Kızıldeniz kıyısındaki Şeyh'in güzel kadını: Şarm El-Şeyh
Sina Yarımadası’nın güney ucunda, Kızıldeniz’in kıyısında doğa, deniz, kum, güneş ile balık ve diğer deniz canlılarının bir arada yaşadığı bir habitat Şarm El Şeyh. Okurumuz Pekcan Türkeş gitti ve izlenimlerini yazdı.
Türk Hava Yolları uçağıyla 2 saat 40 dakikalık yaptığım rahat bir yolculuktan sonra Şarm El-Şeyh Havaalanı’na indik. Bizim gibi 45 yaşının üzerinde olanların önceden vize almasına gerek yok. Pasaport kontrolünden önce 15 dolarlık vize pulu satın alarak ülkeye adımınızı atmış oluyorsunuz. Gümrükçü olduğunu sandığım görevli önce yüzüme baktı sonra bavuluma bir göz attı. Üstün körü aradı. Benden sonra gelen delikanlının bavulunu önce gözüyle, sonra eliyle tarttı. Ağır geldiğini anlayıp açtırdı. O didik didik bavulu ararken ben çoktan dışarı çıkmıştım. Terminalin dışındaki taksi şoförleri çıkan turistlerin bavullarına el atarak kendi arabalarına yönlendirmeye çalışıyordu. Sıkı bir pazarlık yaparak 120 Mısır Pound’a yani 17 dolara anlaştık. Sabaha karşı o eski Nuh Nebi’den kalma bir araçla 100 kilometrelik yolculuktan sonra geldik otelimize.
DOĞAL DENİZ, KUM GÜNEŞ, RESİF...
Şarm El-Şeyh ya da kısaca Şarm, Mısır’ın Sina Yarımadası’nın güney ucunda, Kızıldeniz kıyısında bir tatil ve turizm merkezi. Şarm El-Şeyh, bir zamanlar yer yer yeşil vahalarla bezenmiş uçsuz bucaksız çöllerin hitamındaki balık çeşitleriyle zengin, küçük bir Bedevi balıkçı köyüymüş. Buraya gelmeden önce Şarm’ın kelime anlamı hususunda muhtelif yorumlar okumuştum. Ancak Şarm, ne liman ne de sakal, anlamının kuvvetle ihtimal Fransızca ‘Charmant’, İngilizce ‘ Charming’ yani hoş, çekici, güzellik sıfatından geldiğini tahmin ediyorum... Şeyhin ‘güzel beldesi’ veya ‘Şeyhin Güzel Kadını’ gibi… Yapıları, otelleri, marinaları, gece kulüpleri, casinoları ile tam bir turistlik cennet olan Şarm El Şeyh aynı zamanda Mısır’ın Güney Sina ilinin de idari merkezi. Tamamen çölün içinde bir vaha olan bu yer küçük ama aradığınız her şeyi rahatlıkla bulabileceğiniz bir belde: Doğal deniz, kum, güneş, resifler (Balık ve diğer deniz canlılarının bir arada bulunduğu ve çeşitli canlıların birlikte yaşadığı habitat)...
Kızıldeniz’de 300’den fazla 5 yıldızlı otel bulunuyor.
HOŞGELDİN YUSUF YUSUF USTA!
Otele vardığımızda saat sabahın 6’sını gösteriyordu. Resepsiyondaki sempatik görevli kahvaltının yarım saat sonra verileceğini belirtmesine rağmen uyku gözlerimden akıyordu. Kahvaltıyı sonraya bırakıp denize 100 metre uzaklıkta olan 2. kattaki odama geçtim. Gözümü açtığımda saat öğlen 12’ydi. Kaldığım blokun hemen yanında ‘Il Grotto’ mağara yazan yapay bölüme girdim. Muhteşem bir sıcak suyu olan jakuzi vardı. 30-40 kulaç atacak boydaki jakuzi bayağı iyi geldi. Muhteşem deniz rengi ve çölün ihtişamı, her ne kadar yapay yeşillikler olsa da dünyanın sayılı dalış merkezlerinin bulunduğu bir yer burası. Hareketli gece hayatı, safarileri, kafeleri ile ilk bakışta Bodrum ve Marmaris’i hatırlatıyor. Bu bölgede 300’den fazla dünya markası 5 yıldızlı otel bulunuyor. Türk yatırımcıların da ilgisini çektiği için Türklerin sahibi olduğu bir çok otel var. Şarm El Şeyh’e geldiğimin ikinci günü sahilde yürürken birisi arkamdan seslendi: “Hoşgeldin Yusuf Yusuf Usta!” Bu isim; benim ‘Olacak O Kadar TV’ zamanında rol aldığım Aşçılar skeçlerindeki ‘rolüm’ün adıydı. Karşımdaki Baş Aşçı; beni o skeçlerden tanıyıp çalıştığı Türk Oteli Rixos’a bir çay içmeye davet etti. Davetine icabet ettik. Üçüncü Gün Ras Muhammed Milli Park’ında glassboat (Altı cam olan tekne) ile bir gezinti yaptık.
