İsmail Sarı / isari@hurriyet.com.tr | Fotoğraflar: Begüm ve Buğrahan Uzunca
Evlendiler, mobilya dükkânı yerine dünyayı gezdiler
Begüm (29) ve Buğrahan (32) Uzunca çifti iki yıl önce işlerinden ayrıldı. Begüm özel bir şirkette marka danışmanlığı yapıyordu, Buğrahan ise insan kaynakları uzmanıydı. İlber Ortaylı’nın “Evlenip mobilya dükkânı gezeceğinize dünyayı gezin” sözünü şiar edinip düğün yapmadan, evlerine eşya almadan sırt çantasıyla dünya turuna çıktılar. İran’ı 40 gün boyunca otostopla gezdiler, Rusya’da 10 bin km. yol yaptılar, Japonya iki, Filipinler’de bir ay, Güney Kore’de 40 gün kaldılar. Uzunca çifti ile seyahat maceralarını konuştuk.
İran’ı 40 gün boyunca otostopla gezdiler, Rusya’da 10 bin km. yol yaptılar, Japonya iki, Filipinler’de bir ay, Güney Kore’de 40 gün kaldılar. Uzunca çifti ile seyahat maceralarını konuştuk.
Böyle radikal bir kararı nasıl verdiniz?
Begüm: Kına, nişan ve düğün gibi gelenekler ilgimizi çekmiyordu. Birkaç saatlik eğlence için para saçmayı anlamsız buluyoruz. Hatta bu yüzden araları bozulan çok aile ve çift tanıyorum. Eğer aileniz zengin değilse, en güzel eşyaları almak, düğün yapmak için kredi çekiyorsunuz. Sonra da yıllarca bu borcu öde dur. Eşya ve düğün parasıyla birkaç ülke gezeriz diye düşündük.
Begüm: Kına, nişan ve düğün gibi gelenekler ilgimizi çekmiyordu. Birkaç saatlik eğlence için para saçmayı anlamsız buluyoruz. Hatta bu yüzden araları bozulan çok aile ve çift tanıyorum. Eğer aileniz zengin değilse, en güzel eşyaları almak, düğün yapmak için kredi çekiyorsunuz. Sonra da yıllarca bu borcu öde dur. Eşya ve düğün parasıyla birkaç ülke gezeriz diye düşündük.
Evlendiniz ama ev tutup eşya almadınız mı?
Buğrahan: Çalışma dönemimde aldığım 1+1 küçük bir evim vardı. Seyahat etmediğimiz zamanlarda dinlenmek için kullandığımızdan içine yatırım yapıp eşya almak çok mantıklı gelmedi. Olabilecek en sade şekilde hayatlarımızı birleştirmek istedik. Üç-dört bardak ve tabaktan fazlasına gerek duymadık. Evde yatak, dolap, masa ve çekyat var.
Buğrahan: Çalışma dönemimde aldığım 1+1 küçük bir evim vardı. Seyahat etmediğimiz zamanlarda dinlenmek için kullandığımızdan içine yatırım yapıp eşya almak çok mantıklı gelmedi. Olabilecek en sade şekilde hayatlarımızı birleştirmek istedik. Üç-dört bardak ve tabaktan fazlasına gerek duymadık. Evde yatak, dolap, masa ve çekyat var.
Bu beni sarstı. Üstelik kullanma fırsatı bulamadığı sekiz yıllık izin hakkı vardı. Zaten her sabah işe kendimi ve hayatı sorgulayarak gidiyordum. Cesaretimi topladım ve “İstifa etmek istiyorum” dedim.
Daha yeni evlenmişken aileler nereye gidiyorsunuz demedi?
