İmparatorluklardan miras zenginlik: 36 saatte Rijeka
Hırvatistan’ın çarpıcı güzelliğe sahip liman şehri karnavala dönüşen şenlikleri, ünlü balık restoranları, Avusturya Macaristan İmparatorluğu döneminden kalma tarihi yapılarıyla tanınıyor. Gelecek ay Avrupa Kültür Başkenti ilan edilecek. Beş yıldızlı Hilton açılacak ve yıl boyunca sürecek kültür etkinlikleri şubatta başlayacak.
Cuma
16.30 Kuleden Adriyatik panoraması
Petar Kruzic Merdivenleri’nden 561 basamak çıktığınızda Rjecine Nehri’nin kıyısındaki 13.yy’dan kalma Trsat Kalesi’ne ulaşacaksınız. Panoramik manzarayı seyredeceğiniz kulenin girişi ücretsiz. Buradan Kvarner Körfezi, adaları ve İstirya Yarımadası’nın doğu sahilini görebilirsiniz. Ayaklarınızın altındaki şehir Birinci Dünya Savaşı’ndan bu yana sekiz ülkenin toprağı oldu. Kırmızı kiremitli çatıların arasına serpiştirilmiş Rönesans, barok, Art Nouveau üslubu binalar, İtalyan villalarıyla tamamlanan bu güzel manzara 19’uncu yüzyıldan kalma depolar ve Tito döneminin toplu konutlarıyla günümüze bağlanıyor. Rijeka’nın tarih boyunca imparatorlukların sınır şehri olduğunu hatırlatan mimar Idis Turato “Bazı açılardan bu sayede şehir kendini yeniden yaratabildi” diyor.
18.00 Açılış gecesi
Merkeze döndüğünüzde Pivnica Cont’un avlusunda oturup kendi ürettikleri birayı deneyin. Yarım litresi 17 TL. Kentin en eski barında dokuz çeşit fıçı birası, 30 farklı Hırvat birası bulunuyor. Dinlendikten sonra nehrin karşısına geçip kıyı boyunca denize doğru yürüyün. Ivan pl. Zajc Hırvat Ulusal Tiyatrosu’nda oyunlar 19.30’da başlıyor. 650 kişilik yeni barok üslubu yapı 1885’te inşa edildi. Hırvat ve İtalyan oyunları, bale ve opera gösterilerinden birini seçin. Bu hafta Bizet’nin Carmen’iyle birlikte Puccini’nin dört operası var programda. İçeri girdiğinizde tavandaki üç resim ile sahnenin iki yanındaki resimlere dikkat edin. Bunlar Gustav Klimt’in gençlik eserleri.
21.30 Köşedeki masa
Konoba Na Kantunu’nun (Köşedeki Taverna) sahibi Zeljka Fabijanic, 20 yıldır pazardan aldığı günlük malzemelerle yemeklerini hazırlıyor. Rengârenk yerel kumaşlarla dekore edilen salonda ya da kanal manzaralı balkonundaki masalardan birine oturup özenle pişirilenleri tadın. Yemeğinize ahtapot, karides, kalamar salatasıyla başlayın. Pazı ve patatesle servis edilen fener balığının yanında, yakınlardaki Krk Adası’nın beyaz şarabı Zlahtina’yı yudumlayın. Tatlı olarak restoranın kendi yapımı, üstü kremayla süslenmiş, elma, armut ya da erikli strudel’i de mutlaka listenize ekleyin. İki kişi ortalama 400 TL.
Cumartesi
8:30 Pazar zamanı
Güne kent merkezindeki trafiğe kapalı Korzo’dan yürüyerek başlayın. Caddenin yakınında, gözlerden uzak bir meydana bakan Samovar Bar, yaklaşık yüz çeşit çay servis eden bir kafe. Ardından limanda kurulan pazara doğru yürüyün. Kafeden çıkar çıkmaz karşılaşacağınız çikolatacıda geleceğin New York belediye başkanı Fiorello H. La Guardia, 1904-1906 arasında ABD Konsolosu olarak görev yapmıştı. Pazara vardığınızda 19.yy’dan kalma üç metal yapıdaki taze ekmek, peynir, yerel içki, fıstık ve deniz ürünleri satılan tezgâhları gezin. Damağınızı şenlendirin.
