Son Güncelleme:
Gündüzken bile gece olarak hayal edilebilen bir kent Paris
Yazar Müge Ä°plikçi seyahat etmeyi çok sevdiÄŸi halde Paris’e gitmeyi uzun süre reddetmiÅŸ. Turistik bir yer olarak nitelediÄŸi kente önce tesadüfen güneyinden giren Ä°plikçi, 30’lu yaÅŸlarında Paris müdavimi olmuÅŸ. ‘Herkesin ait olmaksızın kendini yakın hissedebileceÄŸi birileri, bir yerler vardır. Paris öyle bir yer iÅŸte benim için. Bu yüzden de tanımı zor, ya da tanımlamaya çalıştıkça tanımsızlaşıyor’ diyen yazar bu hafta bizlere kendi Paris’ini anlattı.Paris’le ilk olarak ne zaman gittiniz?- Uzun yıllar Paris’e gitmeyi reddettim. Çünkü abartılı biçimde turistik bir yer olarak lanse ediliyordu. Ben seyahat etmeyi, turist olarak gidip, orada yaşıyormuÅŸum gibiye dönüştürebiliyorsam seviyorum. Turist gidip turist gelmeyi sevmiyorum. Bir yolculuÄŸumda Fas’tan dönerken Paris’e geldim. Åžehirde Ä°lk gördüğüm yer Place d’Italie’ydi. Fransızca öğrenirken okuduÄŸumuz ders kitaplarından biliyordum. 30’lu yaÅŸlarımda Paris’e sık sık gitmeye baÅŸladım ve bu kenti seviyorum dedim kendi kendime.Sonra neden sevdiniz?- Benim için bir kentte müzeler deÄŸil insanlar ve insanların yaÅŸadığı alanlar önemlidir. Bu anlamda Paris, BudapeÅŸte ve Kahire ile birlikte beni en çok etkileyen üç kentten biri. Paris’i sevmeye sokaklarında yürüyerek baÅŸladım. Ä°nceliklere önem veririm, zarafeti, ince dokuları hissettiÄŸim bir kent Paris.Sokaklarında sizi çeken neydi?- Sokakların en çok tuhaf saatlerdeki hallerini sevdim. ÖrneÄŸin günün ilk ışıklarında çöpçüler sokakları yıkarken, insanlar yollarda iÅŸe koÅŸtururkenki halleri. Bresson’un anlattığı gibi gece halleri. Gündüzken bile gece olarak hayal edilebilen bir kent Paris. Seine Nehri kıyısında, Saint Germain’i baÅŸtan sona kat eden yolda sürekli yürüyorum. Hatta taÅŸlar toplayıp buradaki arkadaÅŸlarıma getiriyorum.Nerede kalıyorsunuz?- Åžimdiye kadar hep Hotel pas de Calais’te kalıyordum. Çok memnun kaldım, ortamı çok güzel. Ancak bir sonraki gidiÅŸimde Montparnasse’taki Hotel Istra’da kalacağım. Hotel Istra ÅŸair Aragon ve Elsa’nın kaldığı otel.BÄ°T PAZARLARI VE ÇİÇEKÇİLER HARÄ°KAParis’te güne nasıl baÅŸlıyorsunuz?- Çok erken. Yorgun deÄŸilsem çöpçülerle sokak yürüyüşüne çıkarım. Kentin uyanmaya baÅŸladığı halleri seyrederim. Köprülerin ışıklarının Seine nehrinde yaptığı yansıma büyüleyicidir. Özellikle sonbaharda daha temizlenmemiÅŸ yapraklara basarak yürürüm. Sonra döner uyurum. En etkilendiÄŸiniz yerler nereleri?- Paris’te en çok Montparnasse ve Saint Germain’den etkilendim. Saint Germain demek, Paris ve sanat demek. Pek çok sanat galerisi var. Le Select’te kahvemi içmeyi, Rodin’in Balzac heykelini seviyorum. Cafe de Flore ve Les Deux Magots çok ünlü kafeler. Bir zamanların ünlü düşünürlerinin, edebiyatçılarının oturduÄŸu, düşündüğü, bir ÅŸeyler ürettiÄŸi, yaÅŸama bir kanıt bulduÄŸu yerlerde gezinmek çok farklı. Bir de Lüksemburg Bahçesi’ne gidilebilir. Her Parisli’nin yaÅŸamında Lüksemburg Bahçesi mutlaka varmış, öyle diyorlar. Ä°nsanlar çimlerin üzerinde güneÅŸleniyor, kitap okuyor. Bir de tabii güneÅŸin batışını seyrediyorlar. Ayrıca Rue Campagne Premiere’den çok etkilendim.Nasıl bir sokak Rue Campagne Premiere?