GeriSeyahat İtalya’nın yeşil kalbi UMBRIA
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
İtalya’nın yeşil kalbi UMBRIA

İtalya’nın yeşil kalbi UMBRIA

Umbria, İtalya’nın dikey ve yatay eksenlerinin kesiştiği noktaya oturan yemyeşil bir cennet. Bu yüzden halkı ona "İtalya’nın yeşil kalbi" diyor. Tek sorunu, ünlü komşusu Toskana’nın gölgesinde kalması. Buna karşın, Toskana kadar kalabalık ve gürültülü değil. Ondüleli topografyasını selvi, meşe ve zeytin ağaçlarıyla, bakımlı tarla ve bağlardan oluşan bir bitki örtüsü kaplıyor.

Sıcak geçen yaz bu yıl Umbria’da bağbozumunu öne almış. Dolayısıyla, güz güneşinin ışınları incelip mevsimin melankolisi kendisini hissettirmeden, ekim ayında yapılacak bir gezide dünyaca ünlü şarap markalarını üreten bağ ve şaraphaneleri görmek mümkün. Bölgenin diğer önemli ürünü zeytinyağını presleyen yağhaneler de görülmeye değer. Şarapları kadar katedrali ve tarihi eserleriyle tanınan Orvieto, gezi için uygun bir başlangıç noktası. Bölgenin en bilinen şarap markası Antinori’nin üretim tesisleri ve bazı yağhanelerin bulunduğu vadiden volkanik bir platform yükseliyor. Orvieto, bu platformun üstünde. Bu ortaçağ kentini taçlandıran yapı katedrali. Yapımı 1290’da başlayıp 300 yıl sürmüş. Sol tarafındaki "Il Giglio d’Oro" restoranında (0763.341903) makul fiyatlara (günümüzde hemen her kentteki fiyatlar İstanbul’dakilerden daha uygun) bölgenin yemeklerini tadarken, katedralin siyah-beyaz katmerli cephesini ve rölyeflerle bezenmiş girişini inceleyebilirsiniz. Kuruluşu Etrüsklere uzanan bu kentin ortaçağlardan beri özenle korunabilmiş bina ve sokakları kadar yeraltında bir ağ ören mahzenleri de görülmeye değer.

KUŞLARLA KONUŞAN AZİZİN KATEDRALİ

Umbria bölgesinin en çok ziyaret edilen kasabası Assisi, ünlü evladı Aziz Francis’in anısı kadar kendi mimarisini de günümüze dek koruyabilmiş. Temeli 1228’de atılan San Francesco Basilikası’nın iç duvarlarını donatan freskler kendisini fakir fukaraya adamış azizin hayatını görüntülüyor. Şefkat, sabır ve alçakgönüllüğüyle bilinen Aziz Francis’in kuşlarla konuşmasını gösteren tablo en meşhuru. İki katlı oluşu basilikayı kentteki diğer katedral ve kiliselerden farklılaştırıyor. Üç vadinin birleştiği noktada yükselen Assisi’nin kuzey köşesine 13. yüzyılda oturtulmuş Rocca Maggiore Kalesi tüm çevresine en tepeden bakıyor. Kaleden veya Assisi’nin surlarından güneşin batışı nefes kesici.

TABAKTA TRÜF, KALEDE MÜZİK

Spoleto Festivali, sayıları her yıl artan yaz müzik festivallerinin en eski ve ünlüleri arasında. 1958’den beri klasik müzik meraklılarının ruhunu, kulaklarını doyuruyor. Kasabanın girişindeki otoparka aracınızı bırakın. Konser alanı kasabanın kucakladığı tepenin zirvesindeki La Rocca Kalesi’ndeki konser alanına doğru ağır ağır yürüyün. Günün her saati cıvıl cıvıl olan Piazza de Mercato meydanından geçip, Spoleto Katedrali’nin önündeki Piazza del Duomo’ya vardığınızda kafelerden birinde soluklanın. Cappuccino’nuzu yudumlarken etrafa gözattığınızda, kasabanın emeklilerini göreceksiniz. Promenadlarını tamamladıktan sonra, meydanda akşam üstleri nostaljik parçalar çalan orkestrayı dinlerken mahalle sohbeti yapıyor, çay, kahve veya içkilerini yudumluyorlar.
/images/100/0x0/55ea72cdf018fbb8f880a074


