İstanbul'un meşhur yalıları
İstanbul'un yalıları, Osmanlı'dan kalan harika mimarilere sahip yapılardır. Mimarisiyle görenleri büyüleyen, her köşesi tarih kokan bu yalılar İstanbul'da kesinlikle uğranması gereken yerlerden...
İşte görenlerin bir ömür yaşamak isteyeceği İstanbul'daki birbirinden güzel yalılar ve hikayeleri...
Bizans döneminde Boğaziçi’nde yerleşim yoktu. Boğaz yaşamı Osmanlıların yalı kültürüyle başladı. 1703’te Lale Devri ile Osmanlı başkentinde lüks tüketimi arttıkça Boğaziçi’nin tüm sahili kasırlar ve saraylarla dolmaya başladı. Günümüze kadar sağlam olarak gelen yalıların çoğu, I. Dünya Savaşı’na kadar süren dönemde yapılmıştır.
Hasbahçeler, av ve gezi alanları, sahil, saraylar, geleneksel ahşap mimari eserler Boğaziçi’nde özel bir yapı sanatı geliştirmiştir. Boğaziçi, yalının ön bahçesidir. Yalı deniz üstündeki bir kaptan köşkü gibi durur.
Aynalıkavak Kasrı
Tersane Sarayı olarak da bilinen Aynalıkavak Kasrı, Haliç’teki eski yalı ile sarayların içinde günümüze kalan tek yapıdır. Aynalıkavak Kasrı’nın bahçesi İstanbul tarihini derinden hissettirecek bir atmosfere sahip. I. Selim döneminde Haliç’e tersane yapılmasıyla burası önem kazanmış. İstanbul’un iç denizi olan Haliç kıyısında bulunan kasır, Tersane Bahçesi olarak da anılmıştır. Tersane Bahçesi’nde, 1613 yılında sarayın ilk binaları yapılmış. IV. Murad ve Sultan İbrahim’de ilave binalar ekleyerek burayı genişletmişler.
Küçüksu Kasrı
Küçüksu Kasrı, İstanbul'un Küçüksu semtinde, Üsküdar-Beykoz sahil boyu üzerinde bulunuyor. Sultan Abdülmecid tarafından yaptırılan kasır 1856 yılında tamamlanmıştır.
I. Mahmud, dinlenmek ve eğlenmek için genellikle Boğaziçi kıyılarını tercih edermiş. Küçüksu da padişahın Boğaz'da en çok sevdiği semt olmuş. Sadrazam Divitkar Mehmed Paşa bunu öğrenince, padişaha bir kasır yapılmasını teklif etmiş. Padişahta bu teklifi kabul edince Küçüksu'da ahşap bir bina inşa etmeye başlamıştır. Kasır, 1751 yılında büyük bir törenle açılmış.
Yaptırılan bu eser, Sultan Abdülmecid döneminde padişahın emriyle yıktırılmış, yerine bugünkü yapı inşa edilmiş. Küçüksu Kasrı alçı kabartma ve kalemişi süslemeli tavanları, değerli İtalyan mermerleriyle yapılmış şömineleri, Avrupa tarzı mobilyaları, halı ve tablolarıyla eşsiz bir sanat müzesidir.
Ihlamur Kasrı
Ihlamur Kasrı, Beşiktaş ve Nişantaşı arasındaki vadide yer alan Ihlamur Mesiresi'ndeki kasırdır. Buraya Abdülmecit tarafından Nigoğos Balyan'a "Merasim Köşkü" ile "Maiyet Köşkü" olarak adlandırılan iki kasır yaptırılmıştır. Bunlardan Merasim Köşkü, Ihlamur Kasrı'dır.
Merasim Köşkü'nün biraz ilerisinde bulunan Maiyet Köşkü daha sade bir yapıdadır. İki katılı olan bu köşkün girişinde iki kollu bir merdiven bulunmaktadır. Girişin ortasında bir hol ve merdivenler ile köşelerde 4 oda yer almaktadır. Ihlamur Kasrı'nın yüksek yapılı duvarları kendini şehrin gürültüsünden ve karmaşasından korumuş ve günümüzde İstanbullu’ların dinlenebileceği bir yer olmuştur.
Kaynak: İSTANBUL'UN 100 GÖRÜLECEK YAŞANACAK YERİ - İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. Yayınları