Paylaş
Çalışma masası için internetten bir lamba beğenen Cem Yılmaz, hayli yüklü bir miktar (43 bin lira) ödeyerek sipariş verdi. Fakat geldiğinde kırık olan lambayı değiştirmek istemesine rağmen 20 gün boyunca sonuç alamadı. Çareyi en sonunda bir paylaşım yaparak markayı ifşa etmekte buldu:
“Neredeyse 20 gün önce bu kırık lamba eve geldi. Fiziken geri gönderdim, ‘Yok’ dedi, ‘Online’dan kayıt oluşturun’... Ok dedik. App’inden kayıt oluşturdum, arayan soran yok. Dedim ya sabır.
Mail attım, dediler ‘Yok, biz kontrol edip kutuya koyuyoruz’. Yani diyor ki, ‘Cem Efendi, lambayı kırmışsın, bırak şimdi iade ayaklarını’. Ben de huzurunuzda 43 bin liralık lamba için markasına 43 milyonluk zarar veren bu arkadaşları kutluyor, başarılarının devamını diliyorum. Markalar bedavacı hashtag’çilere o kadar alışmış ki parasıyla ürün alana hizmeti unutmuş...”
Söz konusu markalar; tedarikçi Bakara Collection ile satıcı Beymen.
Alkışlanacak bir hareket.
Çünkü Cem Yılmaz gibi bir isim, asistanına aratıp, bu lambayı beğendiğini söyletse, zaten alay-ı vala ile evine kadar gelir.
Artık karşı taraftaki nasıl bir şuursuzluksa Cem Yılmaz’ı sallamışlar resmen.
Belki de “Koskoca Cem Yılmaz böyle bir şeye para vermez, herhalde başka bir Cem Yılmaz” diye düşündüler.
Aslında biz sıradan insanların hemen her gün başına gelen şeyler.
Ama Cem Yılmaz’a bunu yapan bize neler yapmaz diye düşünüyor insan.
Bu paylaşım üzerine belli ki sorun çözülmüş. Bir emekçinin canı yanmasın diye de paylaşımını kaldırdı Cem Yılmaz.
Buraya kadar her şey güzel. Fakat benim takıldığım bir şey var:
Cem Yılmaz, “Bedavacı hashtag’çilere alışmışlar” diyerek sitem ediyor ya fenomenleri kastederek...
Kendisi de gidip tüketici kuruluşlarına falan başvurmamış. 5.9 milyon takipçili resmi hesabından yaptı bu duyuruyu. 43 bin liralık ürün için markaya 43 milyonluk zarar verdiğini bile bile.
Yani fenomenlerden şikâyet ederken yine onların kullandığı aynı silahı, sosyal medya gücünü kullanmış.
Bu da işin çelişkisi olsun, yeni lambasını güle güle kullansın.
İşte o lamba
Cem Yılmaz’ın paylaşımıyla 43 bin liralık lambanın kırık halini gördük ama sağlamı nasıl diye merak ettim. Levels masa lambası elle üflenmiş camın şeffaflığıyla mekâna uyum sağlıyormuş. 17.4 Watt gücünde, üç adımlı kısma opsiyonu var. Siyah metalden yapılmış, ışık kaynağıysa LED.
Enis’in robot taksi trollemesi
Oyuncu Enis Arıkan, ABD seyahatinde şoförsüz çalışan bir taksiye bindi ve bu eğlenceli anları takipçileriyle paylaştı.
Videoda araçla konuşuyor. Araca “Selamünaleyküm” diye biniyor, Türkiye’de çok ünlü olduğunu belirtip Eurovision’u Sertab’ın değil, kendisinin kazandığını söylüyor. Sonunda da kazasız-belasız gitmek istediği yere varıyor.
Acccayip kıskandım!
Keşke bir an önce Türkiye’ye de gelse bu akıllı taşıtlar. Taksi şoförü eziyeti çekmektense... Ama bizimkiler Uber’cileri dövdükleri gibi “İstemezük” diye robotlara da musallat olurlar, kesin.
Yine de korkutucu bir yanı yok değil bu robot taksilerin. Şoför koltuğu boş, direksiyon kendi kendine dönüyor falan. Kimse olmadan kendi kendine çalan piyanolar var ya, hani tuşlara hayalet basıyormuş gibi, aynı ona benziyor.
Söz gümüşse sükut 24 ayar
Vefatının ardından gün geçmiyor ki Ferdi Tayfur’un ailesi sevenlerini zıvanadan çıkarmasın.
Kızı Tuğçe Tayfur’un musalla başında küfretmesinden tutun, eski eşi Necla Nazır’ın kızıyla küs ölmediği iddiasının yalanlanmasına kadar...
Avukatının verdiği bilgilerden anlıyoruz ki Ferdi Tayfur, kızının kendisine hakaret etmesi bir yana damadının küfretmesine de çok bozulmuş.
Tuğçe Tayfur’u bu yüzden mirastan menedecekmiş ama hasta yatağında ömrü vefa etmemiş.
Bu sırada damat Muhammet Aydın’ın da yeni bir videosu ortaya çıktı.
Ferdi Baba fanlarının kendisini ölümle tehdit ettiğini öne süren Aydın, cevaben yaptığı paylaşımda kendisinden “değişik bir adam”, Tayfur’dansa “Ferdi Baba’ymış!” diye bahsediyor.
Anası-kızı-damadı bir süre sussalar, hiçbir şey konuşmasalar, paylaşmasalar ne iyi olacak...
Paylaş