GeriSeyahat Kilometrekareye bir geyik, bir insan LAPONYA
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Kilometrekareye bir geyik, bir insan LAPONYA

Kilometrekareye bir geyik, bir insan LAPONYA

Çift kişilik kabinli, duşlu tren, Finlandiya’daki Kuzey Kutbu çizgisine ulaştığında bembeyaz bir dünyayla karşılaştık. Kilometrekareye bir insan ve bir rengeyiği düştüğü Laponya, beyazın tonlarıyla süslü başka bir gezegen gibiydi.

Kalacağımız igloo eskimo evlerini görünce önce şaka sandım. Kar ve buzun içindeki küçücük evler tamamen cam. İki yataklı, tuvaletli, çok iyi ısıtılan evler sanki birer oyuncak. Kuzey ışıklarını görebilmek için cam evdeki yatağımda gece uzun süre gökyüzüne baktım ama sadece yıldızları saydım.

Yaklaşık 7 bin kilometrelik yolculuğa çıkmadan önce kafam biraz karışıktı. Bizim Laponya dediğimiz Lapland nasıl bir yerdi. Ne giyilir, ne yenir, içilir diye soluğu internette aldım. Eksi 20-25 derece soğukluğu okuyunca için için üşümeye başladım. Gözüm korktu, vazgeçmeyi düşündüm. Hayatım boyunca eksi 5’den fazla soğukta yaşamamıştım. Kendi kendimi cesaretlendirip hazırlıklara başladım. Araştırdıkça, çözümün kat kat giyinmekte olmadığını öğrendim. İçlik, polar kazak, kayak montu ve sıkı bir botla ilk aşamayı geçtim. Tabii ki eldiven, kaşkol ve bere. Artık hazırdım. 3 saat 10 dakikalık uçuş sonrası Finlandiya’ya ulaştık. 500 bin nüfuslu başkent Helsinki’de rüzgârlı, ıslak hava bizi karşıladı. Şehir çoktan beyazlara bürünmüştü. Soğukla ilk tanışmamız böyle oldu. Şehir turunun ardından Fin mutfağıyla tanıştık. Geyik çorbası, ardından patates, mantar ve yaban mersini eşliğinde geyik etine Avustralya şarabı eşlik etti.

BAŞKA GEZEGEN GİBİ

Aynı gece, Laponya trenine bindik. Hareket saati tuhaftı, 22.25 ya da 22.30 değil, tam 22.23! Çift kişilik kabinler yataklı ve duşlu. Küçücük kabine her türlü konforu sığdırmışlar. Güzel bir uykunun ardından Kuzey Kutbu çizgisindeki Rovaniemi’ye ulaştığımızda sabah saat 10.41’di. Bembeyaz bir dünyayla karşılaştık. 35 bin nüfuslu, bu kuzeyin en büyük şehrinde şaşırtıcı bir sakinlik vardı. Beyazın tonlarıyla süslü tablo gibi doğanın sessizliği çok etkileyici, başka bir gezegen gibiydi. Kuş bile uçmuyordu.
Otobüsle küçük bir şehir turu, ardından Kakslauttanen İgloo Willage’ye yolculuk başladı. Uçsuz bucaksız orman ve nadiren karşılaştığımız ağaç kulübeler. Kilometrekareye bir insan bir geyiğin düştüğü Laponya’nın başka türlü olması da beklenmezdi. Santa Claus Village’a (Noel Baba Köyü), gri-sarı tonlarındaki gündüz kendini karanlığa bırakırken ulaştık. 285 kilometrelik buzlu yolda ortalama hızımız 100

/images/100/0x0/55eac61bf018fbb8f895d596
kilometreydi. Zincir yok, tuzlama yok, sadece kar lastikleri var.
Yılbaşında tamamının turizme açılması planlanan 55 dönümlük Noel Baba Köyü, muhteşem kütük evleriyle tam bir masal dünyası. Konaklayacağımız igloo eskimo evlerini görünce önce şaka sandım. Kar ve buzun içindeki küçücük evler tamamen camdan oluşuyor. Çift kişilik evlere girerken çocukluğumu hatırladım. İki yataklı, tuvaletli, çok iyi ısıtılan evler sanki birer oyuncak. Gece, kuzey ışıklarını görebilmek için cam evdeki yatağımda uzun süre gökyüzüne baktım ama şanssız bir gecedeydik, sadece yıldızları saydım.

