GeriSeyahat HAN DUVARLARI
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
HAN DUVARLARI

HAN DUVARLARI

Yağız atlar kiÅŸnedi, meÅŸin kırbaç sakladıBir dakika araba yerinde durakladıNeden sonra sarsıldı altımda demir yaylar,Gözlerimin önünden geçti kervansaraylar...Gidiyorum, gurbeti gönlümle duya duya,Ulukışla yolundan Orta Anadolu'yaÄ°lk sevgiye benzeyen ilk acı, ilk ayrılık!YüreÄŸimin yaktığı ateÅŸle hava ılık,Gök sarı, toprak sarı, çıplak aÄŸaçlar sarı...Arkada zincirlenen yüksek Toros daÄŸları,Önde uzun bir kışın soldurduÄŸu etekler,Sonra dönen, dönerken inleyen tekerlekler...Ellerim takılırken rüzgarların saçınaAsıldı arabamız bir dağın yamacına,Her tarafta yükseklik, her tarafta iÅŸsizlik,Bu ıslakla uzayan, dönen kıvrılan yollar.Uykuya varmış gibi görünen yılan yollarBaşını kaldırarak boÅŸluÄŸu dinliyordu.Gökler bulutlanıyor, rüzgâr serinliyordu.Serpilmeye baÅŸladı bir rüzgâr ince ince,Son yokuÅŸ noktasından düzlüğe çevrilinceNihayetsiz bir ova aÄŸarttı benzimiziYollar bir ÅŸerit gibi ufka baÄŸladı biziGurbet beni muttasıl çekiyordu kendineYol, hep yol, daima yol... Bitmiyor düzlük yine.Ne civarda bir köy var, ne bir evin hayaliSonunda ademdir diyor insana yolun hali,Arasıra geçiyor bir atlı, iki yayanBozuk düzen taÅŸların üstünde tıkırdıyanTekerlekler yollara bir ÅŸeyler anlatıyordu,Uzun yollar bu sesten silkinerek yatıyor...Kendimi kaptırarak tekerleÄŸin sesineUzanmış kalmışım yaylının ÅŸiltesine,Bir sarsıntı... Uyandım uzun süren uykudan;Geçiyordu araba yola benzer bir sudanKarşıda hisar gibi NiÄŸde yükseliyordu,SaÄŸ taraftan çıngırak sesleri geliyordu;Agır agır önümden geçti deve kervanı,Bir kenarda göründü beldenin viran hanı.Alaca bir karanlık sarmadayken her yeriAtlarımız çözüldü, girdik handan içeriBir deva bulmak için baÄŸrındaki yarayaToplanmıştı garipler ÅŸimdi kervansaraya.Bir noktada birleÅŸmiÅŸ vatanın dört bucağıGurbet çeken Gönüller kuÅŸatmıştı ocağı,Bir pırıltı gördü mü gözler hemen dalıyor,Göğüsler çekilerek nefesler daralıyor,ÅžiÅŸesi is baÄŸlamış bir lambanın ışığıHeryüzü çiziyordu bir hüzün kırışığı,Gitgide birer ayet gibi derinleÅŸtilerYüzlerdeki çizgiler, gözlerdeki çizgiler...Yatağımın yanında esmer bir duvar vardı,Ãœstünde yazılarla hatlar karışmışlardı;Fani bir iz bırakmış burda yatmışsa kimler,Aygın baygın maniler, açık saçık resimler...Uykuya varmak için bu hazin günde, erken,Kapanmayan gözlerim duvarlarda gezerkenBirdenbire kıpkızıl birkaç satırla yandı;Bu dört mısra deÄŸil, sanki dört damla kandıBen garip çizgilere uÄŸraşırken baÅŸbaÅŸaRaslamıştım duvarda bir ÅŸair arkadaÅŸa;*On yıl ayrıyım Kınadağı'ndanBaba ocağından yar kucağındanBir çiçek dermeden sevgi bağındanHuduttan hududa atılmışım ben*Altında da bir tarih. Sekiz mart otuz yedi...Gözüm imza yerinde baÅŸka ad görmediArtık bahtın açıktır, uzun