Hayatımın simgesi: Keçi!
Ayşen Zamanpur, kaşmirin peşinden yaklaşık 20 yıl önce Çin ve İç Moğolistan’a günler süren seyahatler yapan, kötü koşullarda konaklamayı, bilmediği şeyler yemeyi göze alan bir kadın. Silk & Cashmere markasını yaratırken, “Hayatımın simgesi” dediği kaşmir keçisinin peşinden koşup durmuş. Kaşmir keçilerinin yerini tutmaz ama fotoğraf için Kemerburgaz’da bulduklarımızla yetindik
Facebook sayfanızda küçücük bir çocukken bir keçiyle çekilmiş fotoğrafınızı paylaşmıştınız. Bu keçi tutkusu nereden geliyor?
- Keçi, hayatımın en önemli simgesi. 20 yıldır en çok söylediğim kelime kaşmir keçisidir herhalde. Kaşmir keçisi sadece o kuşak, yükseklik, su, iklim, bitki örtüsünün olduğu Çin ve İç Moğolistan’da yetişiyor. Mucizevi bir şey. Soğuktan korunması için evrimin verdiği bir hediye aslında. Bu keçiyi dünyanın başka bir yerine götürsen bir yılda normal keçiye dönüşüyor. Dünyanın en sevimli, en tatlı, en asil hayvanı o.
Silk & Cashmere bugün 22 ülkede 141 mağaza ve kornere ulaşmış, dünyaya açılan bir marka. Ama bunun için zahmetli bir yolculuk yaptınız...
- Kaşmir için, ‘Dünyanın yumuşak altını’ denir. İşte bu yumuşak altından bir marka yaratmak için yola çıktım. Moğolistan’da gittiğimiz yerde, insanların gördüğü yuvarlak gözlü ilk kişilerdik. İngilizce bilen yoktu; otel çalışanları bile... Fabrikanın yatakhanesinde uyurduk. Yılan yedim. Bilmeden bir keresinde köpek bile yedim. Sonra artık ne yediğimi sormamaya başladım. Pekin’den başlayan 18 saatlik tren yolculukları... Bir gün trende bir Çinli’nin tükürük kabı olduğu gibi üzerime döküldü. Hiçbir şeye öğ-böğ yapmadım. Bir tek çocuklarımı çok özlüyordum.
Bu tempoda annelik zor olmadı mı?
- Tek pişmanlığım üçüncü çocuğu yapmamak. Hayatta hiçbir şeyi annelik kadar önemsemedim. Çocuğum ateşlendi diye Londra’da toplantıyı bırakıp geldim. Eline kıymık battığında işi bırakıp eve gittim. Çocuklarım için terk edemeyeceğim toplantı yoktur. 10 gün seyahatteysem dönünce arayı kapattım. Ama hayallerimin peşinden gitmesem mutsuz bir kadın olurdum, aile ilişkilerimiz de bu kadar sıcak olmazdı. Bir kadın için en tehlikelisi ‘Saçımı süpürge ettim’ sendromudur.
Nedir bu sendrom?
- Beklenmeyen bir fedakarlık yapıp sonra öfkesini bakışıyla, sözüyle, tavrıyla hissettirmek. Ya saçını süpürge etme ya da dırdır etme.
KARİYER
En çok hayal kurdum
* İlkokulu beş ayrı kentte okudum, sonra Robert Kolej, Boğaziçi İşletme...
* Çocukken önce kendisi de çikolatadan oluşan bir çikolata dükkânım olsun isterdim, sonra Ayşecik’in rol arkadaşı olmak. Birçok iş yaptım ama en çok hayal kurdum ben galiba.
*İlk parayı lisede yazlık komşumuzun oğluna İngilizce ders vererek kazandım.
* İlk işim Şişecam’da planlama ve ekonomik araştırmalar bölümünde uzmanlıktı.
TOPLANTI
Odada konuşulan havada kalmaz
* Günde 4-5 toplantı olur.
* 40 dakikadan uzun sürmesine izin vermem.
* Şahane bir ekibimiz var. Bilirler ki, hazırlıklı gelinecek, not alınacak, konunun özü konuşulacak, birlikte çözüm üretilecek ve kararlar takip edilecek. Odada konuşulan havada kalmayacak.
BESLENME
Sabah bir demet maydanoz
· Yoldan çıkmaya çok müsait olmakla birlikte genelde az yağlı, tuzsuz, kepekli, sebzeli, balıklı, salatalı, cevizli, bademli; kısacası Mehmet Öz tarzı beslenirim.
· Günde 7-8 bardak su içerim.
· Trans yağlardan uzak duruyorum.
· Sabahları bir demet maydanoz yerim.
· Hint, Çin, Fransız, Japon mutfaklarından damak zevkime uyanları severim.
MEKÂN
Arkadaşı lezzete tercih ederim
* Minimal döşenmiş, kendini satmaya çalışmayan, denizi ve batan güneşi en iyi şekilde sunmaya odaklanmış yaz mekânlarını severim. Ayrıca güzel müzik çalan yerleri...
* Muhakkak sevdiğim arkadaşlarımla olmalıyım. Yemek çok önemli olmayabilir o noktada.
* Etiler Big Chef’ten Kahraman’a, Sunset’ten Zuma’ya, Hamdi’den, Asmalı’daki Parantez’e arkadaşlarımla pek çok mekânda olmaktan keyif alırım.
* Yeni yerleri mutlaka denerim.
GÜNE BAŞLARKEN
Akşamlar bana daha uygun
* Çocuklarım üniversiteye gittiğinden beri 08.20’de kalkıyorum. Daha önce her sabah onlarla 07.00‘de kalkardım.
* Kalktığımda nasıl hissedeceğim geceyi nasıl geçirdiğime bağlı. Akşam saatleri bana daha uygun diyelim. Özellikle geç saatler!
* Sabahları ilk iş müziği açıyorum. 15 dakika hareket, banyo, 15 dakika gazeteler, muhakkak taze çay ve minik kahvaltı. O arada günü kafamda yaşarım.
SPOR
Diş fırçalarken yürürüm
* Spor aynaların, tartıların ve sonuç olarak kendimin bana dost görünmesi için zorunlu bir meşguliyet.
* Hafta sonları spor salonunda muhakkak bir buçuk saat, hafta içi evde üç defa 45 dakika spor yaparım.
* Diş fırçalarken yürüyüş hareketi çok yararlı.
TATİL
Denizin tuzu üzerimde kalmalı
* Yazları bir hafta tamamen ve 4-5 kez de perşembe-pazartesi uzun hafta sonu yapabiliyorum.
* Denizi, güneşi, dolunayı, iskelesi, güzel bir balık lokantası ve gecenin her saatinde bir kadeh soğuk beyaz şarap veya demli çay bulabileceğim, iyi müzik çalan yerlerde tatili severim.
*Tatilde üzerimde denizin tuzu kalsın isterim; romanımı okurum. Dostlar gelsin gitsin...
* Kışları, eşim soğuğu ve doğayı çok sevdiği hep St. Moritz’e kayağa giderdik. Çocuklar üniversiteye başlayınca
gidemez olduk.
HOBİ
Cazı merdivende bile dinlerim
* Blues, caz, özellikle Latin caz çok severim. Çok şanslıyız, İstanbul artık caz konserlerinde çok önde.
* Caz konserlerini hiç kaçırmam; bilet yoksa karaborsa alırım. Yer yoksa merdivende izlerim.
* Felsefe, kitap ve edebiyat tutkunuyum. Çok okurum.