GeriSeyahat İstanbul’da Osmanlı tarihine yolculuk:  Vefa
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
İstanbul’da Osmanlı tarihine yolculuk:  Vefa

İstanbul’da Osmanlı tarihine yolculuk:  Vefa

Vefa, hepimize çok yakın olduğu halde birçoğumuzun gitmediği, güzelliklerini bilmediği bir yer. Baharın sıcaklığının hafif hafif de olsa hissettirmeye başladığı şu günlerde fotoğraf makinenizi de yanınıza alarak her yeri tarih kokan bu yeri gezmeye ne dersiniz? Vefa, Osmanlı'yı yeniden yaşamak, güzelliklerini görmek için harika bir hafta sonu adresi… İşte size Vefa gezi rehberi…

Osmanlı'nın eşsiz mimarilerini, Mimar Sinan'ın elinin dokunduğu o muhteşem camileri gördüğümüzde hiçbirimiz hayranlığımızı saklayamayız. Aslında Vefa'ya gitmek için yola çıktığımda aklımda ne kadar hayran kalacağım gibi düşünceler yoktu. Ama Vefa'nın o dar sokaklarında yürümeye başlayınca hayranlığım da kat kat arttı.

İstanbul’da Osmanlı tarihine yolculuk:  Vefa

Vefa'nın en ünlü yeri Vefa Bozacısı.

Öncelikle Vefa, dar sokakları ve Osmanlı'dan kalma evleriyle tarihin içindeymiş gibi hissetmenize sebep oluyor. Birçok ev terk edilmiş ve ha yıkıldı ha yıkılacak dedirtse de bölgenin güzelliği her şeyin üstünü örtüyor. Aynı zamanda başka bir sihri de var Vefa'nın… Her şey birbirine o kadar yakın ki, yaklaşık iki saat içinde birçok cami, türbe ve mezarlık gezebiliyorsunuz. Zaten bölgede bu saydıklarımdan bol bir şey yok. Kiliseden dönüştürülmüş, padişahlara adanmış camiler, devlet işlerinde çalışan insanların mezarları, Şeyh-ül İslam'ların ve önemli hocaların yattığı türbeler... Gerçekten Vefa'nın her santiminde bir camiye rastlayabiliyorsunuz.

İstanbul’da Osmanlı tarihine yolculuk:  Vefa

Vefa'da birçok türbe ve Osmanlı'dan kalma mezarlık bulunuyor. 

İstanbul’un en büyük camisi

Sanırım Vefa gezisinde beni en çok etkileyen yer Süleymaniye Camii oldu. Süleymaniye Camii 1557 yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından Mimar Sinan'a yaptırılmış. Külliyesi (medreseler, hastane, imaret, hamam vs.) birlikte yedi yılda tamamlanmış. Aynı zamanda Süleymaniye Camii İstanbul'un en büyük camisi konumunda… Öyle ki Vefa'yı gezerken en çok süreyi Süleymaniye Camii'ne harcadım. Mimarisi ve ambiyansı beni çok etkiledi, hiç ayrılmak istemedim.

İstanbul’da Osmanlı tarihine yolculuk:  Vefa

İstanbul'un en büyük camisi Süleymaniye Camii'nin avlusunun girişi. 

Bahçesine girdiğim anda serin bir rüzgâr beni karşıladı. Bu rüzgâr bütün her şeyi unutturdu bana. Çünkü tam o anda muhteşem bahçesiyle çok güzel uyum sağlamış ihtişamlı Süleymaniye Camii'ni gördüm. Minarelere bakarken anladım ki, Osmanlı camilerini her gördüğümde heyecanlanmaktan kendimi alamayacağım. Gözlerimi camiden alıp bahçeyi izlemeye koyulduğumda fark ettim ki bu ihtişamı yaşayan tek ben değilim. Civardaki onlarca turist de benimle aynı duyguları yaşıyor. Bahçede biraz daha oyalanıp Süleymaniye Camii'nin içine girdim. Gerçekten en az dışı kadar içi de hayret uyandırıyor. Muhteşem akustiği, eşsiz çinileri ve dışarıdan daha serin havası ile tam anlamıyla huzuru içimde hissettim. Caminin içinde bütün her şeyi unutacağınıza garanti verebilirim. Orada aklınızın meşgul olduğu tek şey caminin ihtişamı oluyor.

İstanbul’da Osmanlı tarihine yolculuk:  Vefa

Süleymaniye Camii'nin bahçesi

Kanuni Sultan Süleyman ve Hürrem Sultan'ın türbesi

En sonunda camiyi arkamda bırakıp tekrardan bahçeye çıktım. Bahçede farklı bir yere çıkan kapı tarzı bir şey vardı. Yanında 'Kanuni Sultan Süleyman Türbesi' yazıyordu. Tabii ki hemen içeri girdim. Ama bu mezarlığa girince direkt Sultan Süleyman'ın türbesini görmüyorsunuz. Önce sizi iki yanı mezarlarla çevrili bir yol karşılıyor. Bazı mezar taşları da hayli ilgi çekici... Bir tanesinin üstünde kırık gül gördüğümde gerçekten üzüldüm doğrusu. Çünkü Osmanlı'da kırık gül 'gençliğinin baharında ölen genç kızlar' için kullanılan bir sembol...

