Güverte
Tekneler kızağa
Deniz sezonunun sonuna geldik. Şimdi sıra teknelerimizin kışlık bakımında. Aynı zamanda teknelerimizin ömrünü uzatacak olan bu bakımın kuralları ve püf noktaları var.
İşin keyifli kısmı bitti, şimdi denizcinin ustalığını gösterme zamanı. Bir yaz boyu gezip, balığımızı tuttuğumuz ya da rüzgara kafa avladığımız teknelerin bakım zamanı geldi. Önümüzdeki yaz bıraktığımız gibi bulmanın, teknemizin sınırlı olan ömrünü iyi kullanmanın tabii ki bilinen kuralları var. Bu teknenizin büyüklüğüne ve kullanılan malzemeye göre değişiyor. Ama önce kışlamayı karada mı denizde mi yapacağınıza karar vermeniz gerekiyor. Ayrıca bir de teknemizin motorunun bakımı var.
Karaya çekilen ağaç teknenin bakımı daha zor ve masraflıdır. Ayrıca uzun süre karada kalan ağaç teknelerde armoz yapma tehlikesi vardır. Ağaç teknelerin vernikli kısımları temizlenip, tekrar verniklenir. Karinasına yapışmış deniz asalaklarından temizlenir. Armozlardan sızan sularla mantarlaşmış gövde kaplamaları, varsa bulunup değiştirilmelidir. Kromnikel olmayan tüm metaller denizden etkilenebileceğinden elden geçirilmelidir. Bakımı yapılan ağaç teknelerin karada bekletilmesi denizciler arasında pek tercih edilen bir kışlama yöntemi değildir.
Fiber teknelerin kışlık bakımı oldukça pratiktir. Kontrol gerektiren önemli noktalardan biri salmanın gövdeye bağlantılarıdır. Sığ sularda salmanın dibe değmesiyle oluşan küçük hasarların bakımı, karaya çekildiğinde kolaylıkla yapılabilir. Ayrıca tekne yelkenli ise direk ve çarmıhların bakımı gerekir. Tabii yaz boyu iyot ve güneşin altında kalan yelkenler de unutulmamalı. Ve kesinlikle yelken temizliğinde deterjan kullanılmamalıdır. Bu konuda önerilen en iyi temizleyici arap sabunudur.
Fiber teknelerin doğru hesaplanmış desteklerle kışlamasında pek bir sakınca görülmemektedir. Ancak suyun taşıma dengesi gözönüne alınırsa, fiber tekneleri de karada bekletmemekte fayda var.
Motorlara özel ilgi
Motor bakımı fiber ve ağaç teknelerde aynı olmasına rağmen oldukça uzmanlık gerektirir. Kışın bakımı yapılmayan motorlar en çok sorun yaratan aletlerin başında gelir. Bu konuda sözü, görüşüne başvurduğumuz Ataköy Marina Bakım-Onarım Müdürü Fuat Çimen'e bırakıyoruz. Çimen bize karada ve denizde kışlayacak yatlarda genel motor bakımı için yapılması gerekenleri maddeler halinde sıraladı:
Motorların tatlı su sisteminin suyunun boşaltılarak, sistemin antifrizli suyla yeniden doldurulması. (Karaya çekilen teknelerde)
Yakıt filtrelerinin temizlenmesi ve yenilenmesi. (Denizde ve karada)
Yakıt tankındaki biriken suyun alınması.
V kayışının gevşetilmesi. (Karaya çekilen teknelerde)
Deniz suyu vanalarının genel kontrolü (Denizde ve karada).
Motor tutyalarının kontrolü, gerekirse yenilenmesi. (Denizde kalacak teknelerde)
Şaft salmastralarının kontrolü, gerektiğinde yenilenmesi. (Denizde kalacak teknelerde)
Gaz ve vites spirallerine oksitlenmeye karşı korunması için silikon içerikli pas önleyici sıkılması. (Denizde ve karada)
Motor şanzıman yağlarının kontrolü, gerektiğinde değişimi. (Denizde kalacak teknelerde)
Tutya kontrollerinin yapılması, gerekirse değişimi. (Denizde kalacak teknelerde)
Motorlardan sonra en büyük problem aküler ve elektrik devrelerinde yaşanır. Karaya alınmış bir teknede akülerin çıkartılması zor bir iş olmasına rağmen en doğrusudur. Denizde kışlayan teknelerde ise akülerin belirli dönemlerde su seviyeleri kontrol edildikten sonra şarj edilmeleri gerekir.
