Katedraliyle övünen karnaval şehri KÖLN
Köln Avrupa’nın en güzel ve en önemli şehirlerinden biri. Romalıların yüzyıllar önce söylediği "Köln’ü görmeyen, Almanya’yı görmüş sayılmaz" sözü hálá geçerli. Romalıları dinleyin, tavsiyelerinden memnun kalacaksınız.
Köln’e ilk kez Amsterdam’dan bir gemiyle gitmiştim, şehrin siluetine damgasını vuran Katedral kilometrelerce öteden selamlamıştı bizi, aylardan şubattı ve karnaval zamanıydı. Havanın o kadar soğuk olmasına rağmen, kostümlü geçit töreninden çok etkilenmiş, mutluluğun dış faktörlerden ziyade insanın içindeki coşkudan kaynaklandığına karar vermiştim. Savaş sırasında yüzde 90’ı harap olan Köln insanı sarmalayıp, yaşamın içine sokan şehirlerden, bundaki en büyük rol ise Kölnlülere ait.
İsviçre Alpleri’nden başlayıp, kuzeye doğru akan Ren Nehri, binlerce yıl uygarlıkların beşiği. Avrupa’nın ticaret hayatına yön vermiş. Romalılar M.S. 50’de Colonia Agrippina isimli şehirlerini 1320 kilometrelik Ren Nehri’nin üzerinde kurmuşlar. Şehir cam işçiliği dahil değişik alanlarda ticari bir merkez olmuş. Beraberlerinde Hıristiyanlığı getiren Romalılar, Köln’ü en önemli Katolik merkezlerden birine dönüştürmüş. 795’te Şarlman şehri başpiskoposluk mertebesine yükseltmiş. Köln, İtalya’dan İngiltere’ye, Batı’dan Tuna’nın doğusuna giden yolların ortasında kalınca, Ortaçağ’da daha etkin bir konuma gelmiş. 12. ve 15. yüzyıllar arasında, Avrupa’nın en kalabalık ve zengin şehirlerinden biri olmuş ve özellikle Kuzey Avrupa’daki ticareti kontrol altında tutan Hansa Birliği’nde önemli bir rol üstlenmiş. Prusya döneminde Ren Bölgesinin başkenti seçilmiş ama II. Dünya Savaşı sırasında şehrin büyük bölümü tahrip olmuş. Bombalamalar esnasında, hem tarihi açıdan önemi hem de yön bulmaya yardımcı olması nedeniyle Katedrale dokunmamışlar. Bugün Ren Bölgesinde, ekonominin, kültürün, sanatın ve uluslararası fuarların Almanya’daki en önemli merkezlerinden biri olan Köln, tarih boyunca önemini hiç yitirmemiş. 2006’daki Futbol Dünya Kupası gibi çok sayıda etkinliğin ve fuarın yapıldığı bir milyon nüfuslu Köln’e geçtiğimiz yıl 2.3 milyon turist gelmiş.
500 BASAMAK ÇIKANA MÜTHİŞ MANZARA ARMAĞANI
1998’de 750. yıldönümü kutlanan Köln Katedrali Almanya’nın en çok ziyaret edilen tarihi eseri. 1248 yılında başlayan inşaat 600 yıldan fazla sürmüş ve 1880’de tamamlanmış. Şehre gelen herkes görsün diye tren istasyonunu bile katedralin yanına yapmışlar. UNESCO’nun dünya kültürel mirası listesinde bulunan yapıyı yılda altı milyon kişi geziyor. 157 metrelik Aziz Piyer ve Meryem Ana kuleleriyle dünyanın en büyük gotik katedrallerin. Koleksiyonunda çok değerli sanat eserleri bulunuyor. 1350 metre karelik bir alanı kaplayan vitrayların çoğunda İncil’den alınma hikayeler var. 1164 yılında İmparator I. Friedrich Barbarossa’nın şehre getirdiği Üç Kralın kemiklerinin bulunduğu bölüm katedralde en çok ziyaret edilen yerlerden biri. Beş yüz merdiveni çıkmayı göze alırsanız, güneydeki kulede muhteşem bir manzara var.
İlk üniversitenin 1388’de açıldığı Köln’de yaşayanlar, romanesk üslupta yapılmış 12 kilise, Roma surları ve Belediye Binası gibi çok sayıda tarihi bina ve sanat eseri bulunan şehirlerine "Kutsal Köln" diyorlar ve şehirlerine her zaman sahip çıkıyorlar. Köln için bestelenmiş şarkıları sadece karnaval zamanı değil, futbol maçından tutun, yeni yıl kutlamalarına kadar her fırsatta söylüyorlar. Çoğu dini şehitler ve piskopos mezarlarının olduğu yerlere inşa edilen romanesk kiliselerden St. Andreas, St. Apostlen, Gross St. Martin, St. Pantaleon ve St. Kunibert şehrin en güzellerinden. Avrupa’daki romanesk mimariyi de etkileyen bu kiliselerin neredeyse tamamı II. Dünya Savaşı’nda yıkılmış, St. Kolumba ve bazıları dışında tamamı restorasyonlar sonucu eski görkemlerine kavuşmuş.