Begüm: Buğra beni istemeye geldiğinde “Baba istifa ettik. Buğra çalışmıyor, biz dünyayı gezeceğiz" diyemedik, deneyemezdik bile. Bu yüzden durumu oldukça gizli tutarak, süreci atlatmaya çalıştık. İlk başlarda bu durumun geçici bir şey olduğunu düşündüler. “O kadar yıl boşuna mu okudunuz, sigortasız nereye kadar?” muhabbetleri oldu ama şimdi bizi sigortalı işin değil de bu hayatın mutlu ettiğini görünce seçimlerimize saygı duyuyorlar.
Begüm: Buğra beni istemeye geldiğinde “Baba istifa ettik. Buğra çalışmıyor, biz dünyayı gezeceğiz" diyemedik, deneyemezdik bile. Bu yüzden durumu oldukça gizli tutarak, süreci atlatmaya çalıştık. İlk başlarda bu durumun geçici bir şey olduğunu düşündüler. “O kadar yıl boşuna mu okudunuz, sigortasız nereye kadar?” muhabbetleri oldu ama şimdi bizi sigortalı işin değil de bu hayatın mutlu ettiğini görünce seçimlerimize saygı duyuyorlar.
ÖLMEK VAR, OFİSE DÖNMEK YOK
Nasıl bir hazırlık yaptınız?
Buğrahan: Gideceğimiz yerleri belirledik. Çantalarımız 10 kiloyu geçmedi. Burada önemli olan bütçeyi ayarlamak. Belli bir tazminat alsak da sonuçta para mutlaka suyunu çekecek ve artık işlerimiz de yok.Begüm: Bir mızıka satın aldık, İstanbul ve Eskişehir’de mızıka çalıp bir kağıda dünya turumuz için para topluyoruz yazdık.
Nasıl bir hazırlık yaptınız?
Buğrahan: Gideceğimiz yerleri belirledik. Çantalarımız 10 kiloyu geçmedi. Burada önemli olan bütçeyi ayarlamak. Belli bir tazminat alsak da sonuçta para mutlaka suyunu çekecek ve artık işlerimiz de yok.Begüm: Bir mızıka satın aldık, İstanbul ve Eskişehir’de mızıka çalıp bir kağıda dünya turumuz için para topluyoruz yazdık.
30 TL topladık. Büyük bir miktar olmasa da bize bazı şeyler öğretti. Satarım diye bileklikler de hazırladım. 2,5 senedir Instagram üzerinden kazandığımız küçük paralarla hayatımızı idame ettiriyoruz ama bir gün işler yolunda gitmezse ben bileklik satarım, Buğra ise mızıka çalar diye her zaman alternatif planımız var. Yani ölmek var ofislere dönmek yok!
Biraz turunuzun rotasından bahsedebilir misiniz?
Begüm: Önce yurtiçinde otostopla kısa turlar yaptık. Buğra yıllarca otostop çekmiş ve alışık. Ben ilk otostop çekişimde çok utanmıştım. Düşünsenize birkaç ay öncesine kadar ceket ve topuklu ayakkabı giyen bir işkadını, terlik ve şalvarla otobanın kenarında otostop çekiyor.
Begüm: Önce yurtiçinde otostopla kısa turlar yaptık. Buğra yıllarca otostop çekmiş ve alışık. Ben ilk otostop çekişimde çok utanmıştım. Düşünsenize birkaç ay öncesine kadar ceket ve topuklu ayakkabı giyen bir işkadını, terlik ve şalvarla otobanın kenarında otostop çekiyor.
Uzun soluklu ilk gezimize Hatay’dan başladık. Van’dan İran’a geçip İran’ın en güneyindeki Keşm Adası’nda bitirdik. Bu seyahatimiz boyunca sadece otostop kullandık, 75 gün sürdü.
Tur boyunca aklınızda kalan en önemli anlar nelerdi?
Buğrahan: Dostoyevski’nin, Gorki’nin, Tolstoy’un yaşadığı evleri gezebilmek, Gogol’un, Gonçarov’un, Dostoyevski’nin mezarlarını ziyaret edebilmek harikaydı.
