Kayaya oyma manastır turistleri bekliyor
Karadeniz'i İç Anadolu'ya bağlayan güzergâhta yer alan, kayalıklara oyulmuş Meryem Ana Manastırı, kente inanç turizmi açısından önemli katkı sağlıyor. Yürüyerek yaklaşık 20 dakikada ulaşılan manastır, yerli ve yabancı turistleri bekliyor.
Kayadibi köyünde kayalık bir tepedeki doğal mağarada inşa edilen tarihi manastıra, yürüyerek yaklaşık 20 dakikada ulaşılıyor. Geçmişte Ortodoks Rumlar tarafından kullanılan manastır, yerli ve yabancı turistlerden ilgi görüyor. İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Gürgenci, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 4 kat ve 32 odadan oluşan manastırın bölgede inanç turizmi açısından potansiyeli bulunan bir yapı olduğunu söyledi.
Manastırın 19. yüzyılda son halini aldığını belirten Gürgenci, 1940'lı yıllara kadar kadar çevre illerden Rumların buraya gelip ayinler yaptığının bilindiğini anlattı. Gürgenci, manastırın inanç turizmi açısından Giresun'a çok büyük katma değer sağladığını dile getirerek, "Burası Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından ören yeri ilan edildi. 2013'te tamamlanan restorasyon çalışmalarından sonra da son dönemde çok büyük rağbet gören destinasyonların başında geliyor." dedi.
Manastırın Karadeniz'i İç Anadolu'ya bağlayan güzergahta bulunduğunu kaydeden Gürgenci, şöyle devam etti:
"Bu güzergahta seyahat edenler, manastırını rahatlıkla ziyaret edebilir. Ana yola 11 kilometre uzaklıkta yer alıyor. Karadeniz'de hem İslamiyet hem de Hristiyanlığa göre yapılar mevcut. Dolayısıyla bu güzergahta misafirlerimizin orayı görmesini arzuluyoruz. Bize geçmiş dönemki kültürlere ait örnekleri veriyor."
"Dört kademeli bir yapı"
Celal Bayar Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Gazanfer İltar ise manastırın dört kademeli bir yapı olduğunu anlatarak, "Birinci kademesi, mağaranın hemen önünde yer alan bahçesi. Bahçede ayazma, çeşme, sarnıç, mezar yapısı gibi birimler bulunuyor." diye konuştu.
Diğer kademelerin ise üç katlı bir yapılanma gösterdiğini bildiren İltar, "Bunlar tamamen mağara içerisinde. Üç bölümün birinci katında kabul salonu, mutfak, yemek odası, ocak gibi birimler bulunuyor. İkinci katında keşiş odaları ve büyük bir teras, üçüncü katında ise manastırın vazikel planlı kilisesi yer alıyor. Manastır 27 bin 500 metrekaredir." ifadelerini kullandı.
Manastırın Osmanlı döneminde de kullanılır durumda olduğunu kaydeden İltar, "1890'lı yıllarda Osmanlı arşivinde kayıtları söz konusudur. Fener Rum Patrikhanesine bağlı yapılar grubudur. Yapı 1. Dünya Savaşı'nın akabinde yavaş yavaş terk edilmiştir." dedi.