Son Güncelleme:
GökkuÅŸağı gibi renkli Miami
Bir zamanlar havuz kenarında hayatlarının son demlerini yaÅŸayan seksenliklerin ‘‘Tanrı'nın bekleme odası’’ olarak adlandırdığı Miami'de bugün moda tasarımcıları, bikini modelleri ve Kübalı mülteciler cirit atıyor. Milyonlarca turist çeken ÅŸehrin bir zamanlar Amerika'daki en yüksek cinayet oranına sahip olduÄŸunu biliyor muydunuz? Miami halkının yarısı Latin kökenli, bu da ÅŸehre Latin Amerika yemekleriyle, lisanıyla, müziÄŸiyle, politikası ve ruhuyla harmanlanmış bir kimlik getiriyor. Florida eyaletinin en büyük ÅŸehri olan Miami, ülkenin en güneydoÄŸu eyaletinin, güney doÄŸusunda kurulu. Sağında Atlantik Okyanusu, solunda Meksika Körfezi'yle çevrili ÅŸehre turistlerin çoÄŸu Miami'nin kendisi için deÄŸil, ayrı bir bölge olan Miami Beach için geliyor...Kalça üstümde titreÅŸimler baÅŸladı. Cama çarpan dolu tanecikleri gibi. Oysa titreÅŸim deri altında deÄŸil, üstünde. Çevre gürültüsünde cep telefonumun çaldığını ancak böyle duyuyorum. Ä°stanbul'dan arayan bir dostum ‘‘Kışla aran nasıl? Burada kar var. Palto, kaÅŸkol, lastik çizmeleri üstüme geçirip sokaÄŸa çıktım ama tekrar geri döndüm. SoÄŸuk felaket. Sen ne alemdesin?’’ diyor bir çırpıda.Nispet yapacak deÄŸilim dostuma ama havadan hiç mi hiç ÅŸikayetim yok. Tepemde tabak gibi güneÅŸ, ÅŸezlonga boylu boyunca uzanmışım, sıcağı kemiklerimde hissediyorum. ‘‘Kolay gelsin sana, ben New York'ta deÄŸil, Florida'dayım. Az önce denizden çıktım. Gölgede 33 derece burada.’’ Deniz dediÄŸim ise okyanus aslında.Amerika'da yalnız New York'u ziyaret eden dostum bir an duraklıyor. ‘‘Hayret yahu, ocak ayının ilk gününde nasıl denize giriyorsun?’’ derken sesinde ÅŸaÅŸkınlık var. Oysa 365 günde dört mevsimin yaÅŸandığı ülke burası. Kış ortasında dahi denize girecek yer var. Ä°stanbul'a taÅŸ çıkartan New York soÄŸuÄŸundan kaçıp Miami'ye kapağı attım, yılın son haftasında. Miami, ‘‘GüneÅŸ Eyaleti’’ lakaplı Florida yarımadasının Meksika Körfezi'yle Atlas Okyanusu'nu ayıran güney ucunda. Eyaletin güneÅŸle özdeÅŸleÅŸtirilmesinin sebebi yılın her günü ortalama sekiz saat güneÅŸli olmasından kaynaklanıyor. En soÄŸuk ocak gününde ısı 19 dereceye düşerken mart ile eylül arası 30 dereceyi aşıyor.DoÄŸu yakasında Palm Beach'den Miami'ye inen plajları ‘‘Altın Sahili’’ diye isimlendirilmiÅŸ. Sereserpe güneÅŸlendiÄŸim plaj ise Ocean Drive kesiminde. Ä°lk bakıştaki tablo şöyle: Tenteli çadırlarda çoluk-çocuklu aileler, kumla denizin birleÅŸtiÄŸi ÅŸeritte bikinili kızlar, atletik yapılı erkekler, kıyıda rengarenk yelkenli tekneler, katamaranlar, palmiye aÄŸaçlarının sıralandığı caddede patenle gezintiye çıkmış bronz tenli gençler, arka planda denize paralel yolda gözalabildiÄŸine uzanan oteller. YILDA 34 MÄ°LYON TURÄ°STFlorida, adını Ä°spanyol kaÅŸifi Ponce de Leon'a borçlu. ‘‘Flowery Easter’’ (Çiçekli Paskalya) anlamına geliyor. Ama 1513 yılında isimlendirilen Florida'nın ÅŸimdilerde akla getirdiÄŸi tek sözcük ‘‘tatil.’’Bu sözcüğü biraz araladığımızda ‘‘güneÅŸ, kum, su sporları, golf sahaları ve Disney World’’ çıkıyor karşımıza. Miki Fare'nin evi Disney World dünyada en fazla turist çeken yer. Yarımada ortasında Orlando'da Disney World ve Magic Kingdom isimli park çocukların düşlerine giren eÄŸlence