Hakan GENCE
Son Güncelleme:
Gerçek güzelliğini ikinci gidişimde görebildim
Gökhan Budak(42), Kartal Eğitim Araştırma Hastanesi’nde Fizik Tedavi Uzmanı. Dört yıl önce geçirdiği kalp krizi sonrası hayatını yeniden düzenledi, çalışma temposunu düşürdü, dünyayı keşfe yöneldi. Yılda en az bir kez uzun seyahatlere çıkıyor. Ekonomik olması, zengin kültürü nedeniyle Uzakdoğu’yu tercih ediyor. Gökhan Budak, nisan ayında 16 günde Tayland’ı gezdi. Bangkok’un altın kaplı Büyük Saray’ı, kuzeydeki Chiang Mai, Sukhothai, Lopburi kentlerinin doğası ve tarihi kalıntıları onu büyüledi.
Hürriyet Seyahat’e gezi izlenimlerini aktaran Budak "İlk fırsatta yine gideceğim" diyor.
Tayland’a eşimle ilk kez 2005’te gitmiştik. Başkent Bangkok’un tarihi dokusunu sevdik. Fakat şehrin karışık, pis sokaklarıyla seks turizminin yoğunluğu rahatsızlık vericiydi.
Türkiye’ye döndükten sonra Tayland’la ilgili kültür turlarını yeniden araştırmaya başladım. Özellikle Kuzey Tayland’ın tarihi güzelliklerinin gerçekten görülmeye değer olduğunu anladım ve eşimle ikinci seyahati yapmaya karar verdik. Bu yıl ülkenin gerçek kültürünü keşfetmek üzere 16 günlük geziye çıktık.
MUTFAĞI SOKAĞA TAŞIMIŞLAR
Tayland’da mevsimler üçe ayrılıyor. İlkbahar, yaz ve yağmur mevsimleri. Mart ayına kadar süren yağmur mevsimlerinden sonraki dönem seyahat etmek için ideal.
Ülkenin hayat standartları Türkiye’den kötü. Buna rağmen halkı çok güler yüzlü, sıcakkanlı. Tayland mutfağı deniz ürünü sevenler için sayısız alternatif sunuyor. Deniz ürünlerini sevmiyorsanız aç kalabilirsiniz! Evler çok küçük, sadece uyumak için kullanılıyor. Bu yüzden evlerde yemek pişirilmiyor. Yiyecekler sokak satıcılarından naylon poşetlerde alınıyor, üstelik çok ucuz. Sokakta hazırlanan yemeklerin kokusu şehrin her yerine yayılıyor. Meyve çeşitleri zengin, çok lezzetli. Kahvaltınızı bile meyvelerle yapabilirsiniz. Pirinçten yapılan "Arak" isimli geleneksel içkilerini de unutmamak lazım. Tadı votkaya benziyor ama ben bir beğenmedim.
SOKAK PAZARI SABAHA KADAR AÇIK
Başkent Bangkok’ta güzel ve lüks alışveriş merkezleri var. Bunun yanı sıra ucuz ve farklı giysiler bulabileceğiniz Mahmutpaşa’dakilere benzer iki üç katlı hanlar göreceksiniz. Akşam saatlerinde kurulup sabahın ilk ışıklarına kadar açık olan gece pazarlarından turistler kadar halk da alışveriş yapıyor. Bangkok nehir kenarında kurulmuş. Nehrin kolları üzerindeki yüzer evlerde yaşıyor halkın bir bölümü. Kanallar arasında ulaşım motorlu, ince uzun teknelerle sağlıyor. Nehir üzerinde yüzer pazar kuruluyor. Turistik turlar bu pazarlara da uğruyor. Alışverişte dikkatli olmak, pazarlık yapmak gerekiyor.
