Saffet Emre TONGUÇ
Son Güncelleme:
Hem klasik müziğin beşiği hem kış sporları cenneti INNSBRUCK
1964 ve 1976 yıllarında Kış Olimpiyatları’na evsahipliği yapan Avusturya’nın Innsbruck şehri, bu sene de Üniversitelerarası Kış Olimpiyatları’nın yapıldığı şehir olarak gündeme geldi. Kışın kayakçıların, yazın ise doğa düşkünlerinin ve golfçülerin uğrak noktası olan Innsbruck, sunduğu çok sayıda seçenekle Alpler’in gözbebeği.
Avrupa’nın ortasında sıkışıp kalmış olan Avusturya, nüfus ve yüzölçümü olarak Türkiye’nin yaklaşık onda birine sahip. Yüzde 64’ü Alpler’in tekelindeki ülke, dokuz eyaletten oluşuyor ve başkenti Innsbruck olan Tirol bunlardan biri. Siz ülkenin bu kadar küçük olduğuna bakmayın, 1914’te Saraybosna’da öldürülen veliahtları Franz Ferdinand I. Dünya Savaşı’na, Avusturya topraklarında doğan Adolf Hitler de II. Dünya Savaşı’na neden olmuştu!
Baba-oğul Strauss’lar başta olmak üzere, Mozart, Haydn, Schubert ve Mahler’in anavatanı olan Avusturya, hem klasik müziğin beşiği, hem de 800’ü aşan kayak merkeziyle bir kış sporları cenneti. Kitzbühel, Zell am See, St. Anton, Badgastein ülkedeki ünlü kayak merkezleri olarak göz doldururken, Innsbruck da etrafındaki dağlarda bulunan tesislerle turizm pastasından büyük bir pay alıyor.
ÜNİVERSİTE ŞEHRİ
Roma döneminde ticaret yollarının kesişme noktasında yer alan şehrin adı ‘Inn nehri üzerindeki köprü’ anlamına gelmekte. 130 bin kişilik bir nüfusa sahip Innsbruck’un tam merkezde yer alan eski kısmı çok güzel. Şehrin arkasında görkemli bir fon oluşturan Nordkette dağları, eski yapıların bulunduğu bu bölgeye ayrı bir hava katıyor. Şehri Kutsal Roma İmparatorluğu’nun başkenti yapan ünlü İmparator I. Maximilian’ın 1500 yılında yaptırdığı, dekoratif bir balkona sahip olan Altın Çatı, Eski Şehir olarak adlandırılan bu bölümde bulunuyor.
Habsburg Hanedanı mensupları tarafından ana meydandaki gösterileri izlemek maksadıyla kullanılan ve 2657 altın kaplama seramikten oluşan Altın Çatı’nın yanında ise 51 metrelik kuleye sahip Gotik belediye binası var. Hediyelik eşya ve Mozartkugeln dedikleri ünlü çikolataları satan mağazalar, Tirol’deki fabrikası ve müzesi (swarowski-crystalworlds.com) ile Avusturya’nın gururu olan Swarowski kristallerini müşterilerin beğenisine sunan dükkanlar da eski şehri renklendirenler arasında. Hemen arkada da Kraliyet Sarayı (Hofburg), Tiyatrosu ve Kilisesi bulunuyor.
Şehre damgasını vuran en önemli isimlerden bir diğeri, 40 yıl boyunca imparatorluğu yöneten ve şehrin en büyük caddelerinden birine adı verilen Maria Theresia. Önünden faytonların kalktığı Kraliyet Sarayı’nı gezdiğinizde bu tombul imparatoriçeyi eşi ve 16 çocuğuyla birlikte, Riesensaal isimli salonun tavanında resmedilmiş olarak görüyorsunuz.
Bir üniversite şehri olan ve çok sayıda öğrenciye ev sahipliği yapan Innsbruck’da, Kraliyet ailesi için inşa edilmiş olan tiyatro, opera binası olarak kullanılıyor. Kraliyet Kilisesi ise 28 bronz heykeliyle meşhur. Hofgarten (Kraliyet Bahçeleri) önceleri kraliyet ailesinin taze sebze kaynağı olan, şimdilerde ise İngiliz bahçeleri tarzında, göller ve dev ağaçlarla süslü halka açık bir park. İçindeki açık hava konserlerinin verildiği Kunstpavillon, yazın çok güzel vakit geçirebileceğiniz bir yer.