10.00 Hırvatlar gibi
Avusturya Macaristan İmparatorluğu döneminde şekerden, iskambil destesine, torpidodan kâğıda şehirde üretilen pek çok ürün ihraç ediyordu. Tarihi merkezde, çağdaş tasarımcıların ürünlerini 3. yy Roma döneminden kalma Tarsatica semti civarında bulabilirsiniz. Sta Da? (Sahi mi?) isimli mağazada marka tişörtler, hatta dönüştürülmüş bisiklet lastiğinden sırt çantaları dikkat çekiyor. 50 metre ötedeki Mala Galerija Bruketa, ülkenin en eski sanat galerisi. 1974’te açılmış. Özgün seramikler arasında saat, vazo, masa lambası ve yemek takımları bulunuyor. Köşedeki Croatia in a Box’da cüzdan, giysi, kolye, sabun, meşeden oyulmuş kutular gibi el işleri satılıyor. İsminin verdiği esin doğrultusunda kendi Hırvatistan kutunuzu hazırlıyorsunuz. Şarap, sosis, zeytinyağı, peynir, trüf mantarı, çikolata... Ne ararsanız var. En büyük kutunun maliyeti 1000 TL civarında.
12.00 Mönü dışında
Hiçbir restoran Konoba Flume kadar yerel değil. Pazarın yanındaki sokakta, kabartmalarla süslenmiş tavanın altında balıkçı, avukatla, liman işçileriyle, politikacıyla masasını paylaşıyor. Karidesli, trüflü taze makarna (75 TL) gibi kışkırtıcı ve ortalama fiyatlı yemekler sıralanmış mönüsünde. Kara tahtaya yemek isimleri tek sözcükle yazılıyor, turistik açıklaması yok. Örneğin ‘brudet’ karışık balık buğulama (38 TL). Şefin önerilerine uyun ve succulent scampi (mini karides) varsa mutlaka tadın.
14.00 Sanat, tarih ve teknoloji nostaljisi
Limandaki Hırvat Denizcilik ve Tarih Müzesi (giriş 17 TL) tarihi bir binada. 1897’de, valilik için Rönesans mimarisi stilinde inşa edilmiş. Müzede Bronz Çağı’ndan antik gemilere, Titanik’in cankurtaran yeleklerine geniş bir koleksiyon sergileniyor. Peek & Poke Bilgisayar Müzesi (25 TL) çok iyi korunmuş 7 bin parça elektronik gereç, hesap makinelerinin, bilgisayar, telefon ve TV alıcılarının, elektronik oyunların gelişimini gözler önüne seriyor. Geçmişte şeker ve sigara fabrikası olarak kullanılan bina 2017’de Modern ve Çağdaş Sanatlar Müzesi’ne dönüştürüldü. İki bin metrekarelik alanda resim, heykel, desen ve fotoğraftan oluşan 8 bin eserlik koleksiyon sergileniyor. Filmler ayda bir değişiyor (giriş 8,5 TL)
17.30 Viski tadımı
Akşama Celtic Caffe Bard’da başlayın. Kentin ilk pub’ı. 1998’de açıldı. ‘Hobbit’leri hatırlatan dekorasyonu hiç değişmedi. Bir duvar dolusu sergilenen Glenfiddich ve Bushmills gibi single malt viskiden seçim yapın. Gerçek bir Hırvat hüneri diyebileceğimiz Belçika biralarını da deneyebilirsiniz. Terasta otururken 30 metre ötenizde göreceğiniz barok üslubu St. Vitus Katedrali 17’nci yüzyılda inşa edilmiş. Hemen solundaki Rijeka Tüneli, İkinci Dünya Savaşı öncesinde hava saldırılarına karşı sığınak olarak inşa edilmişti. Tarihi merkezin altında yaklaşık 300 metre uzunluğunda.