cenneti. Hayvanat bahçesi, dev akvaryumlarında kara-deniz aleminin tüm yaratıkları burada. Uzay uçuÅŸlarının yapıldığı NASA Uzay Merkezi'ni de içeren bu bölgeyi ziyaret eden turist sayısı yılda 34 milyonun üstünde. Eyaletin bir numaralı sanayii turizm. Turizm geliri yılda 40 milyar doları aşıyor.Kıta ülkenin güneyinde Karayipler'e baÅŸparmak gibi inen Florida yerli-yabancı turistler için ideal tatil bölgesi. Amerika'nın Maine, Rhode Ä°sland, New York, Massachusetts ve New York gibi kuzey eyaletlerinde yaÅŸayan zengin tabaka insanları kış bastırmadan önce Florida'ya inip bahara kadar burada kalıyorlar. Avrupa'nın soÄŸuÄŸundan kaçan Ä°skandinav halkları, Alman ve Fransızlar da aynı ÅŸekilde GüneÅŸ Eyaleti'nin güneyine sığınıp kışı geçiriyorlar. Florida'nın yerlisi erkeklerin gardırobunda palto, kadınlarda kürke rastlamak mümkün deÄŸil.DoÄŸada ne ararsan burada var. Kır kesimde pembe flamingolar sürü halinde gezerken bataklık bölgede, nehir ve göllerde görüntüsü tüyler ürperten dev timsahların sayısı bir milyon. AÄŸaçlı arazide panterlere rastlamak olaÄŸan.Florida'yı birkaç cümle, üç dört sayfayla özetlemek kolay deÄŸil. ‘‘Amerika'nın Narenciye Merkezi’’ burası. Meteroloji uzmanları ılımlı havasıyla ünlü eyaleti ‘‘Amerika'nın Yıldırım Fırtınaları BaÅŸkenti’’ diye tanımlıyor. Orlando ile Lake Okeechobee (Kızılderili lisanında büyük göl) arası ‘‘ŞimÅŸekler Hattı’’ diye biliniyor. Türkiye'de yaz mevsiminin yaÅŸandığı aylar Florida için tropikal fırtına sezonu. Karayipler’den gelen fırtınaların en güçlüsü ‘‘Hurricane Andrew’’un Homestead ilçesini yerle bir ettiÄŸine de bizzat ÅŸahit oldum. Yarımadanın güney ucundan baÅŸlayan mercan adaları zinciri Key West'te sona eriyor. Amerika'nın en ünlü yazarı Ernest Hemingway'in uzun yıllar yaÅŸadığı Key West'teki evi ve her akÅŸam uÄŸradığı Sloppy Joe Bar'ı da baÅŸlıca turist uÄŸrağı. Eyalet toprakları sudan geçilmiyor. Üç tarafı denizle çevrili, 300'ü aÅŸkın pınarları günde sekiz milyar galon su üretiyor. Göllerin sayısı sekiz bin, nehirlerinin uzunluÄŸu 12 bin mil. ‘‘Everglades’’ ve ‘‘Big Cypress’’ adlı sazlı bataklıklarında arkadan diklemesine pervaneli motorlu ‘‘Hava Teknesi’’yle geziliyor.Oysa tek iklimli eyaletin ziyaretçileri Florida'ya timsah kovalamaya, hayran hayran renkli filamingo görmeye gelmiyor. Özellikle yabancılar için Florida, Miami demek.Florida'nın incisi Miami, batı dünyası ticaretinin kavÅŸak noktası. Meksika'dan Brezilya'ya Orta ve Güney Amerika ülkelerinin ihracatta dünyaya açıldığı yer Miami. Tanker ve ÅŸileplerle denize ticaretinin gözde limanı kent aynı zamanda dünyanın bir numaralı yüksek tonajlı turist gemilerinin ziyaret yeri. Her yıl ‘‘Yüzen Åžehir’’ denilen üç bin gemi Miami doklarına dört milyon turist getiriyor. 30 kilometre kuzeydeki Fort Lauderdale üç milyon turist ile ikinci sırada.