TARİH VE KUMAR
Eski şehrin girişine açılan ünlü Maria Theresia Caddesi 17. ve 18. yüzyıllardan kalma saraylarla süslü. Bu saraylardan biri de Trapp ve içinde güzel bir restoran yer almakta. Cadde üzerinde bulunan ve Meryem Ana’ya adanmış olan Annasaule Anıtı ile Zafer Takı şehrin en önemli tarihi eserlerinden. Gene bu caddedeki Rathaus (Belediye) Galerien şehrin en büyük alışveriş merkezlerinden biri. İçindeki Thai Li Ba ise Asya mutfağına meraklı kişilerin uğrak noktası. Yanındaki Penz (www.thepenz.com) de şehrin en modern otellerinden. Alışverişe meraklıysanız Innsbruck’un girişinde yer alan Das Einkaufszentrum’a uğrayın. 75 euro’nun üzerinde alışveriş yaptığınızda, vergi iadesi almaya hak kazandığınızı unutmayın.
Tarihe ve lükse düşkün turistler için 1869 yılında inşa edilen beş yıldızlı Europa Tyrol (www.europatyrol.com), kumara meraklı olanlar için de Hilton (www.hilton.at) otelleri ilginç olabilir. Her iki otelin de restoranları (Europa Stüberl ve Guggeryllis) çok iyi. Şehrin merkezindeki Grauer Bar (Boz Ayı!) klasik bir otel, hemen yakınındaki kara kartal anlamını taşıyan Schwarzer Adler (www.deradler.com) ise sempatik bir alternatif.
SEKİZ KAYAK MERKEZİ
Şehirde ulaşım Strassenbahn dedikleri tramvaylarla sağlanıyor ve bilet fiyatı 1,60 euro. Günlük ücreti 22 euro olan Innsbruck Card ise ulaşım araçlarından, müze girişlerinden ve teleferikten ücretsiz veya indirimli faydalanma imkanı sağlıyor. Türkiye’de taksi fiyatlarından sakın şikayet etmeyin, Innsbruck’ta taksimetre açılış fiyatı 4,80 euro. Etrafı kayak merkezleriyle çevrili olan şehirde otellerden kayak pistlerine ücretsiz otobüs servisi de var. Havaalanının merkeze sadece dört kilometre uzakta olduğu Innsbruck’a Viyana aktarmalı uçabilirsiniz. Tren sevenlerdenseniz, Viyana’ya beş saat uzaklıktaki bu şehre 50 euro karşılığında gidebilirsiniz. Ayrıca, Münih Havaalanı’ndan araçla iki buçuk saatlik bir yolculuk sonrası, Innsbruck’taki kayak pistlerine ulaşmanız mümkün.
Geleneksel Avusturya mutfağı için eski şehirde bulunan Altstadt Stüberl, Ottoburg ve Goldener Adler restoranlarını deneyebilirsiniz. Gene bu bölgede yer alan en popüler restoran ise Meksika havası soluyabileceğiniz Papa Joe’s. Blaues Schiff ve Solo Pasta da yarım saat ötedeki İtalya mutfağı konusunda uzman olan restoranlardan. Altpradl, Belle Epoque, Villa Blanka ise damak tadı olanların tavsiye ettiği yerlerden.
Şehirle ilgili bilgi alabileceğiniz güzel web siteleri var: www.innsbruck.info, www.innsbruck-reservierung.at, www.ski-innsbruck.at, www.kultur.tirol.at, www.innsbruck-information.at bunlardan bazıları.
Şehrin çevresinde, 270 kilometre uzunluğunda pistlere sahip, sekiz ayrı kayak merkezi bulunuyor. Nordpark-Seegrube, Patscherkofel, Axamer Lizum, Glungezer, Schlick 2000, Stubaier Gletscher, Kühtai, Rangger Köpfl isimlerini taşıyan bu merkezlerde kaymak için günlük pass lara 18 ile 34,5 euro arasında bir para ödüyorsunuz. Kayak ve ayakkabı kiraları da bir gün için 17 euro’dan başlıyor. Pistlerin bir kısmında gece, bazılarında ise yazın bile kaymak mümkün. Kayağı sevmiyorsanız dert etmeyin, kızak pistleri, kapalı yüzme havuzları, buz pateni yapabileceğiniz alanlar çok sayıdaki seçeneklerden bazıları.
Sanata meraklı olanlar için de Romanesk heykellerden, Gotik ve Barok eserlere çok sayıda yapıtın sergilendiği Ferdinandeum tavsiye edilebilir. Avusturya’nın en büyük ve görkemli Rönesans binası olan, 1565’den kalma Ambras Kalesi de enteresan eserleri ve silah koleksiyonuyla ayrı bir cazibeye sahip.
