Son Güncelleme:
Gerçekten dendiği gibi Mardin’de zaman duruyor
MARDİN’i anlatmak isteyenler, bu sarhoş edici kenti böyle tanımlıyorlar.6 bin 500 yıllık bir tarihi bağrında harmanlayıp barındıran bu kentte insan zamanın içinde kaybolup gidiyor. Yüzünü güneye, Mezopotamya ovasına dönmüş olan bir tepenin yamaçlarına yerleşmiş bu kentten kimler gelmiş, kimler geçmiş. Subariler’le başlayıp Sümerler, Akadlar, Babilliler, Asurlular, Persler, Romalılar, Bizanslılar...Sonra Araplar, Selçuklular, Artuklular ve Osmanlılar...Mardin, bütün bu uygarlıkların kültürüyle oluşan mimari, etnografik ve arkeolojik değerlerle yoğrulmuş ve bunları günümüze kadar taşımış.Mardin’e ovadan baktığınızda bütün tarihsel zenginlik insanı gerçekten şaşkına çeviriyor.Camilerin, kiliselerin ve manastırların koyun koyuna binlerce yıldır sevgi ve hoşgörüyle yaşadığı bu kentin daracık sokaklarında yürürken insan kendini unutuyor.Gerçekten de zaman maman duruyor. * * *Son yıllarda yerel yönetimlerin sorumsuz davranışı ve yönettikleri kentin bir pırlanta taşı olduğunu algılayamamaları yüzünden bu antik kent kirletilmiş. Eşsiz taş yapılara, özelliklerini bozan çirkin ve şekilsiz beton eklemeler yapılmış, katlar çıkılmış. O güzelim işlemelerle süslü taş evlerin yanına apartmanlar dikilmiş. Bu antik kentin tarihi dokusunda ne yazık ki bugün tam 520 kirli ev bir bünyeyi saran kanserli hücreler gibi kara delikler açmış.Ne yapıp yapıp bu 520 kirli evi, emsalsiz mücevherlerle döşenmiş tarihi mozaiğin içinden koparıp almak gerekiyor. Ben Mardin’i seyrederken bu kara delikleri çıkarıp atacak tanrısal bir güce sahip olmayı düşledim hep. İnanıyorum ki Mardin’i her gören aynı düşe kaptırır kendini.* * *Mardin’den Midyat ve Hasankeyf’e de uzandık. Midyat da tıpkı Mardin gibi bir müze kent. Orada da aynı kirlilik hastalığı kara delikler oluşturmuş.Bunların da temizlenmesi gerekiyor. Midyat düz bir yerleşime sahip olduğu için ilk gördüğünüzde Mardin gibi çarpmıyor insanı.Ama gezdikçe, kentin tarihi yapısıyla bütünleştikçe Midyat’ın eşsizliğini keşfediyorsunuz.Mardin, Midyat, Savur ve Hasankeyf bu bölgenin yeni yükselen değerleri, daha doğrusu insanlığın yeni yeni farkına vardığı değerler.Yakın gelecekte suların altında kalacak olan Hasankeyf de bir başka dünya. Binlerce insan bir daha göremeyeceklerini bildikleri için üst üste geziyorlar bu tarihi mağara kenti.Bölge yöneticilerinin elini kolunu bağlayan en büyük sıkıntı, birden patlayan turist akınını karşılayacak konaklama tesislerinin olmayışı. Her zamanki zaafımız burada da görülüyor. Bu eşsiz değerlere sahip kentler hazırlıksız yakalanmış.19 Mayıs günü Mardin’deki tarihi yerleri tam 4 bin kişi gezmiş. Boş yatak yok. Şimdi çok daha iyi görebiliyor insan, PKK terörü en büyük fenalığı bu bölgelere yapmış. Eğer Türkiye 15 yıl PKK terörüyle zaman yitirmeseydi şimdi bu bölge yılda 2 milyon turisti ağırlıyor olacaktı. Bundan sonra yapılacak tek şey, yitirilen zamanı hızla yakalamak.