Görkemli kiliseler ve lezzetli kahvelerin şehri: Lviv
Türkiye’den vizesiz gidilebilen Lviv’de, birçok katedralin zarif kubbelerini ve kiremitli çatılarda sivrilen bacaları görebilirsiniz. Masalsı bir şehri anımsatan Orta Avrupa kenti, esrarengiz ahşap kapılara ve romantik avlulara sahip binalardan oluşuyor. Ulusal kimliğin unutulmadığı ancak farklı kültürlerin de kent sınırları içerisinde yer aldığı Lviv’de, yalnızca Ukrayna değil aynı zamanda; Avusturya, Polonya, Macaristan ve hatta Ermeni tarihinin kalıntılarını görmek tarih sevenler için muhteşem bir deneyim olabilir.
Farklı dokusu ve kültürel mirasları ile saklı kalmış bu şehirde vakit geçirmek hiç zor değil. Özgün mimarisi ile Lviv’in rengârenk evleri hemen dikkatinizi çekebilir. Aslında 18. yüzyılın başlarına kadar apartmanlarda numaralar bulunmuyormuş ve insanlar adres verirken, binalarının mimari yapısı, rengi ve şekli hakkında bilgi verirmiş. Bu yüzden evlerin farklı mimari motif ve renklerde olması sizi şaşırtmasın. Eski dönemlerde devlet, pencerelerden dahi vergi aldığı için, çoğu kişi bir daire için en fazla üç pencere yaptırmış. Dört ve üzeri sayıda yapılan pencerelere vergi ödemişler. Bu yapılar günümüze kadar korunarak gelmiş ve hâlâ kullanılıyor.
Sabahları ve öğleden sonraları gezintiye çıkmak, bisiklete binmek için şehir merkezinde çevresinde bolca bulunan parkları tercih edebilirsiniz. Stryiskyi Park, halk arasında favoridir. Büyük parka, toplu taşıma araçlarıyla da ulaşım sağlanıyor. Yine şehir merkezinin yakınlarında bir ağaç gölgesinde dinlenmek isterseniz, Ivan Franko Parkı size tüm yorgunluğunuzu unutturabilir. Şehrin her yerini karış karış gezmek için şehir içi ulaşım araçlarından faydalanabilirsiniz. Tramvaylar 3 Grivna (0.50 TL). İhtiyacınız olunca kolaylıkla tercih edebilirsiniz.
Şehre özgü yöresel kıyafetler
Ukrayna kültürünün en önemli öğelerinden biri de yöresel kıyafetler. Lviv’e özgü yöresel kıyafetler de aslında şehri sembolize ediyor. Yüzyıllar boyu gelenek olarak günümüze gelen kıyafetler, farklı anlamlar taşıyor. Büyüden uzak kalmak, kısmet bulmak, nazardan korunmak, maddi durumun iyileştirilmesini sağlamak ve sağlık kazanmak gibi pek çok durum için farklı nakış modelleri kıyafetlerde kullanılmış. Genellikle beyaz üzerine yapılan işlemelerden oluşan elbiselerde çiçek desenleri var. Yakaları kapalı olarak hazırlanan elbiseler tek parça ya da iki parça olarak hazırlanıyor. Mavi, kırmızı, sarı ve siyah renklerini bu beyaz fonda elbiseler üzerinde çokça görebilirsiniz. Bayanlar başlarına ise bant şeklinde başlıklar takıyor. Bu başlıklarda da tüller ve yine işlemeler var. Farklı pelerin ve kemerler de bir aksesuar olarak kıyafetlerle kullanılıyor.
Lviv’in tarihini keşfetmek ister misiniz?
Lviv’de gezerken ulusal geçmişi gözler önüne seren müzeleri ziyaret edebilirsiniz. Tarih Müzesi, Rönesans Dönemi İtalyan mimarisinin iç tasarımlarının hakim olduğu bir yer. Tam 14 çeşit ahşaptan yapılmış tahta parke zemin üzerine dekore edilmiş iç mekanı muhakkak inceleyin.
Lviv’in en etkileyici katedrallerinden olan Latin Katedrali, 1370 ve 1480 yıllarını tarihleyen kilisedir. Dışarıdan tam anlamıyla gotik olarak tabir edebileceğiniz yapı, yaldızlı bir iç mekâna ve barok tasarımlara sahip. Renkli ışıklarla süslenmiş direkler, mumların yandığı şamdanlar ve dekorasyonu bir harika! İçeride İngilizcenin de bulunduğu dört dil kullanılıyor.