Akşam yemeği için, Duomo’nun biraz aşağısındaki bir terastan kentin eteklerindeki vadiye bakan "Ristorante Il Panciolle"ye (0743.224289) uğrayabilirsiniz. Güneşin batışını izlerken bölgenin ürünlerinden truffle (trüf), yani yer mantarıyla zenginleştirilmiş yerel yemekleri tadabilirsiniz. Sonra, Piazza del Duomo veya kentin zirvesindeki La Rocca kalesindeki konser alanına 5-10 dakikalık bir yürüyüşle ulaşabilirsiniz.

BİBLO GİBİ İKİ ORTAÇAĞ KÖYÜ

Yüzde doksanı tepelik olan Umbria’nın ortaçağdan kalma köy, kasaba ve kentlerinin hemen hepsi düşman ve eşkıyadan korunabilmek için zirvelere tünemiş. Oturma planları tipik: En büyük kilisenin önünde ana meydan ve onun etrafında dükkan, restoran, kafe, barlar. Meydandan aşağı doğru uzanan dar sokaklarda taş veya tuğladan 3-4 katlı, yer yer avlulu evler. Sokakların kıvrım ve kavşaklarında birdenbire karşınıza çıkabilen ufacık meydanlar, kilise, kütüphane, manastır, belediye, müze gibi kamusal binalar, çeşme ve heykeller.

Umbria’yı gezerken biz de böyle bir plan üzerine nakşedilmiş Citta delle Pieve’yi merkez edindik. Kasabanın yetiştirdiği en ünlü ressam Perugino (1450-1523) Rafael’in de hocası olmuş. Kasabanın ana meydanında cappuccino ve croissant’dan oluşan kahvaltınızı yaptıktan sonra karşısındaki kilisede Perugino’nun fresklerini görebilir, garsonunuzdan İtalya’nın en dar sokağı olan 80 cm. enindeki Vicolo Baciadonne’nin yolunu sorabilirsiniz. Kasabanın dokusunu görüp ritmini hissetmek istiyorsanız öğleden sonra ana caddesinde bir tur atın. Kuşaklar iç içe: Gençler koltuk değnekli veya tekerlekli iskemledeki yaşlıları gezdirirken nineler torunlara göz kulak oluyor; dedeler ise oğlanlara bisiklete binmesini öğretiyor veya onlarla top oynuyor.

Citta delle Pieve’nin çok yakınlarında, gene bağlarla bezenmiş vadilerin üzerinde tırmanan tepelere tünemiş, surlarla çevrili Panicale ve Paciano adlı biblo gibi iki ortaçağ köyü var. Son yıllarda onarılmış, adeta birer müze olmuşlar. "Yaşayan müze" diyemeyeceğim, çünkü evlerin çoğu yabancılar tarafından kapışılmış, köylülerin büyük bölümü ise İtalya’nın büyük kentlerine göç etmiş. Yaz ayları hariç, köye genelde sessizlik ve ihtiyarlar egemen. Yine de butiklerinde bölgenin uzmanlaştığı sepet, seramik, dantel, tül ve örgü gibi ürünlerden alabilir ve şu iki restoranın terasında zor unutabileceğiniz lezzette ev yemeklerini yiyebilirsiniz:

Paciano’da "La Loggetta" (075.830144); Panicale’de "Lillo Tatini" (075.837771).

Umbria, kalabalık turistik merkezlerden uzak, İtalya’nın doğal, mimari ve kültürel zenginlikleriyle mutfağını birkaç günlük bir gezide tatmak isteyenler için ideal bir bölge.
False