Buğrahan: Dostoyevski’nin, Gorki’nin, Tolstoy’un yaşadığı evleri gezebilmek, Gogol’un, Gonçarov’un, Dostoyevski’nin mezarlarını ziyaret edebilmek harikaydı.
Kore’de Budist tapınağında konaklamak, Budistlerin ibadetlerini öğrenip iki gün onlar gibi yaşamak, sokaklarda uyumak ve Filipinler’de tenekede yaşayan yoksul bir ailenin barakasına misafir olmak güzel deneyimlerdi.
İlginç şeyler yaşadınız mı? Özellikle İran ve Japonya’de yaşam biraz farklı…
Begüm: Tabii… İran’da sokakta yürürken rüzgârın etkisiyle hırkamın önü açılınca, görevli direkt üzerime yürüyerek çok sert bir şekilde önümü kapatmamı söylemişti. Çok korktuğumu itiraf etmeliyim. Korelilerin de ağzını şapırdatarak yemek yemesi ve kadın erkek demeden yerlere tükümesi bizi çok zorladı. Japonya'ya girişte de çok enterasan şekilde arandık. Kitaplarımızın aralarına bile baktılar. Daha önce Türkler çok fazla kaçak olarak çalışmaya gelmişler. Bu sebepten özel bir Türkçe çevirmen ve Türkçe broşür de hazırlamışlar. İki buçuk saatlik zorlu bir sorgunun ardından ülkeye girebildik. Ellerimize barut testi bile yaptılar, terörist falan mıyız diye…
Begüm: Tabii… İran’da sokakta yürürken rüzgârın etkisiyle hırkamın önü açılınca, görevli direkt üzerime yürüyerek çok sert bir şekilde önümü kapatmamı söylemişti. Çok korktuğumu itiraf etmeliyim. Korelilerin de ağzını şapırdatarak yemek yemesi ve kadın erkek demeden yerlere tükümesi bizi çok zorladı. Japonya'ya girişte de çok enterasan şekilde arandık. Kitaplarımızın aralarına bile baktılar. Daha önce Türkler çok fazla kaçak olarak çalışmaya gelmişler. Bu sebepten özel bir Türkçe çevirmen ve Türkçe broşür de hazırlamışlar. İki buçuk saatlik zorlu bir sorgunun ardından ülkeye girebildik. Ellerimize barut testi bile yaptılar, terörist falan mıyız diye…
Sizi en çok neresi etkiledi?
Buğrahan: St. Petersburg. Şehir başlı başına bir sanat galerisi. İhtişamlı binaların olduğu sokaklarda yürümek insanı büyülüyor. Bunda Rus edebiyatı hayranlığımızın da etkisi olabilir.
Buğrahan: St. Petersburg. Şehir başlı başına bir sanat galerisi. İhtişamlı binaların olduğu sokaklarda yürümek insanı büyülüyor. Bunda Rus edebiyatı hayranlığımızın da etkisi olabilir.
.GÜNEY KORE’DE HAMAMBÖCEĞİ HAŞLAMASIJAPONYA’DA AHTAPOT TOPLARI…
Hiç ilginç lezzetler tattınız mı?
Begüm: Güney Kore’de sokak yemekleri çok meşhur. Balık kekleri çok hoşumuza gitmişti. Yalnız hamamböceği haşlaması için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim. Japonya’da ahtapot toplarının tadı çok ilginç. İçinde tempura artıkları, zencefil turşusu ve taze soğan var.
Hiç ilginç lezzetler tattınız mı?
Begüm: Güney Kore’de sokak yemekleri çok meşhur. Balık kekleri çok hoşumuza gitmişti. Yalnız hamamböceği haşlaması için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim. Japonya’da ahtapot toplarının tadı çok ilginç. İçinde tempura artıkları, zencefil turşusu ve taze soğan var.
Bir de Filipinler’de kahvaltıda patlıcan tortang talong diye bir şey yiyorlar. Omlet gibi tadı çok tuhaf.