- Kahveler ve lokantalar var. O kadar kendi halinde bir güzelliÄŸi var ki, herkes orayı olaÄŸan biçimde yaşıyor. Her yer fotoÄŸraf ve resim sergileriyle dolu. Benim gittiÄŸim bir gün cambaz gösterisi vardı. Saat 16.00 civarı herkes çakırkeyif olmuÅŸtu... gramofonla ÅŸarkı söyleyenler, bira ve ÅŸaraplarını tokuÅŸturanlar, ortalarda koÅŸuÅŸan çocuklar, garip garip bakan turistler; kısacası sakin bir cümbüş yaÅŸanıyordu. AlışveriÅŸ için önerebileceÄŸiniz yerler var mı?- Ben fazla alışveriÅŸ yapmayı sevmem. Paris sokaklarında da Ä°stanbul’dan farklı giyinenlere rastlamadım açıkçası. Butikler çok güzel. Bazı butiklerin vitrininde kitaplar vardı. Hatta 11 Eylül’le ilgili bir kitabı bir butiÄŸin vitrininde görüp aldım. AlışveriÅŸ yapmasam da bit pazarlarını görmek istedim. Porte de Clignancourt’a gitmemi tavsiye ettiler. Mutlaka görmenizi tavsiye ederim. Çoraptan en tuhaf biblolara, masalardan dantellere kadar her ÅŸeyi bulabileceÄŸiniz bir yer. Çok büyük bir alan, satıcılar genellikle Afrikalı.Seine Nehri’nin Paris için önemi sizce ne?- Öncelikle Seine kıyısındaki La Cite mutlaka görülmeli. Binbir çeÅŸit çiçeÄŸin bulunduÄŸu La Cite’den uzun süre ayrılamadım. Batobus denilen teknelerle Seine turu yaptım. Louvre’dan Champs Elysees’ye, Notre Dame’dan Saint Germain’e kadar olan bölgeyi nehirden gezdim. Çok romantik bir ÅŸey deÄŸil ama ÅŸehre sudan bakmak çok güzel. Parisli Seine ile soluk alıyor, Seine ona yaÅŸamı hatırlatıyor, iÅŸinden alıkoyuyor.Fransızların bir gün Ä°ngilizce konuÅŸabilmelerini umuyorumOÄŸlumla Euro Disney’e gittik. Fransızlar kesinlikle Ä°ngilizce konuÅŸmuyorlar. Ben de yarım Fransızcamla idare etmeye çalışıyorum. Tren bileti almak için giÅŸedeki görevliye elimle iki iÅŸareti yaparak ‘Deux (Fransızca iki) Eurodisneyland’ dedim. Disneyland dediÄŸim için abartılı hareketlerle anlamadığını söylüyor. Sonunda biri yardımcı oldu. Görevliye ‘Çok açık ÅŸekilde iki bilet istiyor’dedi. Görevli çok samimi bir ÅŸekilde ‘İnanmıyorum, anlamadım falan dedi’, çok komikti.Eyfel bana Paris’in turistik imajını hatırlattığı için uzun süre gitmedim. Sonunda bir gün gitmek zorunda kaldım ama yukarı çıkmadım. AÅŸağıdaki çayırlara yatıp uyudum. Çok keyifli bir uykuydu.En etkilendiÄŸi 5 yerKahire BudapeÅŸte Paris Ä°stanbul BoÄŸazı Kızıldenizseyahatte ne okuyorKalın romanlarne dinliyorKlasik müzik, özellikle Mozart ve Bachne yiyor, ne içiyorSandviç, ayrıca her gittiÄŸi yere çay makinesini götürüyor.ne giyiyorRahat kıyafetler, yapışmayan tişörtler, ÅŸalneyle seyahat ediyorUzak yerlere uçakla, ÅŸehir içinde yürüyornerede kalıyorRahat ve odasında elektrik prizi bulunan otellerdekimle seyahat ediyorOÄŸlu ve eÅŸiyleçantasının olmazsa olmazlarıFotoÄŸraf makinesi, aspirin, mide ilacı, gözlük, kalem, kağıt, ıslak mendilÂ