İzmir'in rating puanı her açıdan yüksek
Erdal Sağlam
Ekonomik başarının en somut göstergelerinden biri uluslararası kuruluşlardan alınan rating puanı. İzmir Büyükşehir Belediyesi, ulusal uzun vadeli not seviyesinde Moody’s’den en yüksek not olan “Aaa” kredi derecelendirme notunu almış. Moody’s tarafından, çok az sayıdaki ülkenin sahip olduğu en yüksek kredi notu olan “Aaa” notunun İzmir Belediyesi’ne “ulusal kredi notu” olarak verilmesinin değerine özellikle dikkat çekiyorlar.
İzmir’in rating puanı çok yüksek. Hem uluslararası rating kuruluşlarından aldığı puanları yüksek, hem de halktan aldığı puanlar. Asıl önemli olan halktan aldığı puanlar ve bunun seçimlerde oya yansıması ama Hürriyet’in İzmir’i keşfet programına katılan bizlerin verdiği puanın da yüksek olduğu açık. Belediye Başkanlığında tanıdığım, daha önce de samimi sohbetler yapma imkanı bulduğum İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun yöneticiliği de aynı yüksek puana sahip. Bütün seyahat boyunca coşkuyla, yaptıkları işleri bizle birlikte gezerek, teker teker anlattı. Seyahat sırasında ülke yönetimine, partisi CHP’ye ilişkin yaptığımız özel sohbetlere de dayanarak söylüyorum ki; yöneticiliği de iyice olgunlaşmış. Çağdaş devlet adamlığı ve akil kişiliğinden, deneyimlerinden, kendisi artık çekileceğini söylese bile, partisi ve ülkesinin mutlaka yararlanmaya devam etmesi gerektiğini düşünüyorum.
Herhalde herkesin genel izlenimi de öyledir; İzmir çağdaş bir Türkiye özlemi çeken hemen herkesin en gözde şehri oldu. Sık sık dile getirildiği gibi insanlar kendilerini bu şehirde daha özgür hissediyorlar. Hoşgörünün, ülkenin diğer şehirlerine göre çok daha fazla olduğunu, şehirde gezerken rahatlıkla hissediyorsunuz. İzmir de diğer büyükşehirler kadar fazla göç alıyor ama Başkan Kocaoğlu’nun da söylediği gibi; bu şehrin özelliği dışarıdan gelenlerle Şehrin kültürü değişmiyor, aksine gelenleri kendisine benzetiyor.
Aziz Kocaoğlu, İstanbul başta olmak üzere Türkiye’nin her yerinden “Yerleşmek üzere bu şehre gelen yetişmiş ve nitelikli insan göçü” aldıklarını, bunun giderek arttığını söylüyor. Yani, yakın çevremizde son yıllarda şahit olduğumuz, “İmkan varsa yurtdışına , imkan yoksa İzmir ve çevresine yerleşelim” yakınmalarının artık sözde kalmadığına, hayata geçtiğine şahit oluyoruz. Gelinen noktada, tabi ki burayı cazibe merkezi haline getiren yapıyı korumak, daha da geliştirip ülkeye örnek olmayı sürdürmek ve genişletmek adına, İzmir’i yönetenlerin sorumluluğu daha da artmış durumda.
Aziz Kocaoğlu, sadece özgürlükler açısından değil, İzmir’in yatırımlarıyla, çevre dostu projeleriyle de haklı olarak övünüyor. Başka büyük şehirlerin devlet bütçesinden yaptıkları yatırımları, İzmir’de kendi imkanlarıyla yaptıklarının, çok daha ucuza altyapı projeleri gerçekleştirdiklerinin özellikle altını çiziyor. Ekonomik başarının en somut göstergelerinden biri ise, uluslararası kuruluşlardan alınan rating puanı.
İzmir Büyükşehir Belediyesi, ulusal uzun vadeli not seviyesinde Moody’s’den en yüksek not olan “Aaa” kredi derecelendirme notunu almış. Moody’s tarafından, çok az sayıdaki ülkenin sahip olduğu en yüksek kredi notu olan “Aaa” notunun İzmir Belediyesi’ne “ulusal kredi notu” olarak verilmesinin değerine özellikle dikkat çekiyorlar. ESHOT, İZSU ve Belediye şirketleri 2004-2016 döneminde toplam 12.4 trilyon TL yatırım harcamasında bulunmuş. Ulaşımdan metroya, hafif raylı sisteme, tramvaya kentsel altyapıya, turizm fuarcılıktan kültür sanat spor yatırımlarına, çevre yatırımlarından büyük projelerin kamulaştırma harcamalarına toplam 8 milyar 165 milyon yatırım harcaması gerçekleştirilmiş. İlçe belediyelerinin yatırım projelerine de aynı dönemde 272 milyon TL yardım yapılmış.
İzmir Belediyesi’nin, diğer büyükşehirlerden farklı olarak, Hazine’ye vadesi geçmiş borcu bulunmuyor. Kazandığı rating puanının da katkısıyla, yaptığı borçlanmalarda Hazine garantisine gerek duymadığı gibi, varlıkları üzerinde temlik, teminat ve ipotek vermeden, uzun vadeli düşük faizle borçlanabiliyor. Güçlü bir yerel yönetim olabilmenin temel koşulunun “Güçlü bir finans yapısı” olduğunun bilincinde olduklarını, bu anlayışı sürdüreceklerini vurguluyorlar. Görüldüğü gibi; yüksek rating puanını, ülkelere de, şehirlere de boşu boşuna vermiyorlar.