etme arkadaÅŸ!Ne hudut kaldı bugün, ne askerlik, ne savaÅŸ;Araya gitti diye içlenme baharına,Huduttan götürdüğün ÅŸan yetiÅŸir yarına!Ertesi gün baÅŸladı gün doÄŸmadan yolculukSoÄŸuk bir mart sabahı... Buz tutuyor her solukUfku tutuÅŸturmadan fecrin ilk alevleriArkamızda kalıyor ÅŸehrin kenar evleriBulutların ardında gün yanmadan sönüyor,Höyükler bir daÄŸ gibi uzaktan görünüyor...Yanımızdan geçiyor ağır ağır kervanlar,Bir derebeyi gibi kurulmuÅŸ eski hanlarBiz bu sonsuz yollarda varıyoz, gitgide,Ä°ki daÄŸ ortasında boÄŸulan bir geçideSıkı bir poyraz beni titretirken içimdenGeçidi atlayınca ÅŸaşırdım sevincimdenArdımda kalan yerler anlaşırken baharlaÖnümüzdeki arazi örtülü ÅŸimdi karlaBu geçit sanki yazdan kışı ayırıyorduBurada son fırtına son dalı kırıyorduYaylımız tükenirken yolları aynı hızlaSavrulmaya baÅŸladı karlar etrafımızdaKarlar etrafı beyaz bir karanlığa gömdü;Kar deÄŸil, gökyüzünden yaÄŸan beyaz ölümdü...Gönlümde can verirken köye varmak emeliArabacı haykırdı *Ä°ÅŸte Araplıbeli*Tanrı yardımcı olsun gayrı yolda kalanaBiz menzile vararak atları çektik hana.Bizden evvel buraya inen üç dört arkadaÅŸKurmuÅŸtular tutuÅŸan ocaÄŸa karşı baÄŸdaşÇıtırdayan çalılar dört cana can katıyorKimi haydut kimi kurt masalı anlatıyorGözlerime çökerken ağır uyku sisleriÇiçekliyor duvarı ocağın akisleriBu akisle duvarda çizgiler beliriyorKalbime ateÅŸ gibi ÅŸu satırlar giriyor*Gönlümü çekse de yarin hayaliAsmaya kudretim yetmez cibaliYolcuyum bir kuru yaprak misaliRüzgarın önüne katılmışım ben*Sabahleyin gökyüzü parlak, ufuk açıktıGüneÅŸli bir havada yaylımız yola çıktıBu gurbetten gurbete giden yolun üstündeBen üç mevsim deÄŸiÅŸmiÅŸ görüyordum üç gündeUzun bir yolculuktan sonra Ä°ncesu'daydıkBir han yorgun argın tatlı bir uykudaydıkgün doÄŸarken bir ölüm rüyasıyla uyandımBaÅŸucumda gördüğüm ÅŸu satırlarla yandım!*Garibim namıma Kerem diyorlarAslı'mı el almış haram diyorlarHastayım derdime verem diyorlarMaraÅŸlı ÅžeyhoÄŸlu Satılmış'ım ben*Bir kitabe kokusu duyuluyor yazındaKorkarım yaya kaldın bu gurbet çıkmazındaEy MaraÅŸlı ÅžeyhoÄŸlu, evliyalar adağı!Bahtına lanet olsun aÅŸmadıysan bu dağı!Az deÄŸildir, varmadan senin gibi yurdunaPost verenler yabanın hayduduna kurduna!arabamız tutarken Erciyes'in yolunuHancı dedim bildin mi MaraÅŸlı ÅžeyhoÄŸlu'nu?Gözleri uzun uzun burkuldu kaldı bende,Dedi hana saÄŸ indi ölü çıktı gecende!YaÅŸaran gözlerimde her sey Artık deÄŸiÅŸtiBizim garip ÅžeyhoÄŸlu buradan geçmemiÅŸti...Gonlumu Marasli'nin yaktı kara haberi.Aradan yıllar geçti iste o günden beriNe zaman yolda bir han raslasam irkilirim,Çünkü sizde gizlenen dertleri ben bilirimEy köyleri hududa baÄŸlayan yaslı yollarDönmeyen yolculara aÄŸlayan yaslı yollar!Ey garip çizgilerle dolu han duvarlarıEy hanların gönlümü sızlatan duvarları!... Faruk Nafiz ÇAMLIBEL Â
False