ÃœNLÃœLERÄ°N ÃœNLÃœ VÄ°LLALARIMiami aslında iki bölümden oluÅŸuyor. Ana kente paralel, köprülerle baÄŸlantısı olan Miami Beach plajlar, lokanta ve barları içeriyor. GençliÄŸin takıldığı kesim burası. Miami çevresinde 16 yapay ada var. MüteÅŸebbisler okyanus açılımında denizi kaya daÄŸlarıyla doldurup milyarlarca dolar harcayarak yerleÅŸim birimleri kurmuÅŸlar. Fisher Ä°sland adlı adada sinema, eÄŸlence ve spor aleminin Sophia Loren, Tom Cruise, Paul Newman, Gloria Estefan, Boris Becker, Steffi Graf gibi şöhretlerin apartmanları var. Åžarkıcı Sibel Can da bu adada bir daire almıştı. Ä°ki yıl önce bir feribot gezisinde Biscayne, Hibiscus, Belle gibi ada dizilerindeki yalı ve villaların önünden geçtim. Tepesine dünyanın en büyük gitarı yerleÅŸtirilen Hard Rock Cafe'den baÅŸlayan gezi sırasında tur rehberi Sharon Stone-Sylvester Stallone'un oynadığı ‘‘Assassins’’, Frank Sinatra-Marlon Brando'nun baÅŸrollerini paylaÅŸtığı ‘‘Guys and Dolls’’ filmlerinin çekildiÄŸi yalıları gösterdi. Elizabeth Taylor'un ÅŸarkıcı Eddie Fisher'la balayı geçirdiÄŸi Pembe Villa'da 14 yatak odası olduÄŸunu, Parker kalemleri sahibi Edward Parker'in bol süslemeli yalısını, darbeyle düşürülen Nikaragua diktatörü Anastasio Somoza'nın ülkesinden kaçtıktan sonra Alto Island'da dört milyon dolara satın aldığı yalıda geçirdiÄŸi beÅŸinci günde öldüğünü öğrendim.Yapay adaları bir yana Miami baÅŸlı başına ilginç bir yer. Baba harçlığıyla geçinen gençlerle çeÅŸitli alanda ün yapmış kiÅŸiler fırsat bulduÄŸunda iklim güzelliÄŸi, yaÅŸamın rahatlığı için güneye inip Miami'ye, Miami Beach'e geliyorlar. Bir eÅŸcinselin öldürdüğü Ä°talyan modacı Gianni Versace ‘‘South Beach (Miami Beach'in bir bölümü) Brigitte Bardot döneminin St. Tropez'i’’ ÅŸeklinde tanımlama yapmıştı. South Beach lokanta ve barlarında Madonna (doÄŸum yapmadan önce), Christina Aguilera, Rod Stewart, Tom Jones, Leonardo di Caprio, Enrique Iglesias, Naomi Campbell, skandallar kraliçesi Paris Hilton gibi şöhretlere rastlamak kabil. Kulüpleri Cameron Diaz, Drew Barrymore'un sabahın erken saatlerinde masa üstünde seksi dans gösterilerine de sahne oluyor. Önceleri ise Frank Sinatra, Elvis Presley ve Luciano Pavarotti de Miami lokallerinde konserler verdiler.GÖÇMENLER CENNETÄ°EÄŸer Ä°spanyolca biliyorsanız Miami'de lisan sıkıntınız olmaz. Kent nüfusunun yüzde 57'si hispanik kökenli. Castro'nun iktidarı ele geçirdiÄŸi 1959 yılında 300 bin Kübalı ülkeden kaçarak Miami'ye yerleÅŸti. Bu rakam o yıldan bu yana giderek yükseldi. Günümüzün Miami'si tipik bir Amerikan ÅŸehri deÄŸil. Hispanik nüfusunun yoÄŸunluÄŸuna raÄŸmen bir Latin ÅŸehri de denemez. Mimarisi ilk göçmen grubuna giren Fransız ve Ä°spanyol stili yapılara raÄŸmen tek sınıfta nitelemek yanlış olur. Avrupa kökenli klasik apartmanlar, kızılderili Seminole kabilesinin izlerini taşıyan tuÄŸla evler, renk karışımında Art-Deco stiliyle inÅŸa edilmiÅŸ binalar, cam ve çelik birleÅŸimi gökdelenler de yan yana kentte. Toplum dokusu çok kültürlü. Kübalı göçmenlerin ‘‘Küçük Havana’’sından baÅŸlayıp Nikaragua, Meksika, Peru, Kolombiya, Arjantin, Peru, Guatemala mahalleleri kente farklı bir hava veriyor. Bu Latin ülkelerin göçmenlerinin müzik, televizyon, elektronik ve yiyecek sanayileri giderek yayılıyor. Türk, Fransız veya Çin gibi dünyaca ünlü bir mutfağı yok. Teksaslılar sığır bifteÄŸiyle övünürken Florida'nın popüler gıdası ‘‘Keylime’’ denilen tatlı.Gezmeyi seven, güneÅŸ-kum-denize, alımlı bikinili güzellere, bronz tenli sırım vücutlu gençlere, dilediÄŸi gibi yaÅŸamaya düşkün erkek ve kadınlar için bir ideal bir yer güney Florida. Yerli halkı zaten ‘‘Yerkürenin en cool yeri burası’’ diyor gururla. GökkuÅŸağı gibi renkli bu bölge. Â