Viyana, Graz, Linz ve Salzburg’dan sonra Avusturya’nın beşinci büyük şehri olan Innsbruck kendi çapındaki diğer şehirlerle kıyaslandığında çok sayıdaki artısıyla hemen ön plana çıkıyor. Hiç fark etmez ister yazın, ister kışın gidin, tarihin süzgecinden geçip bir sanat eserine dönüşen bu şehir sizin de kalbinizi çalacak.
Baba-oğul Strauss’lar başta olmak üzere, Mozart, Haydn, Schubert ve Mahler’in anavatanı olan Avusturya, hem klasik müziğin beşiği, hem de 800’ü aşan kayak merkeziyle bir kış sporları cenneti. Kitzbühel, Zell am See, St. Anton, Badgastein ülkedeki ünlü kayak merkezleri olarak göz doldururken, Innsbruck da etrafındaki dağlarda bulunan tesislerle turizm pastasından büyük bir pay alıyor.
ÜNİVERSİTE ŞEHRİ
Roma döneminde ticaret yollarının kesişme noktasında yer alan şehrin adı ‘Inn nehri üzerindeki köprü’ anlamına gelmekte. 130 bin kişilik bir nüfusa sahip Innsbruck’un tam merkezde yer alan eski kısmı çok güzel. Şehrin arkasında görkemli bir fon oluşturan Nordkette dağları, eski yapıların bulunduğu bu bölgeye ayrı bir hava katıyor. Şehri Kutsal Roma İmparatorluğu’nun başkenti yapan ünlü İmparator I. Maximilian’ın 1500 yılında yaptırdığı, dekoratif bir balkona sahip olan Altın Çatı, Eski Şehir olarak adlandırılan bu bölümde bulunuyor.
Habsburg Hanedanı mensupları tarafından ana meydandaki gösterileri izlemek maksadıyla kullanılan ve 2657 altın kaplama seramikten oluşan Altın Çatı’nın yanında ise 51 metrelik kuleye sahip Gotik belediye binası var. Hediyelik eşya ve Mozartkugeln dedikleri ünlü çikolataları satan mağazalar, Tirol’deki fabrikası ve müzesi (swarowski-crystalworlds.com) ile Avusturya’nın gururu olan Swarowski kristallerini müşterilerin beğenisine sunan dükkanlar da eski şehri renklendirenler arasında. Hemen arkada da Kraliyet Sarayı (Hofburg), Tiyatrosu ve Kilisesi bulunuyor.
Şehre damgasını vuran en önemli isimlerden bir diğeri, 40 yıl boyunca imparatorluğu yöneten ve şehrin en büyük caddelerinden birine adı verilen Maria Theresia. Önünden faytonların kalktığı Kraliyet Sarayı’nı gezdiğinizde bu tombul imparatoriçeyi eşi ve 16 çocuğuyla birlikte, Riesensaal isimli salonun tavanında resmedilmiş olarak görüyorsunuz.
Bir üniversite şehri olan ve çok sayıda öğrenciye ev sahipliği yapan Innsbruck’da, Kraliyet ailesi için inşa edilmiş olan tiyatro, opera binası olarak kullanılıyor. Kraliyet Kilisesi ise 28 bronz heykeliyle meşhur. Hofgarten (Kraliyet Bahçeleri) önceleri kraliyet ailesinin taze sebze kaynağı olan, şimdilerde ise İngiliz bahçeleri tarzında, göller ve dev ağaçlarla süslü halka açık bir park. İçindeki açık hava konserlerinin verildiği Kunstpavillon, yazın çok güzel vakit geçirebileceğiniz bir yer.
TARİH VE KUMAR
Eski şehrin girişine açılan ünlü Maria Theresia Caddesi 17. ve 18. yüzyıllardan kalma saraylarla süslü. Bu saraylardan biri de Trapp ve içinde güzel bir restoran yer almakta. Cadde üzerinde bulunan ve Meryem Ana’ya adanmış olan Annasaule Anıtı ile Zafer Takı şehrin en önemli tarihi eserlerinden. Gene bu caddedeki Rathaus (Belediye) Galerien şehrin en büyük alışveriş merkezlerinden biri. İçindeki Thai Li Ba ise Asya mutfağına meraklı kişilerin uğrak noktası. Yanındaki Penz (www.thepenz.com) de şehrin en modern otellerinden. Alışverişe meraklıysanız Innsbruck’un girişinde yer alan Das Einkaufszentrum’a uğrayın. 75 euro’nun üzerinde alışveriş yaptığınızda, vergi iadesi almaya hak kazandığınızı unutmayın.
