Geyşa’nın iyisi 60’ından sonra olur
Japonya: Başarılarını sadece dürüstlüğe borçlu olanların ülkesi
Japonya sadece 50 yıl kadar önce tüm kentleri yerle bir edildiği halde, bugün berber çıraklarına Hawai adalarında tatil yapacak kadar para kazandıran bir ülke.
Dünya'nın teknoloji başkenti. Toyota'dan Sony'ye, Honda'ya, Mitsubishi'ye, Canon'a Casio'ya, hemen hemen herkese mutlaka bir ürün satmayı başarabilmiş bir ülke.
Başkalarını kandırmayı, lügatlarından çıkarmış insanlar ülkesi.
Fiyat yükseltip alıcıları kandırmayı ayıp sayan insanların ülkesi.
Yolu şaşırıp, müşterisini dolaştırdığı için taksi şoförünün ücret almayı reddettiği bir ülke.
Bahşiş almanın ayıp sayıldığı bir ülke.
Beş binlik banknotu bile önce hesap makinasında 5'e bölerek bozanların ülkesi.
Yol sorduğunuz insanların, işi gücü bırakıp sizi gideceğiniz yere götürdüğü ülke.
Hoşnut olmadığınızı anlayınca restoran ahçısının intiharı düşündüğü ülke.
Depremde yıkılan otoyolu zamanında bitiremeyince mühendisinin kendini öldürdüğü ülke.
Ülkesi için ölümü göze alan kamikazelerin ülkesi.
‘‘Made in Japan’’ı tüm dünyanın hafızasına kazıyanların ülkesi.
Ve tüm bu başarılarını sadece dürüstlüğe borçlu olanların ülkesi.
Japonya'nın yüzölçümü Türkiye'nin yarısı kadar. Nüfusu ise iki mislini yani 120 milyonu buluyor. Ancak buna rağmen ülkenin yüzde 60'ı orman. Herkes en fazla 70 metrekarelik villalarda oturuyor ama hiç kimse, ‘‘Bu ağaçları keselim de ev yapalım’’ diye düşünmüyor. Ülkede emeklilik yaşı 60, ancak Japonlar bunu nasıl 65'e çıkarırız diye düşünüyorlar.
GEYŞA İLE SEVİŞİLMEZ
Tüm dünyada Japonya denince akla hemen Geyşa'lar gelir. Zihinlerde otantik giysiler içindeki yüzü makyajlı Japon kızları şekillenir. Oysa bir Geyşa ile birlikte olabilmek, Sharon Stone'la tanışmaktan çok daha zor.
Bir kere, Geyşa evlerinin müdavimi olan çok zengin veya bakan kadar etkili bir Japon dostunuzun sizi beraberinde götürmesi şart. Çünkü geyşa evlerine sadece çok güçlü ve paralı Japonlar alınır, yabancılar giremez. Sonra, geyşa evinde geçireceğiniz gece için en az 10 bin doları (2 milyar liraya yakın) gözden çıkarmanız gerekir.
Diyelim ki, bir Japon bakanı buldunuz, 2 milyarı da gözden çıkardınız ve geyşa evine gittiniz.
Size hizmet verecek Geyşa 60 yaşlarında bir büyükanne olacaktır. Çünkü geyşanın iyisi 60'ında olur. 40'lı yaşlardaki geyşalar acemi sayılır.
Yaşından da anlayacağınız gibi, geyşalar gecenin birlikte geçirileceği fahişeler değildir.
Onlarla yatılmaz. Yani siz bu kadar zahmete sadece geyşanın size şarkılar söyleyip, içki ve çay servisi yapması için katlanmış olursunuz.
Geyşa evinde size hesap pusulası da verilmez. Fatura ertesi gün şirketinize yollanır. Diyelim 2 milyarı çok buldunuz ve itiraz ettiniz. Hemen faturayı geri çekerler, sizden tek kuruş almazlar. Ama bir daha Japonya'daki hiçbir geyşa evine giremezsiniz. Çünkü adınız hemen geyşa evlerine bildirilir. (Daha fazla ayrıntı, Japonya hakkında ilk Türkçe kitabı yazan Hürriyet'in Tokyo muhabiri Erdal Güven'in ‘‘Maymun da Ağaçtan Düşer’’ eserinde. Bilgi Yayınevi)
Sığır eti gramla ve dolarla
Japonlar yemeği yerde oturarak yiyor. Lokantaya girerken ayakkabınızı çıkarmak zorundasınız. Japon mutfağının en önemli yemeklerinden biri Şabu Şabu. Bu yemek için villa gibi ahırlarda kalan, her gün klasik müzik dinleyen, sabah ve akşam günde iki kez masaj yapılan, bira içirilen ve özel vitaminlerle beslenen sığırların etleri kullanılıyor. Çünkü bu sığırların etlerinde hiç sinir oluşmuyor. Çok ince dilimler halindeki bu etler masaya getiriliyor. Siz eti yine masadaki kaynar suya batırıp yiyorsunuz. Çiğ balık da Japonların çok sevdiği yiyeceklerin başında geliyor.