TRAFİK BİLE ÇILDIRTAMAMIŞ
Her bütçeye uygun otel bulmak mümkün. Şehir merkezinde trafik çok yoğun, üç katlı yollara rağmen çok sıkışık. Yine de trafikte kavga eden, öfkeli, hırçın sürücüye rastlanmıyor. Bu da sizi büyülüyor. Şehrin içinde "tuk tuk" denen motosiklet benzeri üç tekerlekli araçlara çok sık rastlanıyor. Bunlar sayesinde trafiğe takılmadan yolculuk edebiliyorsunuz. Taksiye binmeyi düşünürseniz taksimetreyi açtırmadan pazarlık yapmayı unutmayın. Bangkok’un masaj salonları çok ünlü. Turistler kadar yerli halk da ilgi gösteriyor.
Bangkok’ta mutlaka görmeniz gereken yer Topkapı Sarayı’na benzeyen Grand Palace. Burası ülkenin en önemli yapılarından. Eskiden kralların yaşadığı muhteşem saray, 100’den fazla binadan oluşuyor. Neredeyse tamamı altın kaplama. Heykelleri altın, yapıların iç yüzeyleri altın varak kaplamalı. Cam ve mozaik de kullanılmış. Sarayda birbirine bağlı birçok tapınak bulunuyor.
TAPINAĞI MAYMUNLARLA GEZDİK
Bangkok’un ardından 10 kişilik bir Alman grubuyla, Kuzey Tayland yolculuğuna çıktık. Her gün farklı bir şehirde konakladık. Tayland’ın eski başkenti Ayudhaya’dan başladık. Şehrin tarihi iyi korunmuş, kültürel dokusu etkileyici. Lopburi’de ilk göze çarpan, şehir yakınındaki çok eskilerden kalmış yarı yıkık bir tapınak. İçinde yüzlerce maymun yaşıyor. Ziyaretçilerin arasında dolaşıp, zarar vermiyorlar. Sukhothai, Kuzey Tayland’da bizi etkileyen şehirlerden biriydi. Şehrin girişinde daha rahat gezmek için motosiklet veya bisiklet kiralayabiliyorsunuz. Tarihi güzellikleri ve doğası iyi korunmuş. Gezilecek sayısız tapınak var. Hizmet sektörü de burada çok iyiydi. Küçük bir ücret karşılığı, bütün şehri rehber eşliğinde araçla gezmeniz mümkün.
BOYUNLARI HALKALI KADINLAR
Chiang Rai, Tayland’ın en kuzeyinde. Mae Khong Nehri’nin deltasında Burma, Laos ve Tayland’ın toprakları kesişiyor. Nehirde mutlaka tekne gezisine çıkın. Chiang Rai, ülkenin ikinci büyük şehri. Otelleri temiz ve yeterli sayıda. Gece hayatı ve turist etkinlikleri Bangkok kadar fazla değil. Ankara gibi bir şehir diyebiliriz. Çevredeki dağlarda yürüyüş turları düzenleniyor. Doğayı seviyorsanız bu turlara katılabilirsiniz. Ayrıca fil safarileri de ilginç, yaklaşık üç saat sürüyor. Fillerin üzerinde ormanlardan taşlık alanlardan geçiyorsunuz. Tayland’a göç eden ve Bangkok’a inmeleri yasak olan Burmalılar’ın bir bölümü de Chiang Mai’de yaşıyor. Bu yüzden, yol boyunca sık sık güvenlik kontrolü yapılıyor.
Küçük bir ücret karşılığında, Myanmar’a (Burma) geçtik. Yaşam standardı Tayland’dan daha düşük. Sokaklar dilenci dolu. Burada çocukluklarından beri taktıkları halkalarla boyunlarını uzatan kadınların bulunduğu bir köye gittik. Köye giriş, fotoğraf için ücret alıyorlar. Biz turla gitmiştik, ödemedik. Kadınlar otantik giysileri içinde özel danslarını sergiliyor. Sokaklarda sarı çarşaflara dolanmış şekilde dolaşan rahiplere de sık sık rastlanıyor. "Tuk tuk" adı verilen motosikletlerden Myanmar’da da var. Bangkok’a göre daha ucuz. Alışveriş yapmayı sevenler, sınırın bitişiğindeki pazar yerlerinde birçok markanın taklitlerini çok ucuza bulabilir.
