Himalayalar’ın eteklerinde huzur buldum
İstanbul’da kurumsal iletişim yöneticisi olarak çalışan İhsan Önder, 2007’de Hindistan ve Nepal’de 18 günlük seyahate çıktı. Dönüşte anılarını HindistaNepal adıyla kitaplaştırdı. “Herkesin içinde olduğunu düşündüğüm gezgin refleksini tetiklemek, küçük bütçelerle macera dolu gezilere çıkılabileceğini göstermek istedim” diyor. Yeni rotası Güney Amerika. Önder, Pokara’yı anlatırken şehre ayak bastığı anda huzur bulduğunu söylüyor.
İhsan Önder (38), İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden mezun. Öğrencilik yıllarından itibaren basında muhabirlik, editörlük yaptı. Şu anda İstanbul’da özel bir okulda kurumsal iletişim yöneticisi. “Sırtçantalı bir gezginim, alternatif coğrafyaları görmek, yeni yerler keşfetmek en büyük tutkum” diyor. Türkiye Gezginler Derneği ile Zirve Dağcılık Doğa Sporları Kulübü üyesi. Kampçılık, dağcılık ve doğa yürüyüşleriyle sık sık farklı bölgeleri gezme fırsatı buluyor. Türkiye’nin neredeyse tümünü, Avrupa’nın önemli bölümünü gezdi. Son yolculuğunu İspanya’nın Barselona şehrine yaptı.
MANZARASI NEFES KESİYOR
2007’deki Nepal gezisinin derin iz bıraktığını söylüyor. “Ticaret yolları üzerindeki Pokara, tarih boyunca önem taşımış. Ülkenin bugün en popüler turistik şehirlerinden. Yerleşim Pokara Vadisi’nin kuzeybatısından Seti Gandaki Vadisi’ne kadar yayılmış. Himalayalar’ın gölgesindeki yemyeşil şehrin iklimi ılıman. Kışın donmuyor, yazın bunalmıyorsunuz. Çevresindeki alanda irtifa 1000 - 7500 metre arasında. Ani yükselen dağlar bölgeyi Nepal’in en yağışlı yerlerinden birine dönüştürmüş. Kıyısına kurulduğu Phewa, ülkenin ikinci büyük gölü. Göl, Himalaya manzarasıyla büyülüyor.”
UÇ, TIRMAN, YÜRÜ BİSİKLET TURUNA ÇIK
Önder kentte yapılabilecek etkinlikler, görülebileceklerden bahsederken şunları söylüyor: “Pokara, doğa sporları merkezi. Şehirdeki onlarca turizm acentesi, dağ yürüyüşünden yamaç paraşütüne, rafting’ten kaya tımanışına, bisikletten bungee jumping’e pek çok seçenek sunuyor. Turlar günübirlikten iki haftaya kadar uzayabiliyor. Ben dağ yürüyüşü yaptım, tekne kiralayıp gölü turladım, bisikletle şehir çevresini gezdim. En güzel Himalaya manzarasını 1592 metrelik Sarangot’tan seyrettim. Tepeye göldeki dik patikadan çıkabilir ya da taksiyle eteğine gidip kısa bir mesafeyi yürüyebilirsiniz. Patikadan çıkış yorucu ama çok keyifliydi. Tepede mütevazı pansiyonların bulunduğu bir dağ köyü vardı. İpek şaldan Buda heykelciklerine her türden hediyelik satılıyordu. Zirvedeki gözlem noktası askerlerin koruması altındaydı. Şehrin dağlık bölgesinde 17’nci yüzyıldan, Kaski krallığından kalma kalıntılar, çevrede pek çok Budist tapınağı var. Phewa Gölü’nde, adacıktaki Barahi Tapınağı görülmeli.”
Yemeklere, eğlenceye gelince: “Göl kıyısındaki gece kulüpleri ve barlara turistler rağbet etmiyor. Hinduların çoğu vejetaryen. Baharatlı sebze yemekleri ön planda. Dhal ve pirinç Nepal mutfağının vazgeçilmezi. En yaygın sebze yemekleri, ıspanak, patates ve kabak. Newariler ise et seviyor. Buffalo ve keçi etini yaygın kullanıyor. Nepal’in, Tibet mutfağından fazlasıyla etkilendiğini söyleyebiliriz. Hatta Tibet’te bile bulamayacağınız çeşitlilikte, lezzette yemeklere rastlamak mümkün. Kızartılan ya da buharda pişirilen Nepal mantısı momo, etli ve sebzeli yapılıyor. Mantının yanı sıra rasbari, barfi, kheer ve julebi gibi sütlü tatlılar tatmaya değer.”
SEZON EYLÜLDE AÇILIYOR
Kentte her bütçeye uygun konaklama seçeneği bulunduğunu söylüyor Önder. “Beş yıldızlı otel bile var. Ekonomik oteller başkente göre temiz, kaliteli. Yemyeşil bahçeli, ekonomik bir apart otelde 3.5 dolara kaldım. Zaten bunların en pahalısı 10 dolar.”
Önder’in Pokara’ya gitmek isteyenlere önerileri şöyle:
“Kente ayak bastığınız anda coğrafya, manzara ve Budizmin etkisiyle büyük bir huzur kaplıyor içinizi. Bu dinginliğe ayak uydurmak, hayatın ritmini biraz yavaşlatmak gerek. Doğanın sesini dinleyebileceğiniz, muhteşem bir coğrafyada mutlaka kısa süreli de olsa bir dağ yürüyüşü veya rafting turuna katılmalı. Himalaya ve göl manzarasında yamaç paraşütü herkese nasip olmaz, fırsat kaçırılmamalı. Ağustos ortasından itibaren muson yağmurlarının etkisi azalıyor. Bu tarihten başlamak üzere; ocak ve şubat ayları hariç, mayısa kadarki yüksek sezonda Pokara’ya gitmek için uygun zaman.”
HİPPİLER KEŞFETMİŞTİ
Pokara, 1960’ların sonlarına kadar, başkent Katmandu’dan sadece yürüyerek ulaşılabilecek, gizemli bir şehirdi. Bu özel yolu kullanan ilk yabancılar Batılı kaşifler olsa da, 1968’de yapılan otoyol turizm patlamasının ilk kıvılcımı olmuş. Bu otoyolu kullanarak şehri ilk ziyaret edenlerse çiçek çocukları olarak bilinen Hippi’ler.