İstanbul’un vazgeçilmezleri

ELİF ŞAFAK
* Deniz, deniz, deniz...
* Adaların kıymetini bilmek...
* Boğaziçi Köprüsü’nü geçip “Asya kıtasına hoşgeldiniz, Avrupa kıtasına hoşgeldiniz” levhalarını görmek.
* Vapurda martılara simit atmak.
* Balık lokantalarında dostlarla yemek yemek.
* Sultanahmet’te dolaşıp belki yirmi kez, kırk kez gördüğün yerlerden yine keyif almak.
* Ortaköy’den incik boncuk almak, Kuzguncuk’ta çay içmek, Hisar’da kahvaltı etmek.
* İstiklal Caddesi’nde cumartesi sabahı erkenden kimse yokken yürümek.
* Kapalıçarşı’nın akışına kendini bırakmak.
* Gün batımında, şehre bakan sayısız terastan birinde oturup bir sigara içmek ve İstanbul’un bize rağmen hâlâ nasıl böyle güzel kalabildiğine hayret etmek, sevmek bu şehri çok sevmek...

ZERRİN TEKİNDOR
* Mikla’nın çatısından şehre bakmak.
* Oyun Atölyesi’nde oyun izlemek
* Pera Müzesi’ndeki sergileri görmek...
* Hayal Kahvesi’nde müzik dinlemek.
* Kuruçeşme, Kuzguncuk, Büyükada ve Taksim’de vakit geçirmek.
* Sahilde yürüyüş yapmak.
* Kız Kulesi’ni izlemek.
* Taksim Meydanı’nda şehrin ruhunu hissetmek.
* Robinson Crusoe ve Mephisto kitabevlerinden kitap alışverişi yapmak.

BUKET UZUNER
* Şehir hatları vapurlarında çay-simit keyfi yapmak.
* Moda çay bahçelerinde okumak-yazmak.
* İstanbul Modern Müzesi ve terasına gitmek.
* Galata Köprüsü manzaralı Karaköy lokantalarında yemek yemek.
* Fenerbahçe Parkı’nda yürümek.
* İstiklal Caddesi’nda dolaşmak.
* Suadiye Remzi Kitabevi ve kafesine uğramak.
* Sokak kedileri ve köpeklerini sevmek.
* Büyükada Müzesi...
* Kadıköy’deki Baylan Pastanesi’nde bir şeyler atıştırmak.