Granada'lılar konuklarını tebessümle ödüllendiriyorlar

Ne sıklıkla seyahat edersiniz?
- Gezmekten ve gözlemlerimi paylaşmaktan mutluluk duyuyorum. Seyahat ederken bir turist gibi değil, gidilen yerin yerlisi gibi gezmenin büyüsüne inanıyorum. İş ve gezi için her sene yurtdışına çıkıyorum. Fırsat buldukça Türkiye’yi geziyorum.

Hangi ülkeleri gördünüz?
- Pek çok Avrupa ülkesini, ABD’nin bazı şehirlerini ve Kuzey Afrika’nın bir kısmını gördüm.

Granada’ya ne zaman gittiniz, ne kadar kaldınız?
- 2010 Mayısı’nın son haftasında gittim. Endülüs gezim sırasında birkaç gün de orada kaldım. Endülüs bölgesinin doğusunda, Darro ve Genil nehirlerinin kesiştiği noktadaki kent, Akdeniz kıyısına karayoluyla bir saat uzaklıkta. Elhamra Sarayı bir tepede yer alıyor. Şehrin eski mahalleleri (Albaicin), dik yamaçlarda, yeni şehir ise düzlük alanda kurulmuş.

Gezip görülecek yerlerini anlatır mısınız?
- İspanya’nın hareketli Akdeniz karakterine rağmen Granada daha sakin, huzur dolu ve daha az turistik. Bir üniversite şehri. Endülüs devletinin en önemli kenti, son düşen kalesiydi. Bu nedenle tam bir kültür mozaiği. İslami motiflere bir Avrupa ülkesinde rastlamak gerçekten çok ilginç. Arap mahalleleri, nargile salonları, teteria adı verilen kahvehaneleri ile Endülüs tarihinden hâlâ küçük izler taşıyor. Ünlü sarayı Elhamra, Nasri Sultanları’nın döneminde yapılmış. İçinde yönetim binaları ve yaşam alanları var. Saray süslemeleriyle, ahşap, alçı ve seramik işçiliğiyle bir mücevher gibi. Bundan başka bir de yazlık bir saray var ki, bahçesindeki rengarenk güller, merdivenlerden akan sular, fıskiyeli büyük havuzlar, geniş avlularla bir yeryüzü cenneti. Bunlar dışında Albaicin denen bölge şehrin en eski kısımlarından biri ve görülmeye değer.

HAVALAR ÇOK ISINMADAN SİZ DE KEŞFEDİN

Konaklama seçeneklerinden bahseder misiniz?
- Granada’da ucuz ve temiz hostel bulmak çok kolay. Ben çok sevimli bir hostelde, geceliği 20 Euro’ya konakladım.

Unutamadığınız anınız?
- Granada’da bir akşamüzeri gezerken, bir baktım ki ihtişamlı büyük bir taş kapı. Sanki Selçuklu kapısı gibi... Merak edip içeri girdim. Bir sahne kurulmuş ve bir DJ prova yapıyor. DJ’e sorunca akşam orada bir İspanyol dans ve müziği gösterisi olduğunu söyledi, davet etti. Gittim. Meğer orası bir Halk Eğitim Merkezi’ymiş ve gösteri de kapanış gösterisiymiş. Seyircilerin arasında hiç turist yoktu. Dahası seyirciler, sahneye çıkanların aile fertlerinden oluşuyordu. Bir yaşlı amcanın yanına oturdum ve hayatımın en neşeli gösterilerinden birini izledim. Sahneye atlayıp annesinin kucağına oturan çocuklar mı, devamlı laf atan amcalar mı dersiniz! Her şey, herkes o kadar rahattı ki. Yabancı olduğumu anlayınca çevremdekiler de benimle çok ilgilendi. Gururla sahnedeki yakınlarını gösterdiler. Granada’lıların yüzü gülüyor, yolunuz düşerse buna özellikle dikkat edin. Şehirde görünür bir mutluluk var, bunu yerel rehber Carmen’e sorunca şöyle dedi: “Gülümsemek bedava. Hayatımızda ne olursa olsun, çevremize en azından bu bedava hediyeyi vermek isteriz.”

Oraya gitmek isteyenlere neler önerirsiniz?
- Şehri yürüyerek keşfetmelerini, Elhamra Sarayı’nı ve katedrali görmelerini, yöresel yemeklerinden tatmalarını tavsiye ederim. Granada’yı segway denilen iki tekerlekli araçlarla veya yürüyerek gezdiren günlük turlara da katılabilirler.

Gitmek için uygun mevsim hangisi?
- Endülüs’te bahar çok güzel, gittiğim zaman da iyiydi, çiçeklerin açtığı, açık havada gezmenin çok zevkli olduğu bir dönemdi. Havalar daha da ısınmadan keşfedilmeli.

Gece hayatı var mı?
- Granada, yazın hafta içi çok sakin, geceleri müzik ve gürültü yok. Sokaklardaki kafelerde, barlarda insanlar içkilerini içiyorlar, sohbet ediyorlar.

Yemekler nasıldı?
- Endülüs ve Granada’yı gezerken İspanyolca bilmemim gerçekten çok faydası oldu. Çünkü lokal mekanları halka sorarak keşfettim. Bazı barlar, içkiyle tapas ikram ediyor. Tapas, İspanyolların atıştırmalık lezzetleri. Yerel lezzetlerinden tortilla bir çeşit omlet, pimientos yeşil, kırmızı biber, soğan ve ton balıklı bir meze, empanada verdura da bir çeşit börek.