Güneydoğu'nun incisi: Mardin
Farklı din, dil ve kültüre sahip vatandaşların bir arada yaşadığı, tarihte çok sayıda medeniyete ev sahipliği yapan Mardin, son yıllarda turizmde büyük ivme yakalarken, gelişen sanayisiyle de Güneydoğu'nun parlayan yıldızı olmayı başardı.
"Gecesi gerdanlık gündüzü seyranlık" olarak nitelendirilen taşın ve hoşgörünün kenti Mardin, uzun yıllar terör örgütünün saldırıları dolayısıyla turizm ve sanayileşmede beklenen gelişmeyi gerçekleştiremedi. Tarih boyunca Sümer, Akad, Babil, Hitit, Asur, Urartu, Roma, Abbasi, Selçuklu ve Osmanlı gibi onlarca medeniyeti bünyesinde barındıran, dar sokakları, taşın oya gibi işlendiği evleri ve tarihi yapılarıyla ziyaretçilerine büyülü bir atmosfer sunan Mardin, tesis edilen huzur ortamı sayesinde turizmde hedef büyüttü.
İlgili kanun uyarınca 6 yıl önce "büyükşehir" statüsü kazanan Mardin, teşvik uygulamalarıyla da kısa zamanda büyük gelişme gösterdi. Geçen yıl 910 milyon dolarlık ihracat yapan Mardin, ülkenin un ve bulgur dış satımında ilk sırada yer almayı başardı. Son 15 yılda devletin 25 milyar lirayı aşan yatırımı sayesinde Mardin'in önü açıldı. Yaklaşık 15 yıl önce kentin UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yer almasının hedeflenmesiyle, Kültür ve Turizm Bakanlığı öncülüğünde önemli projeler uygulamaya geçirildi.
Tarihi Dönüşüm Projesi kapsamında yürütülen çalışmalar sayesinde yaklaşık 200 beton yapı yıkıldı, 650 iş yerinin cephesi tek tip hale getirilerek, kent modern görünüme kavuşturuldu. Bu çalışmalara paralel, girişimciler tarafından tarihi yapıların butik otele dönüştürülmesi, çok sayıda 4 ve 5 yıldızlı otelin inşa edilmesiyle misafirlerini ağırlamaya başlayan Mardin, son 10 yılda turizmde dikkatleri üzerine çekti. 2002 yılında 30 bin turistin ziyaret ettiği şehirde, geçen yıl 20 bini yabancı, 232 bin kişi konakladı. 6 bin 500 yataklı 47 otelin bulunduğu şehirde ilkbahar ve sonbaharda otellerde yoğun talep dolayısıyla yer sıkıntısı yaşanıyor.
2023 yılına kadar kentteki yatak kapasitesinin 10 bine çıkarılması hedefleniyor. Tesis edilen huzur ve güven ortamı sayesinde kenti tercih eden turist sayısında her geçen gün artış yaşanıyor. Mardin'de konaklayan turistler, Ulu Cami, Meryem Ana Kilisesi, Mor Yusuf Kilisesi, Deyrulzafaran, Deyrulumur, Mor Yakup ve Mor Dimet manastırları ile Zinciriye, Kasımiye ve Sıttı Radviyye medreselerini gezerek, adeta tarihe yolculuk yapıyor. Yaklaşık 26 yıldır ziyarete kapalı olan Mardin Kalesi, restore edilerek turizme açılacak.
Mardin'de Hamdaniler tarafından 10. yüzyılda yapıldığı tahmin edilen Artuklu döneminin en büyük medeniyet eserlerinden biri olan, bin 200 metre yükseklikteki kalenin ören yeri olarak turizme kazandırılması için Kültür ve Turizm Bakanlığı koordinesinde başlatılan güçlendirme, restorasyon ve arkeolojik kazı çalışmaları sürüyor. Kalede gerçekleştirilen arkeolojik çalışmalarda 1860 yılından öncesine ait yapıların yanı sıra sikke, savaşlarda kullanılan zırh parçaları, gülle, ok uçları, kap, seramik ve pipo gibi taşınabilir 600'ü aşkın kültür varlığı bulundu. Şehir turizmine önemli katkı sunacak olan tarihi kalenin bu yıl ziyarete açılması bekleniyor.