EN SEVDİĞİ BEŞ YER
Bali Prag Barcelona Bangkok Yunan adaları
seyahatte ne okuyor
Roman
ne yiyor ne içiyor
Yerel yemekler
ne giyiyor
Rahat kıyafetler
nerede kalıyor
Büyük oteller yerine, pansiyonlarda
neyle seyahat ediyor
En çok tren yolculuğunu seviyor
çantasının vazgeçilmezleri
İlaç, tişört, sağlık dosyası
kiminle seyahat ediyor
Eşiyle veya yalnız
oradan ne alıyor
Gittiği yerleri hatırlatan ufak objeler
Tayland’a eşimle ilk kez 2005’te gitmiştik. Başkent Bangkok’un tarihi dokusunu sevdik. Fakat şehrin karışık, pis sokaklarıyla seks turizminin yoğunluğu rahatsızlık vericiydi.
Türkiye’ye döndükten sonra Tayland’la ilgili kültür turlarını yeniden araştırmaya başladım. Özellikle Kuzey Tayland’ın tarihi güzelliklerinin gerçekten görülmeye değer olduğunu anladım ve eşimle ikinci seyahati yapmaya karar verdik. Bu yıl ülkenin gerçek kültürünü keşfetmek üzere 16 günlük geziye çıktık.
MUTFAĞI SOKAĞA TAŞIMIŞLAR
Tayland’da mevsimler üçe ayrılıyor. İlkbahar, yaz ve yağmur mevsimleri. Mart ayına kadar süren yağmur mevsimlerinden sonraki dönem seyahat etmek için ideal.
Ülkenin hayat standartları Türkiye’den kötü. Buna rağmen halkı çok güler yüzlü, sıcakkanlı. Tayland mutfağı deniz ürünü sevenler için sayısız alternatif sunuyor. Deniz ürünlerini sevmiyorsanız aç kalabilirsiniz! Evler çok küçük, sadece uyumak için kullanılıyor. Bu yüzden evlerde yemek pişirilmiyor. Yiyecekler sokak satıcılarından naylon poşetlerde alınıyor, üstelik çok ucuz. Sokakta hazırlanan yemeklerin kokusu şehrin her yerine yayılıyor. Meyve çeşitleri zengin, çok lezzetli. Kahvaltınızı bile meyvelerle yapabilirsiniz. Pirinçten yapılan "Arak" isimli geleneksel içkilerini de unutmamak lazım. Tadı votkaya benziyor ama ben bir beğenmedim.
SOKAK PAZARI SABAHA KADAR AÇIK
Başkent Bangkok’ta güzel ve lüks alışveriş merkezleri var. Bunun yanı sıra ucuz ve farklı giysiler bulabileceğiniz Mahmutpaşa’dakilere benzer iki üç katlı hanlar göreceksiniz. Akşam saatlerinde kurulup sabahın ilk ışıklarına kadar açık olan gece pazarlarından turistler kadar halk da alışveriş yapıyor. Bangkok nehir kenarında kurulmuş. Nehrin kolları üzerindeki yüzer evlerde yaşıyor halkın bir bölümü. Kanallar arasında ulaşım motorlu, ince uzun teknelerle sağlıyor. Nehir üzerinde yüzer pazar kuruluyor. Turistik turlar bu pazarlara da uğruyor. Alışverişte dikkatli olmak, pazarlık yapmak gerekiyor.
TRAFİK BİLE ÇILDIRTAMAMIŞ
Her bütçeye uygun otel bulmak mümkün. Şehir merkezinde trafik çok yoğun, üç katlı yollara rağmen çok sıkışık. Yine de trafikte kavga eden, öfkeli, hırçın sürücüye rastlanmıyor. Bu da sizi büyülüyor. Şehrin içinde "tuk tuk" denen motosiklet benzeri üç tekerlekli araçlara çok sık rastlanıyor. Bunlar sayesinde trafiğe takılmadan yolculuk edebiliyorsunuz. Taksiye binmeyi düşünürseniz taksimetreyi açtırmadan pazarlık yapmayı unutmayın. Bangkok’un masaj salonları çok ünlü. Turistler kadar yerli halk da ilgi gösteriyor.
