Bu göz kamaştırıcı yollar hiç bitmesin isteyeceksiniz
Biraz müzik, biraz sohbet ve doğanın muhteşem renklerini kucaklayarak arabayla seyahat etmenin tadına doyum olmaz. Sanat eseri gibi manzaralar sunan, dünyanın en güzel rotalarını keşfetmeye hazırsanız yola çıkalım. Gezginlerimiz arabayla keşfedebileceğiniz en güzel sonbahar destinasyonlarını anlattılar.
Mevsim sonbaharsa doğa adeta bir sanat eserine dönüşür. Bu eşsiz güzellikleri keşfedebilmek için yapabileceğiniz en güzel aktivitelerden biri de otomobille seyahate çıkmak. Sonsuzluğa uzanan yollar size muhteşem manzaralar sunacak. Doğanın renk cümbüşü içinde kaybolmak ve huzurlu bir yolculuk geçirmek için gezginlerimizin tavsiyelerine kulak verelim.
YURTİÇİNDEN GÜZEL MANZARALAR
‘Huzurlu bir atmosfer’
Yedigöller Milli Parkı yolu, Bolu Burcu Gürtürk Kadak, seyahat yazarı
Mengen ilçesinden başlayan ve 1,5 saat boyunca ağaçların arasından kıvrıla kıvrıla ilerleyen yemyeşil bir yol sizi Yedigöller Milli Parkı’na çıkaracak. Bu rotanın hafızalarınızdan silinmeyeceğini garanti ederim. Çünkü sonbaharın tüm güzelliklerini bir tablo gibi önünüze serecek. Sürekli aracınızı kenara çekip fotoğraf çekmek isteyeceksiniz. Kırmızıdan turuncuya, sarıdan kahverengiye sonbaharın tüm tonlarına şahit olacaksınız. Bu yol nihayetinde huzurlu atmosferiyle sizi kendine hayran bırakacak. Yedigöller’de son bulacak yolculuğunuzu ekim ayının son günleriyle kasım ayının ilk haftasına denk getirmenizi tavsiye ederim.
‘Bir masal diyarındaymışçasına...’
Yenice yolu, Karabük Erdoğan Gümüş, Hürriyet Seyahat gezgini
Sosyal mecralarda Cemal Süreya’ya atfedilen ancak anonim bir cümle olan “Sonbahar sanattır, diğerleri mevsim” sözünü çok severim. İşte bu güzelliği görmek için en güzel adreslerden biridir Yenice Ormanları. İster Ankara’dan ister İstanbul’dan gidin, Gerede’den itibaren yollar kesişir. Mengen-Devrek üzerinden Yenice’ye doğru yol alırken renklerin değiştiğini, Karadeniz’in ferah atmosferinin sizi sarıp sarmaladığını hissedersiniz. Kilometrelerce uzayan bir vadide yol alırken çevrenizde göreceğiniz bitki örtüsü tam bir renk cümbüşüdür. Sarı, yeşil, kahverengi, kızıl, turuncu… Gökkuşağını andıran pastoral renk geçişleriyle bir masal diyarındaymışçasına büyülenirsiniz. Zaman zaman vadileri saran sis bulutlarına rastlarsınız. Bir müddet sonra sis yerini tepelerden inen güneş ışığına bırakır. Bu güzellik karşısında gözleriniz kamaşır, içiniz ısınır.
‘Güz yapraklarının arasından devam edin’
Elmalı-Kaş yolu, Antalya Nurgül Büyükkalay, Hürriyet Seyahat gezgini
Sonbahar geldiğinde direksiyonu Kaş’a çevirin ve sahil yolundan değil, dağ yolundan gitmeyi tercih edin. Toroslar’ın sayısız güzellik sunduğu bir coğrafyada yapacağınız yolculuk yaklaşık üç saat sürecek. Önce Antalya’nın yayla ilçesi Korkuteli’nden geçeceksiniz. Elmalı’ya geldiğinizde bölgeye has, sedir ağacından yapılan tarihi Elmalı evlerini görebilirsiniz. Yol üzerindeki bir başka durak Gömbe. Burada, dağlarda kekikle beslenen oğlakların etiyle yapılan fırın kebabı için mola verebilirsiniz. Kaş’a, öncelikle Kalkan’a uğrayıp gitmek isterseniz Yörük ve Türkmen kültürünün izlerini göreceğiniz Bezirgân Köyü’nden geçebilirsiniz. Sonra Likya dönemi mimarisinin izlerini taşıyan tahıl ambarları çıkacak karşınıza. Güz yapraklarının arasından devam edeceğiniz yolun sonunda da sizi Akdeniz’in mavi suları selamlayacak.
