Kanlica'da zaman
Yasli genc, coluk cocuk yuzlerce Kanlicali, meydana inmis. ‘‘Asirlik Kanlica Yogurtu’’nun sandalyeleri, kimbilir kac asirlik cinarin etrafindaki banklar tiklim tiklim. Bogaz'in sakin sularinda vapurlar saliniyor. Kediler, kopekler gunesleniyor. Huzurlu Kanlica, gunesle mutlu. Selamlasmalar, ayakustu sohbetler, yeni gelenlere yer acilan masalar... Anlasiliyor ki Kanlicali Kanlicali'yi taniyor, yarenlik ediyor.
Istanbul Bogazi'nin Anadolu yakasinda, Beykoz'a bagli bir semt uzanir denize nazir. Korfezi, yalisi, yogurtu ve yesiliyle Kanlica. Bogaz ongorunumunde yer aldigi icin gecekondulasmaya maruz kalmamis ender semtlerden Kanlica. Goc almayinca suc orani, yoksulluk ve her turlu bozulma da en dusuk seviyede kalmis. Ama gecekondu yerine dev bloklar, villalar, yalilar konmus yamaclara, kiyilara. Kanlica elbette Yahya Kemal'in misralarinda daha guzel. Kanlica elbette Osmanli'nin Ahenk Kayiklari'ndan yukselen nagmeleriyle cosan mehtap alemlerinde daha sasaali. Yine de Kanlica bizi teselli ediyor. Zamana, hizli kentlesmeye hâlâ direnen ozellikleriyle...
Falih Rifki Atay, ‘‘Istanbul'da yaz-kis yok; lodos-poyraz vardir’’ der. Bogazici'nde yaz perisinin kis gunu seyir seyrana ciktigi gunlerin gunesini, mavi gogunu ve ilikligini anlatir. Falih Rifki'nin bu sozlerini hatirlatan bir haftasonunda, Kanlica'ya gittik. Yasli genc, coluk cocuk yuzlerce Kanlicali, meydana inmis. ‘‘Asirlik Kanlica Yogurtu’’nun sandalyeleri, kimbilir kac asirlik cinarin etrafindaki banklar tiklim tiklim. Bogaz'in sakin sularinda vapurlar saliniyor. Kediler, kopekler gunesleniyor. Huzurlu Kanlica, gunesle mutlu. Selamlasmalar, ayakustu sohbetler, yeni gelenlere yer acilan masalar... Anlasiliyor ki Kanlicali Kanlicali'yi taniyor, yarenlik ediyor. Sahil boyunca zincir gibi dizilen yalilar, Kanlicali'nin denizle muhabbetini engellese de Iskele Meydani'yla denize erisilebiliyor.
Asirlik yogurt
Meydan'da, 17. yuzyildan kalma Iskender Pasa Camii ve Turbesi yer aliyor. Restorasyon gecirmis, piril piril ahsap vapur iskelesinin caprazinda, Kanlica Mahalle Muhtarligi bulunuyor. Muhtar Refik Zengin, 27 yillik Kanlicali. Meydandaki kalabaligi isaret ediyor. ‘‘Sokak aralarinda degil, burada bulusuyorlar. Her turlu sosyal faaliyet burada yapilir. Kiz begenme de, dedikodu da...’’ Semtte nahos hadiselerin olmayisindan ovguyle soz ediyor. Muhtar Vekili Melih Guldag, Beykoz'da evi oldugu halde 18 yildir Kanlica'da oturdugunu anlatiyor. ‘‘Nostaljisi, havasi, yesili, cevresi cekiyor’’ diyor. Muhtar Refik Zengin, Kanlica Korfezi'ndeki kirlenmeyi anlatiyor. ‘‘Bu kirlilik burada yasayan halktan degil, denizden geliyor.’’ Yillar oncesinin Kanlica'sina daliyor sonra. Ufak bir mahalleymis. Yol bile yokmus. Vekili Melih Guldag'in babasi ilk otobusu getirmis. Simdi Ortakoy gibi olmak istediklerini, esnafin da bunu cok istedigini soyluyor. ‘‘Eksigimiz yok, fazlamiz var. Hidiv Kasri'miz var. Sahilde hava alan, Hidiv'de manzara seyreder.’’ Meydandaki bankta guneslenen Saban Demirer'le konusuyoruz. Kavacik Korfezi'ndeki kirlenmeden sikayetci. ‘‘Kanalizasyon, kollektorsuz akiyor. Yazin kokudan gecilmiyor. Celik borularla deniz ortasina akitilsa kotu mu olur?’’