ASTRONOT GİYSİSİYLE DONMUŞ GÖL SAFARİSİ

Sade bir kahvaltı sonrası yeni hedef Laponya’nın kayak cenneti Levi. 1,5 saatlik otobüs yolculuğu sonunda ilk kez dağlarla veya dağcıklarla karşılaştık. Yükseklikleri yaklaşık bin metre. Ancak, 2011 Kış Olimpiyatları’na hazırlanan Levi’nin kayak pistleri şimdiden ışıl ışıl parlıyor. Kar motosikletiyle safariye hazırlanırken görevliler, bizim çok güvendiğimiz giysilerimize gülerek, “Bunlarla donarsınız, soyunun” dediler. Hepimize uzay elbisesi görünümlü kıyafetler, özel bot, kar maskesi ve kask giydirdiler. Astronotlara benzedik. Orman ve donmuş göl üstündeki safari sırasında ise hepimiz birer Formula pilotuna dönüştük. Geyik çiftliğindeki kızak keyfi az kalsın faciaya neden olacaktı. Flaş ışıkları ve yoğun ilgi rengeyiklerini ürküttü. Kontrolden çıkan geyikler çılgınca koştu, kızaklar devrildi, korkuluklar kırıldı. Kırıksız çıkıksız çiftlik macerasını tamamladık.

DİL AKRABASIYIZ

Türk-Avrupa Turizm Konseyi, Finlandiya Sivil Havacılık Kurumu ve Türk Hava Yolları’nın işbirliğiyle hazırlanan Laponya’yı tanıtım turu sırasında Fin kültürünü daha yakından tanıma fırsatı bulduk. Fin kayıtlarına göre, Ural-Altay’dan göç eden kavimlerin bir bölümü Anadolu’ya bir bölümü ise Kuzeybatı Avrupa’ya doğru yönelmiş. Aynı kökten geliyoruz. Türk ve Fin dil yapısındaki benzerlikler yüzümüzde tatlı tebessümler oluşturdu. Dört günlük gezinin ardından ömrümün sonuna kadar yetecek kar ve buzu gördüm. Farklı bir ülkede bize yakın insanların sıcak dostluğunu yaşadım.

SICAK NOTLAR

Alanyalılaşmış Laponlar Dokuz ay soğuk, üç ay dondurucu

* Geyik ve somon balığı ağırlıklı ülke mutfağı damak tadımıza pek uzak değil. Bazı ülkelerde yaşanan yemek sorunu burada yok. 338 bin kilometrekare ülkenin yüzde 70’i ormanlarla kaplı. Başkent Helsinki’de emlak fiyatları çok yüksek. Konutun metrekaresi 8 bin Euro. Kendi deyimleriyle, “Yılın dokuz ayı soğuk, üç ayı çok soğuk.” Bu yüzden sıcağa olan özlem saunalarda gideriliyor. Saunasız ev yok. Kişi başına neredeyse bir sauna düşüyor.
* En büyük sürpriz, tanıştımız çok sayıda Finli’nin (özellikle Lapon) en az bir kez Alanya’ya tatile gittiklerini söylemeleri oldu. “Neden Alanya” sorusuna bir Lapon turizmci şu cevabı verdi: “Alanya’da tatilini sadece otelde geçirmiyorsun. Halkın arasına girip, onların kültürünü birlikte yaşamak hoşumuza gidiyor.” Duyduklarım beni çok mutlu etti, gururlandırdı. Ne de olsa iflah olmaz bir Alanyalıyım.
* 5 milyon 300 bin nüfuslu ülkede kişi başına milli gelir 40 bin doların üzerinde. Ülke ekonomisinde kadınların ağırlığı fazlasıyla hissediliyor. Parlamentodaki 200 millletvekilinin 90’ı kadın. 22 kişilik bakanlar kurulunun 12’sini yine kadınlar oluşturuyor. İki kez seçilen kadın Cumhurbaşkanı Tarja Halonen, yasa gereği 2011 Martı’ndaki seçimlerde artık aday olamayacak.

False