‘Gizli cennetin öngösterimi’
Uzungöl yolu, Trabzon Gökhan Sivrikaya, neredekal.com CEO’su
Yılın her dönemi bambaşka güzellikler sunan Uzungöl yolu, sonbaharda bir başka güzel oluyor. Yolda size eşlik eden dağ yamaçlarındaki yöreye özgü köy evleri şehir hayatından kaçışın ve keşfedilmeyi bekleyen gizli bir cennetin öngösterimi gibi. Uzungöl’e ulaşana kadar çay bahçelerinde durarak anın tadını çıkarabilirsiniz. Başınızı kaldırdığınızda göreceğiniz mavi ve yeşilin uyumu sizi çok etkileyecek. Trabzon merkezden Uzungöl’e araçla yaklaşık iki saatte gidebilirsiniz. Yol sizi sahil şeridindeki Sürmene, Araklı, Çamburnu ve Yomra ilçelerinden geçirecek. Doğayla bütünleşmenizi sağlayan Uzungöl yolu hiç bitmesin isteyeceksiniz. Fonda size eşlik edecek ‘Neredekal Spotify’ şarkı listesini de tavsiye ederim.
‘Doğanın kucağında hissedeceksiniz’
İğneada, Kırklareli Celal Korkut, gazeteci
İstanbul’dan çıkıp Çerkezköy sapağına kıvrıldıktan sonra bambaşka bir dünyaya adım atarsınız. Hafta sonu İğneada’ya gitmek cennete yolculuk gibidir. Kendinizi şehrin gürültüsünden uzakta, doğanın kucağında hissedersiniz. Ama asıl güzellik Vize ilçesini geçtikten sonra, Poyralı Köyü’nden itibaren başlar. Trakya’nın doğası bozulmamış son noktalarından biri olan Istranca Dağları ve Türkiye’nin en büyük longoz ormanları karşılayacak sizi. Çok sayıda kuş ve bitki türüne ev sahipliği yapan bu ormanlar, belki sonbaharda yaza veda etmenin hüznünü yaşatıyor ama sergilediği güzellik bu üzüntüyü alıp götürüyor. İstanbul’a yakın bir rotaya hafta sonu kaçamağı yapmak istiyorsanız bu güzel seçeneği değerlendirebilirsiniz.
YURTDIŞINDAN ÖNERİLER
‘Tıpkı Şirinler Köyü gibi...’
Sagada ile Banaue yolu, Filipinler Burak Özberk, Hürriyet Seyahat gezgini
8 sene önce 7 kişilik fotoğraf grubumuzla Filipinler’in Luzon Adası’na, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne giren, 2 bin senelik pirinç teraslarını görüntülemeye gittik. Sagada ile Banaue köyleri arasında gittiğimiz yol, Ifugao Dağları’nın arasında kıvrılırken gözümüzü çeltik tarlalarından alamadık. Bu pirinç tarlaları mevsimine, bölgeye ve rakıma göre farklı renklere bürünüyor. Eğer dağlık bölgelere yapılıyorsa zemini düzlemek için taşlar yardımıyla teraslar inşa ediliyor. İşte bu teraslar da doyumsuz manzaralar oluşturuyor. Yol boyunca bazen yeşil, bazen de sarı renkli pirinç terasları gördük. Sarı renk hasat zamanını, yeşil renkse yeni sürgün dönemini işaret ediyor. Zaman zaman yerli halkın çalıştığı yerlerde durduk ve fotoğraf çektik. Banaue Köyü’nün girişindeki teraslar en büyüklerindendi ve neredeyse bütün dağ merdiven merdiven işlenmişti. Batad Köyü’nün üstünden geçen yolda durup aşağıya baktığımızda pirinç tarlalarının arasında sanki ‘Şirinler Köyü’ duruyordu. Aşağıya inip bu köye yakından bakmak istedik. Yüzlerce basamaktan oluşan merdivenleri inerken terasların içinden geçtik. Köye vardığımızda yerli halk bize içecek bir şeyler ikram etti. Sagada ve Banaue köyleri arasındaki bu yol gidenlere muazzam manzaralar vaat ediyor.
‘Kaleler, ikonik kasabalar ve göller...’
North Coast 500, İskoçya Melih Daşgın, Hürriyet Seyahat gezgini
İskoçya’nın 66’ncı rotası olarak anılan North Coast 500’de (NC500) aracınızla ilerlerken ağzınızı açık bırakacak güzellikteki kıyı manzaraları ve gökkuşağının tüm renklerini sunan muhteşem bir doğa size yol arkadaşı olacak. Sadece Birleşik Krallık’ın değil, dünyanın en iyi sürüş rotalarından birini deneyimlemek istiyorsanız 830 km uzunluğundaki North Coast 500 tam aradığınız yer, özellikle de sonbaharda! Inverness Kalesi’nden başlayıp yine aynı yerde biten yol, 2015 yılında İskoçya’nın ‘Highlands’ diye anılan kuzey bölgesindeki simgesel destinasyonların çoğunu tek bir tur rotasında birleştirmek için başlatılan harika bir proje. Bu kadar kısa zamanda birçok seyahat otoritesi tarafından dünyanın en iyi sahil sürüş rotalarından biri seçilmesinin elbette haklı sebepleri var. North Coast 500’de ilerlerken neredeyse yıl boyu yeşilin her tonunu cömertçe sergileyen Highlands bölgesinin tarihi İskoç kalelerini, ikonik kasaba ve şehirlerini, nehirlerini, göllerini, yerel yaban hayatını ve birçok miras alanını görme fırsatınız olacak. Belki bu mevsimde size yağmur eşlik edebilir ama aracınızla dökülmüş turuncu yaprakların arasında ilerlerken bunu hiç sorun etmeyeceksiniz. Yolculuk boyunca kamp alanları, pansiyon, otel veya lüks konaklama seçenekleri bulabilirsiniz. North Coast 500 yolu için beş ila yedi güne yayılan bir planlama yapabilirsiniz.