Fahişeler katalog bastırıyor
Japonya'da herşey serbest. Amerika'dan gelen seks dergileri satılıyor, otellerde porno filmler yayınlayan kanallar var. Ancak bir şartla: Dergiler, Suudi Arabistan gibi hassas noktalar karalanarak satılıyor. Porno filmler ise mozaiklenerek gösteriliyor. Size hayal gücünüzü çalıştırmak kalıyor. Fahişeler, üstte görülen katalogları bastırıp, telefon kulübelerine bırakıyorlar.
Kimono giymek yarım saat
Kimono giymek başlı başına bir uğraş. Deneyimli bir Japon kadını, kimonoyu yarım saatte giyebiliyor. Ve kimonoyu giyebilmek için 33 farklı hareket yapmak zorunda. Kimononun 14 ayrı aksesuarı da bulunuyor.
Sake 33 derecede içilir
Japonların geleneksel içkisi sake (pirinç rakısı) 33 derece ısıtılarak içiliyor. Minik fincanlarda içilen sake, soğumaması için küçük testilerde servis yapılıyor.
4 rakamının uğursuzluğu
Japonca'da 4 ve ölüm aynı kelimeyle ifade ediliyor: Shin. Bu yüzden 4 rakamı hiçbir otelde, hastanede, apartmanda kullanılmıyor. Öyle ya, kim hastanede ölüm anlamına gelen 4 numaralı odada kalmak ister.
Türkiye'nin bin misli golfçü
Türkiye'deki halı saha kadar Japonya'da golf oynamak için ‘‘Driving Range’’ var. Ülkede 450 bin kişi golf oynuyor. (Türkiye'de sadece 500-600 kişi) Dünyada her gün 820 bin golf topu satılıyor ve bunun yarısı Japonya'da alıcı buluyor.
Kartvizitin önemi
Kartvizit Japonya'da çok önemli. Kartvizitiniz varsa, normalde 10-15 milyon liraya girilebilen kulüplere parasız girme şansınız var.
Mutlaka masaj yaptırın
Japonya bir masaj ülkesi. Tokyo'da kaldığınız otelde her saat telefonu kaldırıp odanıza bir masör çağırmanız mümkün. Hatta Japonya'da bunu mutlaka yapın diye hatırlatıyorlar. Ve ülkenin bir başka özelliği de kaplıcaları. Özellikle Fuji dağının yakınındaki Hakone, kaplıcalarıyla ünlü. Buradaki pek çok otel, Tokyo'da oturanların kaçamak yapmaları için termal havuzları ile ünlü. Japonlar bu kaplıcalara çırılçıplak giriyorlar. Kadın-erkek ayrımı da yakın zamana kadar yokmuş.
Gelenek başta gelen şey
Japonlar geleneklerine çok bağlı. İmparator onlar için kutsal. Üstte bir örneği görülen otantik danslar, İmparator için yapılıyor. Ülkede bugünlerde en büyük tasa, evlenen veliaht prensin henüz çocuk sahibi olamaması. Çünkü tahtın varissiz kalma olasılığı var.
Güzel Japon çok az
Ekonomik açıdan tüm dünyayı kontrol ettikleri halde, Japonlar genel olarak kısa boylu ve cazip olmayan insanların ülkesi. Güzel bir Japon kızına rastlamak çok zor. Güzel Japon kızlarına sadece otomobil fuarlarında rastlayabiliyorsunuz.
Yeni salgın Pachinko
Bugünlerde Pachinko deyince, Japonlar için akan sular duruyor. Yüzbinlerce küçük, çelik topun, labirentin içinde dolaştığı, biraz tek kollu canavarı anımsatan bu oyun, Japonları esir almış. Usta Pachinkocular, yılda 15 milyar lira kazanabiliyor. ‘‘Mainichi Shimbun’’ adlı Tokyo Gazetesi, Pachinko'ya dalan anneleri yüzünden 30 bebeğin bırakıldıkları otomobillerin içinde ya havasızlıktan ya susuzluktan öldüğünü yazdı.
300 kilometrelik kurşun tren
Saatte 275 kilometre hız yapan kurşun tren Nozomi, Japonya'da halen kullanılıyor. Bu ay ‘‘Yeni Nozomi’’ adıyla üstte görülen ve saatte 300 km hız yapan tren de sefere başlayacak. Bu trenler, 1000 km'lik mesafeyi 3-4 saatte alıyor, ancak bilet fiyatları uçaklar kadar.
Zorunlu eğitim 9 yıl
Dokuz yıllık zorunlu eğitimi tamamlayanların yüzde 90'ı liseye, yüzde 30'u üniversiteye gidiyor. Eğitim için ellerinden geleni yapıyorlar. Bilgisayarlaşma en üst düzeyde. Hatta şimdi bazı okullarda öğrenciler artık kalem-defter taşımayı bırakmışlar, ceplerinde küçük bir bilgisayar taşımakla yetiniyorlarmış. Nasıl kopya çektiklerini artık siz tahmin edin.