Son Güncelleme:
Hafik zamanı sayıyor
Bu haftaki gezimizi Türkiye'nin tek coÄŸrafya dergisi Atlas ile birlikte yapacağız. Rotamızda heybetli kayalıkları, ırmaÄŸa inen dehlizleri, yüksek ÅŸelaleleri, kanyonlarıyla usul usul akan Kızılırmak'ın yanı başında sessizce zamanı sayan Sivas'ın ilçesi Hafik var. Atlas'ın son sayısında yer alan bu çalışmayı Hakan Åženocak ile Turgut Tarhan gerçekleÅŸtirdi..Sivas'tan, ufak tefek bir kamyonetle yarım saat yol aldıktan sonra ulaşıyoruz Hafik'e. Yol kıyısında, çimlerin üzerinde oynayıp zıplayan neÅŸeli keçilerle karşılaşıyoruz. Tarım alanları genellikle buÄŸday ve arpa ekili. Eskiden Kızılırmak suluyormuÅŸ bu toprakları. Ne yazık ki, son yıllarda, alçı taşı nedeniyle sudaki kireç yüzdesi arttığı için, Kızılırmak'tan faydalanılamıyor. Öylesine ki, bir köylü, 'Kızılırmak'tan aÄŸaçlara bile su veremiyoruz artık' diyor. Tam gelmiÅŸken, Hafik'i pas geçip Lota Gölleri'ne gitmeye karar veriyoruz. Uzaktan Hafik, ÅŸirin aÄŸaçlıklı bir köy gibi görünüyor. Durmaksızın esen ÅŸaşırtıcı bir rüzgár var yaklaşık yedi bin nüfuslu Hafik'in üzerinde. Sonunda, Lota Gölleri'ne, Güngörmez MaÄŸarası'na ulaşıyoruz. Benzersiz güzellikte Lota Gölleri çevresi, Hafik'in çöplüğü olarak kullanılıyor. Ä°nsanın aklı tutuluyor çöpleri doÄŸanın kalbinde görünce. Üç küçük göl var karşımızda. AkÅŸam güneÅŸinin altında pırıl pırıl uzanıyorlar. Göllerin balık yönünden çok zengin olduÄŸu söyleniyor. En çok, bir tür sazan balığı çıkıyormuÅŸ. Kamyonetten inip yürüyoruz. Güçlü rüzgár bizi göllere savurmak istiyor sanki. Papatyalarla, mor, sarı, küçük, neÅŸeli çiçeklerle kaplı her yer. Gölleri anlatmak zor. Burada günlerce durup kalabilir insan ama Hafik'e gitmemiz gerek. Rakımı 1300 metreyi bulan Hafik, beÅŸ yüz metre uzunluÄŸunda bir caddenin çevresinde kurulu. Sivas Erzincan karayolu üzerinde, 36. kilometrede yer alıyor. SaptanabildiÄŸi kadarıyla, Ä°S 200 yıllarında yerleÅŸim görülüyor Hafik'te. Hıristiyanlığın çıkmasıyla birlikte, çoktanrılı dine sahip olan Roma, büyük baskılar, iÅŸkenceler yapıyor yeni dinin mensuplarına. Baskılardan kaçan Hıristiyanların göç yerlerinden birisi de Hafik. Malazgirt Savaşı'ndan sonraki süreçte Hafik de Türklerin eline geçiyor. O günden sonra, zaman zaman Türk boyları arasında el deÄŸiÅŸtiriyor fakat hep Türklere ait kalıyor.KARTALLARIN MEKANIHafik'teki evlerin çoÄŸu modern. Öğretmen evi ise eski ve bu haliyle çok sevimli. Hastanesi, Ziraat Bankası, öğretmen evi, hükümet konağı, küçük bakkalları, internet kafesi ve biri belediyenin, öteki özel sektörün olmak üzere iki meyhanesi var. Åžimdi Dışkapı köyüne giden yoldayız. Derin bir gözün görebileceÄŸi minicik çiçeklerle bezeli ortalık. Ä°ki kadın bir aÄŸacın gölgesine sığınmış sohbet ediyor. Kızılırmak yoksul bir dere gibi akıyor. Şırıl şırıl can çekiÅŸiyor sanki. Ãœzerinde demir bir köprü var. Çocuklar okula gidip geliyorlar bu köprüden. Bölgeyi yukarıdan görmek için nefes nefese tepelere tırmanıyoruz. Tepede, göz alabildiÄŸine sonsuz bir açıklığın zirvesindeyiz. DaÄŸ baÅŸlarının isimsiz sarı çiçekleriyle çevrili etrafımız. Kanyon gibi bir yerden KuÅŸluk MaÄŸarası'na ulaşıyoruz. Kartalların mekan edindiÄŸi bir yer KuÅŸluk MaÄŸarası. Yerde uzun bir tüy görüyorum. Bir kartalın kanadından düşmüş olmalı. Hafik'in tarihi kalıntıları, Tuzhisar Kilisesi, Düzyayla Kilisesi, Günyamaç Kilisesi ve Tuzhisar Manastırı'ndan ibaret. Tümü de harap durumda. Bölgenin belli baÅŸlı ırmakları, Kızılırmak, Acısu, Koruçayı, Sancaktar Çayı, Tozanlı Deresi ve Köy Irmağı. Ne yazık ki, tümünü görebilme olanağımız yok. GöreceÄŸimiz en güzel su formunu en sona saklamışız meÄŸer: AktaÅŸ Åželalesi.