HER KÖŞEDE BİR RESİM GALERİSİ VE MÜZE VAR
Şehirde Dionisos mozaiğinin bulunduğu Römisch-Germanish Müzesi dışında, modern sanatların sergilendiği Ludwig ile çoğunlukla empresyonist eserlerin olduğu Wallraf-Richartz Müzesi de bulunuyor. Doğu Asya Sanatları ve Uygulamalı Sanatlar Müzeleri yaptıkları sergilerle sanatseverlerin odak noktası oluyor. Ludwig Ailesi’nin özel koleksiyonlarının sergilendiği müzede Alman dışavurumcularının, gerçeküstücülerin ve Amerikan Pop sanatçılarının dışında Picasso’nun eserleri var. Adını 1824 yılında sanat koleksiyonunu şehre bağışlayan Ferdinand Franz Wallraf ile ilk binayı yaptıran Johann Heinrich Richartz’dan alan Wallraf-Richartz Müzesi, Albrecht Dürer, Peter Paul Rubens, Simone Martini ve Edvard Munch gibi sanatçıların eserleriyle dikkat çekiyor. Köln’de toplam 36 müze ile 100’ün üzerinde sanat galerisi bulunuyor. Köln Operası, tiyatrolar ve Köln Filarmoni Orkestrası’nın konserleri ise şehrin kültürel yaşamındaki yansımalardan sadece bazıları. Müzikal düşkünleri Köln’deki Musical Dome’da iki yıldır sergilenen "We Will Rock You" ile güzel vakit geçirirken, gençler 20 bin kişilik Kölnarena’da dünyaca ünlü sanatçıların verdiği konserleri izliyor.
ALMANYA’NIN EN İYİ ALIŞVERİŞ CADDESİ
Köln’ü keşfetmenin en güzel yolu tarihi bölgedeki sokaklarda kaybolmak, sürpriz avlular ve meydanları keşfedip, küçük kafelerde soluklanmak. Ya da geçtiğimiz yıl Almanya’nın "en iyi alışveriş caddesi" seçilen Hohe Strasse ile Schildergasse gibi büyük mağazalarla dolu caddelerde kalabalığa karışmak. Ren Nehri boyunca yürüyüp, Rheinpark’a veya Hayvanat Bahçesi’ne gitmek ise diğer alternatiflerden.
Köln deyince akla ilk gelenlerden biri de "Eau de Cologne". "Kolonya Suyu" yazısı günümüzde parfüm şişelerinin üzerindeki yerini alırken, bu ferahlatıcı sıvı gündelik hayatın da olmazsa olmazlarından biri haline gelmiş.
Köln’de yılın mevsimlerini beşe çıkartmışlar. Beşinci ve en önemli mevsim kesinlikle Karnaval. Paskalya öncesi yapılan perhiz dolayısıyla, karnaval ete veda anlamını taşıyor. Çok sayıda turistin de katıldığı etkinlik süresince tüm şehir şenlik yerine dönüyor, eğlence sabahlara kadar sürüyor. Roma döneminde Dionisos ve Satürn için yapılan şenliklerle ilk temelleri atılan karnavalda bir milyondan fazla kişi geçit törenlerini izliyor. Bugünkü halini alması 180 yıl sürmüş. 18. yüzyılda şehri ele geçiren Fransızlar şenliklere ses çıkarmamış. Karnaval zamanı yapılan geçit törenlerinde prens ve köylüyü temsil eden figürler ön planda. 160 civarında örgüt beşinci mevsimin organizasyonunda görev alıyor. Kentin meşhur birası eğlence boyunca ellerden düşmüyor, su gibi içiliyor. Karnaval dışında, yazın Fühling Gölü’nde yapılan festivalle, sonbaharda gerçekleşen "Uzun Geceler" etkinlikleri yılın önemli olayları arasında. Köln de İstanbul gibi yaşamın sol şeritte seyrettiği dinamik şehirlerden biri, biten bir etkinliğin ardından yenisi sıraya giriyor.
NEREDE YENİR?
Her köşe başında bar ve restoranlara rastlayacaksınız. Kölsch birasını imal eden 25’in üzerinde bira fabrikası var. Landhaus Kuckuck (Tel:485369), Fischers (Tel:3108470), Bagutta (Tel:212694), Börsen-Restaurant maitre (Tel: 133021) Köln’ün en seçkin restoranları arasında. Früh am Dom. (Tel:2613211) ise Köln spesiyalitelerini deneyebileceğiniz yerlerden biri. Yemek sonrasında Blue Note, Tiefenrausch, Apollo Disco ve Petit Prince gece hayatı için tercih edebileceğiniz yerler arasında.
NEREDE KALINIR?
Ren üzerinde bulunan ve katedral manzarasına sahip Hyatt Regency (www.cologne.regency.hyatt.de) ile şık bir tasarıma sahip Hotel Cristal (www.hotelcristall.de) şehrin en iyileri arasında.
Coellner Hof’un (www.coellnerhof.de) dekorasyonu güzel, servis de restoran da çok iyi.
Pension Jansen (www.pensionjanse.de) bir aile işletmesi. Kısıtlı bütçeler için ideal. Hopper Et Cetera (www.hopper.de) ile Lint Hotel de (www.lint-hotel.de) el yakmayan işletmelerden.