İstanbul’da Osmanlı tarihine yolculuk:  Vefa

Mezar taşındaki 'kırık gül' sembolü, Osmanlı'da genç yaşta vefat eden kızlar için kullanılıyordu. 

Bu yolu geçince karşıma iki türbe çıktı. Birisi Sultan Süleyman'ın diğeri de Hürrem Sultan'ın türbesi. Sultan Süleyman'ın türbesinde aynı zamanda Rabia Sultan, Sultan II. Ahmed, Sultan II. Süleyman, Mihrimah Sultan, Saliha Dilaşub Sultan ve Asiye Sultan yatıyor. Sultan Süleyman'ın mezarı gerçekten ihtişamını hâlâ koruyor. Diğer türbede ise Hürrem Sultan'ın mezarı bulunuyor. Türbe içerisinde Hürrem Sultan'ın yanında, Sultan II. Selim’in şehzadesi Mehmet ile Kanuni Sultan Süleyman’ın kız kardeşi Hatice Sultan’ın kızı olan Hanım Sultan gömülü. Buraları da görünce biraz daha bahçede oyalanıp kendimi Vefa'nın dar sokaklarına attım.

İstanbul’da Osmanlı tarihine yolculuk:  Vefa

Kanuni Sultan Süleyman'ın mezarı

Vefa’nın adı nereden geliyor?

Dolaşırken Atıf Efendi Kütüphanesi'ni gördüm. Bu kütüphane I. Mahmut'un defterdarı Mustafa Atıf Efendi tarafından kurulmuş. İçinde minyatürler, tezhip ve Nefi'nin evinde yazdığı divan bulunuyor. Aynı zamanda bütün eserle dijital ortama da aktarılmış. İsteyen İnternet'ten de bakabilir. Yine Vefa'da gezerken şans eseri fark ettiğim bir türbe de Ebû'l Vefa Hz. türbesi oldu. Bu türbede yatan kişi Vefa semtine ismini vermiş olan meşhur bir veli (ermiş, önemli biri). Asıl ismi ise Mustafa bin Ahmed. Hayatında asla dünyavari şeyleri ve dünyaya düşkün olanlara ilgi göstermemiş. Öyle ki anlatılana göre birçok padişahı kapısından göndermiş, sunulan akçeleri kabul etmemiş. Bu yüceliğinden olsa gerek yaşadığı yere onun adı verilmiş.

İstanbul’da Osmanlı tarihine yolculuk:  Vefa

Mustafa Atıf Efendi tarafından kurulan Atıf Efendi Kütüphanesi. İçinde birçok eski eser bulunuyor. 

1876’dan 2018’e boza…

Vefa gezisinin kilit noktası şüphesiz Vefa Bozacısı'dır. Çünkü Vefa'ya gelen neredeyse herkes bu bozadan içmeden dönmez. Burada bilinen en eski Türk içeceklerinden birisi olan bozayı hiç tatmadıysanız tadabilir, daha önce tadıp sevdiyseniz bütün yorgunluğunuzu almasına izin verebilirsiniz. Bardağı 3 TL. 1876 yılından bu güne hizmet veren Vefa Bozacısı, Hacı Sadık Bey tarafından kurulmuş. O vefat edince de oğulları bozacıyı yaşatmış. İyi ki de yaşatmışlar...

İstanbul’da Osmanlı tarihine yolculuk:  Vefa

Vefa'nın sembolü haline gelmiş Vefa Bozacısı

Son olarak Vefa'dan biraz uzakta ama yine de değinmek istediğim bir diğer yapı da Şehzade Camii. Dediğim gibi Vefa'da bulunmuyor ama çok da uzakta değil. Bu camiyi Kanuni Sultan Süleyman, genç yaşta vefat eden oğlu Şehzade Mehmet adına 1543 yılında yaptırmış. Bu cami de Süleymaniye Camii gibi Mimar Sinan'ın eseri. Zaten mimari olarak Süleymaniye Camii'ne çok benziyor ama burada neredeyse kimse yok. Turist bile görmedim. Avlusunda oturup sessizliğin, kuş cıvıltıların ve her camide olan serinliğin tadını çıkarabilir ve fotoğraf çekebilirsiniz.

İstanbul’da Osmanlı tarihine yolculuk:  Vefa

Süleymaniye Camii 

Fotoğraflar: Ömer Faruk METİN

False