19.30 Sınır hattında akşam yemeği
Nehre doğru yürüyün. Bu nehir, iki dünya savaşı arasında İtalya ile Yugoslavya arasında sınırdı. Konoboa Nebuloza, kapısına yerleştirdiği kara tahtaya günlük mönüsünü yazanlardan. Teriyaki usulü ton balığı, ahtapot ve koyun ızgara listenin değişmezlerinden. Restoran küçük gruplar için özel yemek odalarına da sahip. Nehrin üstüne uzanan balkondaki bir düzine masaya aristokrat sofralarını çağrıştıran garsonlar servis yapıyor. Aromatik bitkilerden yapılan ‘travarica’ adlı yerel rakıyla başlayın yemeğinize. Porçini mantarlı, karidesli risotto tadımından sonra mısır ekmeği, pırasa ve turpla servis edilen fırınlanmış ördeği tadın. Istra bölgesinden bir şişe kırmızı Teran şarabıyla birlikte akşam yemeği ortalama 400 TL.
23.00 Fabrikada eğlence
Sanki Rijeka’da herkes bir müzik grubunun üyesi ya da DJ. Şehrin nabzını tutmak, gece yarısından sonra eğlence hayatını tanımak isterseniz nehir kıyısında geçmişte fabrikaların bulunduğu bölgede üç kulübe uğramanız gerekir. Turunuza Caffe Bar Skradin’de bir bardak buz gibi Niksicko birasıyla başlayın. Aile işletmesi olan barın rafları antikacıyı çağrıştırıyor: Eski radyolar, haritalar, 1964’ten bu yana toplanmış objeler. Tren yolunun altındaki kısa süre önce yenilenmiş ‘Tunel Club’ çeşitli sanat etkinliklerine, doğaçlama caz gecelerine, dans müziklerine ev sahipliği yapıyor. Nehri takip ederek ulaşacağınız Zivot’ta (hayat) geceyi noktalayın. 1980’lerin Yugoslavya’sından duvar boyu aile fotoğraflarıyla dekore edilen dans kulübünde elektronik ve house türü müzikler çalınıyor.
Pazar
10.00 Gemici kahvaltısı
Kent merkezindeki pazara gidin. Omlet, çörek yerine gemici usulü kahvaltıyla güne başlayın. Bistro Mornar’a (mornar denizci demek) uğrayıp elinde sebze, et ya da balık dolu torbalarıyla alışverişten gelip bir şeyler atıştıran, sohbet eden kalabalığa katılın. Ahşap süslemeli tavanın altındaki kırmızı beyaz kareli örtülerin serildiği masalardan birine oturun. Buharda pişirilip zeytinyağı, şarap, maydanoz, brendi ve sarımsakla lezzetlendirilmiş midye sipariş edin. Yanına bir litrelik beyaz ‘Malvazija’ isteyin. Sonra yanında fırınlanmış havuç, patates ve buharda beyazlatılmış karalahanayla servis edilen bir dilim ton balığıyla günlük enerjinizi depolayın. İki kişi ortalama 350 TL.
14.00 Gözler ödülde
32 numaralı otobüse atlayın (22 TL). 14 kilometre ötedeki özgün Hırvat sahil şehri Opatija’ya gidin. 19’uncu yüzyılda Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun aristokratlarınca çok sevilen şehir geleneklerini günümüzde de koruyor. Bir zamanlar Habsburglar’a ait olan villa günümüzde ‘Hotel Milenj’. Binanın terasındaki Caffe Wagner’de kahvenizi için. Ardından kıyı boyunca uzanan 8 kilometrelik Franz Joseph I Promenade’da (yerel ismiyle Lungomare) yürüyüşe çıkın. Hırvat Turizm Müzesi’nde belirli aralıklarla değişen eski posta kartı, poster, fotoğraf sergisine göz atın. Balıkçı köyü Volosko’ya yaklaşırken karşı kıyıda Rijeka’yı göreceksiniz. Kentin farklı kültürleri özümsediğini söyleyen Rijeka Belediye Başkanı Vojko Obersnel “Bu nedenle herkese kapımız açık, fakat kimliğimizi koruyoruz” diyor.
Nasıl gidilir?
Gelecek hafta sonunda THY, İstanbul’dan Zagrep’e gidiş-dönüş 1500 TL’den başlayan fiyatlarla uçuyor. Rijeka, başkente 185 kilometre uzaklıkta. Her gün saat 8.00 ve 17.00’de tren servisi var. Yolculuk yaklaşık 4 saat sürüyor. Tek yön bilet 90 TL. Ayrıca gün boyunca çok sayıda otobüs servisi bulunuyor. Ayrıca Rijeka’ya Ljubljana’dan günde iki, Belgrad’dan bir tren servisi var.