Bangkok’ta mutlaka görmeniz gereken yer Topkapı Sarayı’na benzeyen Grand Palace. Burası ülkenin en önemli yapılarından. Eskiden kralların yaşadığı muhteşem saray, 100’den fazla binadan oluşuyor. Neredeyse tamamı altın kaplama. Heykelleri altın, yapıların iç yüzeyleri altın varak kaplamalı. Cam ve mozaik de kullanılmış. Sarayda birbirine bağlı birçok tapınak bulunuyor.
TAPINAĞI MAYMUNLARLA GEZDİK
Bangkok’un ardından 10 kişilik bir Alman grubuyla, Kuzey Tayland yolculuğuna çıktık. Her gün farklı bir şehirde konakladık. Tayland’ın eski başkenti Ayudhaya’dan başladık. Şehrin tarihi iyi korunmuş, kültürel dokusu etkileyici. Lopburi’de ilk göze çarpan, şehir yakınındaki çok eskilerden kalmış yarı yıkık bir tapınak. İçinde yüzlerce maymun yaşıyor. Ziyaretçilerin arasında dolaşıp, zarar vermiyorlar. Sukhothai, Kuzey Tayland’da bizi etkileyen şehirlerden biriydi. Şehrin girişinde daha rahat gezmek için motosiklet veya bisiklet kiralayabiliyorsunuz. Tarihi güzellikleri ve doğası iyi korunmuş. Gezilecek sayısız tapınak var. Hizmet sektörü de burada çok iyiydi. Küçük bir ücret karşılığı, bütün şehri rehber eşliğinde araçla gezmeniz mümkün.
BOYUNLARI HALKALI KADINLAR
Chiang Rai, Tayland’ın en kuzeyinde. Mae Khong Nehri’nin deltasında Burma, Laos ve Tayland’ın toprakları kesişiyor. Nehirde mutlaka tekne gezisine çıkın. Chiang Rai, ülkenin ikinci büyük şehri. Otelleri temiz ve yeterli sayıda. Gece hayatı ve turist etkinlikleri Bangkok kadar fazla değil. Ankara gibi bir şehir diyebiliriz. Çevredeki dağlarda yürüyüş turları düzenleniyor. Doğayı seviyorsanız bu turlara katılabilirsiniz. Ayrıca fil safarileri de ilginç, yaklaşık üç saat sürüyor. Fillerin üzerinde ormanlardan taşlık alanlardan geçiyorsunuz. Tayland’a göç eden ve Bangkok’a inmeleri yasak olan Burmalılar’ın bir bölümü de Chiang Mai’de yaşıyor. Bu yüzden, yol boyunca sık sık güvenlik kontrolü yapılıyor.
Küçük bir ücret karşılığında, Myanmar’a (Burma) geçtik. Yaşam standardı Tayland’dan daha düşük. Sokaklar dilenci dolu. Burada çocukluklarından beri taktıkları halkalarla boyunlarını uzatan kadınların bulunduğu bir köye gittik. Köye giriş, fotoğraf için ücret alıyorlar. Biz turla gitmiştik, ödemedik. Kadınlar otantik giysileri içinde özel danslarını sergiliyor. Sokaklarda sarı çarşaflara dolanmış şekilde dolaşan rahiplere de sık sık rastlanıyor. "Tuk tuk" adı verilen motosikletlerden Myanmar’da da var. Bangkok’a göre daha ucuz. Alışveriş yapmayı sevenler, sınırın bitişiğindeki pazar yerlerinde birçok markanın taklitlerini çok ucuza bulabilir.
EN SEVDİĞİ BEŞ YER
Bali Prag Barcelona Bangkok Yunan adaları
seyahatte ne okuyor
Roman
ne yiyor ne içiyor
Yerel yemekler
ne giyiyor
Rahat kıyafetler
nerede kalıyor
Büyük oteller yerine, pansiyonlarda
neyle seyahat ediyor
En çok tren yolculuğunu seviyor
çantasının vazgeçilmezleri
İlaç, tişört, sağlık dosyası
kiminle seyahat ediyor
Eşiyle veya yalnız
oradan ne alıyor
Gittiği yerleri hatırlatan ufak objeler