Kanlica'ya gelip de Asirlik Kanlica Yogurtu'ndan yogurt yememek olur mu? 1870'te kurulan yogurtcunun ucuncu kusak sahibi Gurbuz Sipahioglu, yogurtu gururla ikram ediyor. Pudra sekeriyle karistirip yiyoruz. Burasi aslinda kahvehane olarak acilmis. ‘‘Pierre Loti'den sonra Istanbul'un en eski ikinci kahvesi.’’ 1893'te Bulgaristan'dan gelen gocmenlerle yogurtculuga baslamislar. ‘‘Bu tarz yogurtu onlar getirdi.’’ diyor. 1914'te babasi Sevket Bey, sekerli yogurtu icat etmis. Kimler gelmemis ki buraya? Ataturk iki kez, Fevzi Cakmak, Ismet Inonu, M. Ali Clay, Jacklin Onasis... Yahya Kemal Beyatli, siir yazmak icin gelirmis. Orhan Veli, Faruk Nafiz... Gurbuz Sipahioglu, isini cok seviyor. Isi sayesinde herkesi taniyor. Bunlari soylerken, yan masadan yapilan latifeye maruz kaliyor: ‘‘Musterileri dolar, mark olarak gordugu icin seviyor!’’ Guluyor ve sozlerine devam ediyor. Kahve yaz kis o kadar cok ilgi goruyormus ki musteriler oturacak yer buluncaya kadar ayakta bekliyorlarmis: ‘‘Kiyidaki tek tesis burasi.’’ Gelenlerin yuzde 80'i yogurt yiyor. Eskiden kahvesiyle unluymus. Dedesi yesil, cekirdek halindeki kahveyi alirmis. Babasi kavurup el degirmeninde cekermis. ‘‘Simdi tiryakiler azaldi.’’ Peki, bu asirlik muesseseyi Gurbuz Bey, ogullarina devredecek mi yoksa zaman icinde yitecek mi? Gurbuz Bey, ‘‘Dedem, amcam ve babama devretmisti. Babam da iki ogluna. Kardesim ve benim ogullarimiz var. Uc evlattan kim bu isi sececek, bilmiyorum’’ diyor.
Yan masadan zaman zaman soze katilan kadinla tanisiyoruz. Arkeolog Melda Sargin, gururla 400 yillik Kanlicali oldugunu soyluyor. Tarihi hakkinda bilgiler siraliyor pespese. Bizans doneminde kaplicalariyla unlu bir dinlenme yeri oldugunu, manastirlarini, rahibelerini anlatiyor Kanlica'nin. Bugunku Kanlica'dan pek memnun degil. ‘‘Hersey degisti. 20 yasina kadar denize giriyorduk buradan. Karaparacilar burada yali sahibi oldu. Denize hasret kaldik. Zaten deniz de kirlendi.’’ diyor. Melda Sargin Kanlica'ya haksizlik etmeyi icine sindiremiyor sonra. ‘‘Yine de kendini korumayi basarabilmis medeni bir yer.’’ diye ekliyor. Yillardir tanidigi Gurbuz Sipahioglu'na donup yogurtun faydalarini orneklerle anlatiyor. ‘‘Kanlica'da 105-106 yasinda olur genelde insanlar. Babaannem 90 yasinda ve saclari simsiyah. Cunku her aksam yogurt yer.’’