyor. Mülkiyete ve kişisel alana karşı oldukları için bütün kapılar açık. Etraf sanatçıların boyadığı, tasarladığı, şekillendirdiği duvar, bina, süsleme ve heykellerle dolu.
İnsanlar rahat, sakin. Hatta biraz fazla sakin. Bunun nedeni esrar gibi hafif uyuşturuculara müsamaha göstermeleri. Kuruluşundan bu yana en büyük sorun da bu oldu. Polis, senede bir-iki kere grayderlerle Christiania’ya giriyor, esrar satışını, ekimini ve kullanımını engellemeye çalışıyor. O yüzden sokaklarda koşmak yasak. Çünkü Christiania’da koşmak, ülke işgal ediliyor anlamına geliyor.
Fakat turist rehberleri her baskından sonra satıcıların bütün Kopenhag’a yayıldığını söylüyor. Üstelik Christianialılar eroin, kokain gibi ağır uyuşturuculara karşılar. Aralarında barındırmıyor, sınırdışı ediyorlar. Rehberlere göre, evet bol bol esrar içiyorlar ama aramaya kalksanız Kopenhag’da, ağır uyuşturucu bulamayacağınız tek yer Christiania.
TÜRKLER DESTEKLİYOR
2006 Aralık ayında huzurlu Kopenhag belki de 2. Dünya Savaşı’ndan beri gördüğü en büyük şiddete tanık oldu. Christianialıların ikamet ettiği binalardan biri boşaltılmak istendi, Danimarka ve Christiania savaşa tutuştu. Kopenhag’ın ana caddeleri cepheye dönerken, arabaları ateşe veren 300 kadar Christiania vatandaşı gözaltına alındı. Danimarka’da yaşayan Türklerin çoğu Christiania’yı destekledi. Olay gecesi ateş etrafında Türk müzikleriyle dans ederek Christiania’nın zaferini kutlayanlardan Deniz Ünal, "Cristiania’yı destekliyoruz çünkü onlar Türk ve diğer yabancıları Neonazilere karşı savunuyorlar" diyor.
ÜÇ NOKTALI BAYRAK
Christiania’nın kırmızı üzerine üç sarı noktalı bir bayrağı var. Christiania kelimesindeki i harflerinin üzerindeki noktaları simgeliyor. Burada en yaygın spor meditasyon ve yoga ama kendi futbol takımları da var. Sık sık Kopenhag polis takımıyla sert derbiler yapıyor, genellikle yeniliyorlar. En sevilen hayvan köpek, ama alıp sahiplenmek yasak.