Tarihi geçmişi ve turist çeken özellikleri ile Lviv’in neden Ukrayna’nın kültür başkenti olduğunu anlamak istiyorsanız mutlaka UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınan Rynok Meydanı’nı keşfe çıkın. İtalya’nın ve Avrupa ülkelerinin şehirlerinde görmeye alışkın olduğumuz renkli ve muhteşem tasarımlara sahip yapılara rastlayacaksınız. Burada vakit geçirmek için birçok neden var; her yer modern dükkân, cafe ve restoranlarla dolu. Yaz aylarında Cafe Diana önünde sergilenen salsa dansına, kışın da yapılan buz pateni gösterilerini izleyebilirsiniz. Bu eski şehrin 360 derecelik manzaralarını görmek için meydandaki belediye binasında bulunan saat kulelerine tırmanış yapmadan dönmek olmaz!
El yapımı çikolata
Lviv şehir merkezinde bulunan el yapımı çikolata fabrikası, tam anlamıyla çikolatadan sanat eserleri yapıyor. Belçika çikolatasından, dünyanın en bilinen tatlarına kadar pek çok değişik lezzetin buluştuğu çikolatalar, dev bir tutkuya dönüşüyor. Girişte sihirli ellerin çikolataya nasıl şekil verdiğini izleyebilirsiniz. Ancak, yoğunluk olmaması için orada uzun zaman geçirmemelisiniz. İçeriye girdiğinizde o çikolatanın aromasını hissettikten sonra, hiçbir şey tatmadan çıkmanız imkansız! Ukrayna’nın neredeyse her şehrinde bir şubesi bulunan çikolata fabrikası, Azerbaycan/Bakü’de de var. Vişneli, çilekli, tarçınlı aklınıza ne gelirse, her lezzetten bir dokunuş bu çikolatalarda. Çikolata tutkusu bu şehirde oldukça hakim. Öyle ki Lviv, her yıl çikolata festivaline ev sahipliği yapıyor. Aynı zamanda teknolojik cihazlardan çiçek desenlerine, aksesuardan bibloya kadar çikolatadan yapılmış ürünleri seyredebilmek için çikolata müzesine de gidebilirsiniz.
Unutulmaz kahve
Şehrin merkezinde yer alan, 1800’lü yıllardan kalma Lviv Kahve Fabrikası’na gitmelisiniz. Aşağı inip, karanlık yeraltı kahve madenini ziyaret etme fikri başta ürkütücü gelebilir. Ancak kafe tarzında hazırlanan bu mekan, unutulmaz bir deneyim sunuyor. Burada gördüğünüz her şey, bir maden ocağının aslına uygun olarak tasarlanmıştır.
Fabrikaya girerken size bir kask verilecek ve tıpkı mahzene iner gibi gideceksiniz. Aşağı inerken size görevliler eşlik ediyor ve kahveler, maden bantları üzerinde taşınıyor. Kahvenin diğerlerinden ayrılan özelliği ise, ocakta değil, fincanda yakılarak hazırlanması. Dolayısıyla kahve şovlarıyla karşılaşmak sizi şaşırtabilir! Meşale gibi yanan kahveler özel siparişler ile masanıza gelecek. Günlük kahve tüketimi ise yaklaşık 3 tona yakın. Alevli kahve denemek isterseniz, fiyatı 42 Grivna ‘dan (6 TL) başlıyor. Kahve ve su ise 52 Grivna (7 TL).
Mezarlık ziyareti
Bir ülkeye gitmeyi düşündüğünüzde, hiç aklınıza mezarlık ziyaret etme fikri gelir mi? İlginç bir düşünce gibi geliyor olsa da, Lviv’de mutlaka Lychakiv Mezarlığı’na uğrayın. Şehrin tramvayını kullandığınızda kısa bir yolculuk sonrası bu mezarlığa gidebilirsiniz. Yaklaşık 400.000 kişinin gömüldüğü mezarlık, mezar taşları ve anıtı ile tam bir müze gibi görünüyor. 18. yüzyılın sonlarında kullanılmaya başlanan, 40 hektarlık alan içerisinde mabet ve 3000 mezar taşı var. En eski mezar taşı ise 1675 yılına ait. İsteğinize göre rehberli turlarla ya da kendi başınıza burada dolaşabilirsiniz. Lviv en özel değerleri ile seyahat severleri bekliyor!