DENİZE BİR ŞEY BIRAKMA!
Balıklarla beraber yüzme imkânı olan Ras Muhammed Milli PaErkı dünyanın ikinci büyük sualtı parkı ve en iyi dalış merkezleri arasında gösteriliyor. Kızıldeniz’de etrafı çöl dağlarıyla çevrili olan ve bundan 10 yıl önce küçük bir balıkçı kasabası olan Şarm El Şeyh, özellikle son zamanlardaki turizm yatırımlarıyla Bodrum, Marmaris ve Kemer gibi turizm merkezi olma yolunda ilerliyor. Hiç müdahale edilmemesi gereken, oluşumları yıllarca süren ve bir palet darbesiyle bile kırılabilecek hassas deniz canlıları tarafından kaplanmış bu resiflerin üst kısımlarının yüzeyi, sert ve yumuşak mercanlar tarafından örtülmüş durumda. Kızıldeniz’de sualtı yaşamının korunması için birçok yasak var. Dalış rehberi; dalıcıları sualtında hiçbir canlıya dokunulmaması konusunda uyarıyor. Burada şöyle bir yazılı ikaz levhası var: “Sakın denize size ait olan hiçbir şeyi bırakmayın ve size ait olmayan hiçbir şeyi de almayın!”
Kızıldeniz’e bakarken Kaptan Cousteau’yu hatırladım. Denizlerin gizemli perdesini aralayan, insanlığı deniz altının büyüleyici güzelliklerine bir adım daha yaklaştıran Kaptan Cousteau hem bir okyanus uzmanı, hem de iki Oscarlı bir film yönetmeniydi. Kaptan Cousteau; Kızıldeniz’de yaptığı araştırmalarda iki denizin birbirine karışmadığını gördü ve bunun binlerce yıl önce Kuran-ı Kerim’de Furkan Suresinde yazılı olduğunu öğrenince de şehadet getirip Müslüman olmuştu.
YAVAŞ YAVAŞ! HASAN ŞAŞ!
Kızıldeniz’de sualtı yaşamının korunması için birçok yasak var.
Şarm’da kaldığımızın 4’üncü gün Soho Meydanı’na gitmeye karar verdik. Bilindiği üzere Soho; Londra’da, Oxford Sokağı ile Piccadilly Circus arasında bir semt. Özellikle Çin, Fransız, İtalyan,Yunan ve Türk lokantalarının bulunduğu eski bir göçmen yerleşim alanı. Şarm El-Şeyh’teki Soho Meydanı’ysa şık butiklerin bulunduğu ve müzik eşliğinde su dansı gösterilerinin yapıldığı bir alışveriş merkezi. Buz pateni ve buz barı da bulunuyor. Türk olduğunuzu anladıklarında “Yavaş yavaş! Hasan Şaş!” cümlesini duyabilirsiniz. Galatasaraylı futbolcu Hasan Şaş, Araplar Dünya Kupası’ndaki ilk maçımızda ilk golü atan bir Müslüman olduğu için Türk adını duyar duymaz ‘Hasan Şaş’ ismini telaffuz ediyorlar. Ayrıca ‘Ş’ harfi Arapların çok kullandığı harflerden biri olduğu için ‘Hasan Şaş’ı unutmuyorlar.
5’inci gün Şarm’da baharat, kakule ve tarçın kokularının etrafa sarmış olduğu ‘Old Market’e gittik. Bizim Kapalı Çarşı - İç Bedesten ve Mısır Çarşısı karışımı olan bu yerde baharattan, zücaciyeye ne ararsan var. Bu markette esnaf alabildiğine cambaz. Bizdekilere rahmet okutacak cinsten. Alış verişte fiyatı olabildiğince düşük tutun çünkü çok uçuk fiyattan adam kazıklamaya çalışıyorlar. Verilen her rakamdan sonra pahalı deyip gitmeye çalışın. Arkanızdan koşacaktır. Koşmazsa geri dönüp o malı alın. Şarm’da taksi şoförlerinden tutun su satanlara kadar herkesle pazarlık yapmak zorundasınız.