Tarihe ve lükse düşkün turistler için 1869 yılında inşa edilen beş yıldızlı Europa Tyrol (www.europatyrol.com), kumara meraklı olanlar için de Hilton (www.hilton.at) otelleri ilginç olabilir. Her iki otelin de restoranları (Europa Stüberl ve Guggeryllis) çok iyi. Şehrin merkezindeki Grauer Bar (Boz Ayı!) klasik bir otel, hemen yakınındaki kara kartal anlamını taşıyan Schwarzer Adler (www.deradler.com) ise sempatik bir alternatif.
SEKİZ KAYAK MERKEZİ
Şehirde ulaşım Strassenbahn dedikleri tramvaylarla sağlanıyor ve bilet fiyatı 1,60 euro. Günlük ücreti 22 euro olan Innsbruck Card ise ulaşım araçlarından, müze girişlerinden ve teleferikten ücretsiz veya indirimli faydalanma imkanı sağlıyor. Türkiye’de taksi fiyatlarından sakın şikayet etmeyin, Innsbruck’ta taksimetre açılış fiyatı 4,80 euro. Etrafı kayak merkezleriyle çevrili olan şehirde otellerden kayak pistlerine ücretsiz otobüs servisi de var. Havaalanının merkeze sadece dört kilometre uzakta olduğu Innsbruck’a Viyana aktarmalı uçabilirsiniz. Tren sevenlerdenseniz, Viyana’ya beş saat uzaklıktaki bu şehre 50 euro karşılığında gidebilirsiniz. Ayrıca, Münih Havaalanı’ndan araçla iki buçuk saatlik bir yolculuk sonrası, Innsbruck’taki kayak pistlerine ulaşmanız mümkün.
Geleneksel Avusturya mutfağı için eski şehirde bulunan Altstadt Stüberl, Ottoburg ve Goldener Adler restoranlarını deneyebilirsiniz. Gene bu bölgede yer alan en popüler restoran ise Meksika havası soluyabileceğiniz Papa Joe’s. Blaues Schiff ve Solo Pasta da yarım saat ötedeki İtalya mutfağı konusunda uzman olan restoranlardan. Altpradl, Belle Epoque, Villa Blanka ise damak tadı olanların tavsiye ettiği yerlerden.
Şehirle ilgili bilgi alabileceğiniz güzel web siteleri var: www.innsbruck.info, www.innsbruck-reservierung.at, www.ski-innsbruck.at, www.kultur.tirol.at, www.innsbruck-information.at bunlardan bazıları.
Şehrin çevresinde, 270 kilometre uzunluğunda pistlere sahip, sekiz ayrı kayak merkezi bulunuyor. Nordpark-Seegrube, Patscherkofel, Axamer Lizum, Glungezer, Schlick 2000, Stubaier Gletscher, Kühtai, Rangger Köpfl isimlerini taşıyan bu merkezlerde kaymak için günlük pass lara 18 ile 34,5 euro arasında bir para ödüyorsunuz. Kayak ve ayakkabı kiraları da bir gün için 17 euro’dan başlıyor. Pistlerin bir kısmında gece, bazılarında ise yazın bile kaymak mümkün. Kayağı sevmiyorsanız dert etmeyin, kızak pistleri, kapalı yüzme havuzları, buz pateni yapabileceğiniz alanlar çok sayıdaki seçeneklerden bazıları.
Sanata meraklı olanlar için de Romanesk heykellerden, Gotik ve Barok eserlere çok sayıda yapıtın sergilendiği Ferdinandeum tavsiye edilebilir. Avusturya’nın en büyük ve görkemli Rönesans binası olan, 1565’den kalma Ambras Kalesi de enteresan eserleri ve silah koleksiyonuyla ayrı bir cazibeye sahip.
Viyana, Graz, Linz ve Salzburg’dan sonra Avusturya’nın beşinci büyük şehri olan Innsbruck kendi çapındaki diğer şehirlerle kıyaslandığında çok sayıdaki artısıyla hemen ön plana çıkıyor. Hiç fark etmez ister yazın, ister kışın gidin, tarihin süzgecinden geçip bir sanat eserine dönüşen bu şehir sizin de kalbinizi çalacak.