GeriSeyahat Kitap
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Kitap

Kitap

Roman

Beyoğlu’nun En Güzel Abisi
Ahmet Ümit
Everest Yayınları

Kaza eseri konuya, “Başkomiser Nevzat’ı takdimimdir” diye girsem, ne diyeceğime bakmadan birileri “onu tanımayan mı var” diye itiraza başlar. Elbette çok iyi tanıyoruz. ama bir kısmını. Bu kez resmin ortasında, hem de tam ortasında duruyor Nevzat (abi). Yılbaşı gecesi işlenen cinayeti de, o cinayetin nasıl çözüldüğünü de, Beyoğlu-Tarlabaşı ve çevresinin gerek tarihsel gerek güncel olaylar üzerinden iktidar eleştirisini de romanın içinden zaten göreceksiniz. Ama asıl Başkomiser Nevzat’ın ete kemiğe bürünmesini okuyacaksınız. Alıştığımız olaylara hâkim, soğukkanlı, her şeyi ‘muhakkak’ çözecek ideal kahramanın derinliklerini göreceksiniz. Başkomiser Nevzat ‘gerçekliğe kavuşuyor’ bu romanda. Ne kadar vicdanlı, ne kadar âşık, ne kadar soğukkanlı, ne kadar hüzünlü, ne kadar insan olabildiğine tanık olacaksınız bu kez. Ahmet Ümit, polisiye içinde edebiyatın da hakkını sonuna kadar teslim eden bir yazar. Polisiyenin şanındandır sorgulamak. ‘Beyoğlu’nun En Güzel Abisi’ni biraz sorular sorarak okuduğunuzda Ahmet Ümit’in ne dediğini ve Başkomiser Nevzat’ın bize neleri işaret ettiğini göreceksiniz. Güzel adam vesselam Başkomiser Nevzat. Buna bir kere daha ve sonuna kadar onay vereceğiniz bir roman.

Zamanın Coğrafyası/Robert Levine/Çev.: Özgür Umut Hoşafçı/Maya Kitap/İnceleme

Ortaöğretim görmüş herkesin bildiği örnektir.“Çok heyecanlıyken, mutluyken veya üzüntülüyken, panik halindeyken... birim zamanın (10-30 dakika örneğin) ilerleme hızı aynı değil gibi gelir,” derler. Bunu psikolojik unsurlarla açıklarlar ve olay kapanır. Ama yaşadığımız coğrafyadan başka yerlerde tanık olduğumuz bir zaman algısı vardır ki, büyük şaşkınlığa düşürür bizi. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Doğu beklemenin yeridir,” sözünü hatırlatacak olursam ne demek istediğimi anlarsınız. Çünkü aslında her kültürün zamanı kullanma biçimi farklıdır. Sadece yurtdışı gezilerden bahsetmiyorum, memleket sınırları içinde de şehirden şehre farklıdır zaman algısı. Örneğin küçük kasabaları anımsayın. Mevsimlerin izahı bile değişir. Robert Levine ‘Zamanın Coğrafyası’nda en küçük devrini 24 saatte tamamlayan dünyanın farklı kültür ve coğrafyalarındaki farklı zaman algısını anlatıyor. Japonları, Almanları, İspanyolları daha iyi anlayabileceğiniz bir kitap.

Pelin/Murat Arda/Destek Yayınları/Roman

Tuhaf yıllardı 90’lar. En azından tuhaf şeyler oluyordu. Grunge diye bir müzik dünyayı kasıp kavururken, 60-70’lerin efsane rock grupları ‘klasik’ eserlerini yeniden yayımlıyor veya yeni müzikler yapıyorlardı. Her büyük şehrin kendi küçük yeraltı toplulukları vardı. Kimilerinin daha sonra çoğuna ‘satanist’ dedikleri insanlardı. Ama onlarla aynı okulda okuyan, aynı mahallede yaşayan genç cemaat müritleri de vardı. Aynı fotoğraf karesinde görebilirdiniz uyuşturucuyu, cinayeti, ibadeti, şiddeti, cinselliği, sadakati. ‘Pelin’ tam da o fotoğraf karesini anlatıyor işte.

False