Denizde kışlayan teknelerde hidrofor ve benzeri elektrikli aletlerin soğuk hava şartlarından etkilenmemesine özen gösterilmeli ve belirli dönemlerde çalıştırılmalıdır.
Elektronik seyir aletlerini ve navigasyon cihazlarını da oksitlenmeden korumak için koruyucu spreyler kullanılmalı.
PROFESYONEL ELLER
Büyük teknelerin bakımı genellikle profesyonel ekipler tarafından yapılıyor. Marinaların çekek sahalarında ya da tersanelerde yapılan bakım-onarım çalışmalarından sonra teknelerin karada fazla tutulmaması tavsiye ediliyor. Özellikle ağaç tekneler, uzun süre karada kalırsa armoz tehlikesiyle karşı karşıya kalmakta. Bu nedenle teknenin bakımını tamamlar tamamlamaz ait olduğu yere, denize indirin.
Sular soğuyunca
Kış yaklaşır. Bütün yazı Akdeniz'in, Ege'nin, Marmara'nın, Karadeniz'in, mavi sularında, bazıları avlanmak, bazıları yarışmak, bazıları da sadece keyif için dolanıp duran binlerce tekne için de kış yaklaşır.
Sertleşen havayla tonozdaki tekneler yavaş yavaş karaya çekilmeye başlar. Kabaran vernikler, armozlar, karinayı saran yosunlar, kekomozlar için kış gelmiştir.
Yaz boyunca kopamadığımız teknelerimize uğradığımız seyrek kış günlerinde tek hareketlilik gırgır teknelerindedir. Yüzlerce beygirlik motorlarıyla kışın sert denizlerine bir tek gırgır tekneleri kafa tutar.
Balıkla dolan ağları, artık ekmek vaktinin geldiğini hatırlatır. Keyif günleri bitmektedir.
Balıklar hareketlenir.
Balık sofralarının zamanı gelmiştir. Soğuyan kuzey sularından, hızla güneyin sıcak sularına doğru sürüler halinde yola çıkarlar. Yazın sıcak sularında iyice serpilmiş o senenin palamutları, lüferleri, hamsileri, yasak sezonunun bitmesiyle inen ağlardan sofralarımıza taşınır.
Güvertede artık durmak da güçleşir. Daha bir sıcak olan kamaralara geçer deniz sohbetleri.
Yani, bir yaz boyunca denizlerimizde olan biteni aktarmaya çalıştığımız GÜVERTE'de artık kış sezonuna girer.
Başlarken demiştik, havalar elverdiği sürece GÜVERTE'deyiz...
Ta ki sular ısınıncaya kadar, görüşmek üzere.
Kışı teknede geçirecek
'Sabah uyanır uyanmaz ilk yaptığım, yerdeki piknik tüpünü ateşlemek. Çay suyu kaynayınca ben de yorganın altından çıkabiliyorum,' diyor Fenerbahçe marinasında yaşayan, semtin Yavuz abisi.
Teknesi 8.5 metre. Küçük bir mutfağıyla, küçük de bir tuvaleti var.
Bir izmarit oltasıyla başlayan deniz tutkusu, onun yaşam biçimi olmuş. 'Elimde olta her sabah Salacak kıyısındayım. Hem yolumu buluyorum, hem de eve balık götürüyorum. Anneme okuldan sonra tuttuğumu söylüyordum ama okula gittiğim yok. Zamanla çevre de edinince bir daha kopamadım denizden, mesleğim balıkçılık oldu,' diyor.
İstanbul başta olmak üzere bütün balıkçı mendireklerinde yaşamış. Denizin yıkadığı tertemiz bir ruhu var ve doğal olarak herkesin Yavuz abisi olmuş. Sıkı dostu, içten takma motorların profu Volvo Kenan ona motorculuğu da öğretmiş, bozuldu mu söküp takıyor. Ancak geçen yaz kendi deyimiyle 'üstüne bir ağırlık gelmiş,' söktüğü motoru iki ay toplamadan öylece oturmuş, balığa da gidememiş. Sonunda sigorta hastanesinin yolunu tutup psikiyatriste derdini anlatmış. Doktor bir şeyinin olmadığını, bu kadar huzurlu bir yaşamın adamı ağırlaştırmasının çok normal olduğunu söylemiş. 'Doktor benimle olta-balık muhabbeti yapıp, kendisinin de benim gibi yaşamak istediğini anlattı' diyor gülerek.
Deprem haberleri onu iyice karadan soğutmuş. Bir de bu 'tsunami' denilen deniz depremi biraz canını sıkmış. 'Valla okuduğuma göre bir sabah kalkıp teknemizle birlikte, bir çatının üzerinde uyanmak var' diyor.