Günbatımı şovu
Dolomitler, İtalya Figen Kokol, gezgin-fotoğrafçı
Bir İtalya seyahatinizde rotanızı Roma, Venedik, Milano’dan biraz daha kuzeye, dağlara çevirirseniz İtalya’nın bambaşka bir yüzünü görebilirsiniz. Benim gibi doğa düşkünü biriyseniz size önerim Dolomitler. Kusursuz güzelliğe sahip Dolomitler’in tablolardan çıkma bir güzelliği var. Yazın yeşile boyanan vadiler, kış aylarında karın altında muhteşem görünür. Erişilmez görünen zirveler gün batarken öyle bir turuncuya bürünür ki doğanın bu şovundan gözünüzü alamazsınız. Belki de Avrupa’nın en güzel gölleri burada. Göz kamaştıran manzarasıyla Dolomitler, bildiğimiz İtalya’dan çok başka şeyler vaat eder insana. Bu arada dağlar adını bir mineral olan ‘dolomit’ten alıyor. Bu mineralin en büyük özelliğiyse günbatımında zirveleri turuncumsu-pembemsi bir renge boyaması. Bölgeye Venedik üzerinden girebilirsiniz. Önce sizi 3 bin metrelik taştan duvarlar karşılayacak. Ardından bu manzarayı tamamlayan çiçek kaplı çayırlar, turkuvaz göller ve harika orman manzaraları gözlerinizi kamaştıracak. Dolomitler her türlü kış sporları ve yaz aktiviteleri için de bulunmaz bir cennet. Bu bölge 2009 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil edildi. Dolomitler’de ziyaret edebileceğiniz en özel noktalar da şöyle: Cortina d’Ampezzo, Tre Cime di Lavaredo, Lake Misurina, Lake Antorno, Lake Dobbiaco, Ferrara (Braies), Lago di Braies, St. Magdalena (Val di Funes), Geisler Alm, St. John Kilisesi, Brixen (Bressanone), Ortisei, Seceda, San Candido, Stella Group, Lago di Sorapis, Passo Giau, Val di Sole, Val di Non, Val di Fassa, Trento, Madonna di Campiglio…
‘Doğası muhteşem, yolları zorlu’
Transfagaraşan, Romanya Bahar Gündoğdu, Hürriyet Seyahat gezgini
Romanya’nın en güzel sonbahar rotalarından biri olan Transfagarașan yolu Fagaraș Dağları’nın muhteşem manzarasına sahip. Bâlea Gölü çevresi trekking için mükemmel. Dracula’nın Poenari Kalesi’ne de uğramanızı öneririm. Transfagarașan’da Bâlea Tüneli’nden geçerken 2 bin 42 metre yükseklikteki bulutların üzerine çıkacaksınız. 1968’de malzeme ikmali için inşa edilen yol 6 milyon dinamit patlatılarak yapılmış. 91 kilometre uzunluğundaki yolun en yüksek noktası Fagaraș Dağları’nda ve 2 bin 145 metre. Ancak ekim ve haziran ayları arasında kar yüzünden kapalı oluyor. Transfagarașan yolu doğası ve zorlu yollarıyla size unutulmaz bir macera sunacak.
‘Bisikletçilerle karşılaşmanız mümkün’
Andorra, İspanya Oğulcan Tatar, gezgin-turist rehberi
Katalonya’nın başkenti Barselona’dan Andorra’nın küçük başkenti Andorra la Vella’ya giderken Pirene Dağları’nın manzarası sizi büyüleyecek. Barselona ile Andorra la Vella arası 3 saat sürüyor. Bisiklet yarışlarının düzenlendiği ve birçok profesyonel bisikletçinin antrenman yaptığı bu rotada bisikletçilerle karşılaşmanız mümkün. Andorra la Vella’ya vardığınızda bu küçük başkentin şirin sokaklarında gezebilir, yerel restoranlarda lezzetli yemeklerin tadına bakabilirsiniz. Andorra’nın doğası ve manzaraları kısa bir yolculuğun bile ne kadar keyifli ve unutulmaz olabileceğini gösteriyor. Pirene Dağları aynı zamanda Fransa sınırları içinde. Rotanın o kısmını da başka bir zamanda deneyimleyebilirsiniz.