Önce yukarıdan seyrediyoruz onu. Yaklaşık, otuz kırk metreden dökülüyor. Elli metre öteden bile serinletiyor bizi. Åželalenin karşısında ise balta girmemiÅŸ bir orman baÅŸlıyor. Çalıların, keskin kayaların arasından ilerliyoruz. Amacımız ÅŸelalenin döküldüğü noktaya inmek. YaklaÅŸtıkça ÅŸelalenin sesi bile deÄŸiÅŸiyor. Çevrede vahÅŸi hayvanlar olabileceÄŸi söyleniyor. Gözlerimi kapatıp dinliyorum. Åželaleden yüzüme su zerrecikleri uçuÅŸuyor. Åželalenin altında kalan kayalıklarda yer yer küçük delikler var. KuÅŸ yuvaları olabilir diye düşünüyoruz. Bir saat kadar uÄŸraşıp aÅŸağılara inmeyi baÅŸarıyoruz. Åžimdi neredeyse üstümüze dökülüyor ÅŸelale.Hafik'e dönüşte yöresel kıyafetli insanlar görüyoruz. Kızların kıyafetlerine üçbeÅŸ deniliyor. KaÄŸnı inanılmaz gıcırtılar çıkararak ilerliyor. Düpedüz ÅŸarkı söylüyor. 'Ben buradayım, sen neredesin?' diye soruyor sanki. EÄŸer günün birinde yolunuz bu eÅŸsiz coÄŸrafyaya düşerse mutlaka uÄŸrayın. ATLAS'TA BU AYTürkiye'nin en güzel dergisi Atlas Nisan sayısında okuyucularını yine farklı coÄŸrafyalara götürüyor. Atlas ayrıca bu sayısında okuyucularına Türkiye'de en yaygın olarak bulunan 100 kuÅŸ türünün posterini armaÄŸan ediyor. Bu posterde kuÅŸların resminin yanı sıra, o kuÅŸ hakkında çeÅŸitli bilgiler de yer alıyor. Atlas'ın son sayısında yer alan konuların bazıları şöyle:Bali'nin SeremonileriEndonezya'nın Bali adasında ÅŸeytani güçlerin kovulduÄŸu, ruhların arındırıldığı törenler... Ä°lkel ve yabani davranışların esiri olmasınlar diye diÅŸleri köreltilen gençler...Hıristiyan TürklerOrtodoks ayinler, verimli toprakların sunduÄŸu ÅŸarap, dilde, kültürde ve geleneklerde yaÅŸayan görkemli geçmiÅŸ... Anadolu OÄŸuzlarının, Hıristiyan akrabaları... Moldova'da yaÅŸayan Gagauzlar, bin yıllık bir ayrılığın ardından Türk dünyasıyla buluÅŸuyor.YabankoyunuAnadolu'nun son yabankoyunları ÅŸimdi Konya'nın BozdaÄŸ'ındaki koruma sahasında yaÅŸamlarını sürdürüyor, insanın baskısına karşı direnmeye çalışıyor.Gümüşhane'nin gizli tacıKaraca MaÄŸarası sadece 105 metre uzunluÄŸunda. Ama onun sarkıtları, dikitleri, org desenli duvarları, maÄŸara çiçekleri, filkulakları, traverten havuzları ve maÄŸaragülleri göz kamaÅŸtırıyor. Gümüşhane'nin Torul ilçesindeki maÄŸara, doÄŸanın pek cömertçe boyadığı bir tabloyu andırıyor.Birecik ve SuruçBirecik ve Suruç ilçelerinde gerçekleÅŸtirilen arkeolojik envanter çalışmasında çoÄŸunluÄŸu daha önce bilinmeyen 181 yer belgelendi. Birecik'in, ilk insanın yayılımında kilit konumda olduÄŸunu gösteren buluntulardan, Aratdağı bölgesindeki önemli antikçaÄŸ merkezlerine kadar birçok keÅŸif gerçekleÅŸti. Yüzlerce yıldır kullanımı devam eden maÄŸaralar, kaya mezarları ve küçük tapınaklarla dantel gibi iÅŸlenmiÅŸ tepeler... Â