Derleyen: Cemile GELGEÇ / Fotoğraflar: Pixabay, İstock, Alamy
Dünyanın dört bir yanındaki 11 perili köşk
Fransa'daki hayaletli şatodan Hindistan’daki prensesin ruhani öyküsüne kadar, bu büyüleyici rotaların en cesur gezginleri bile korkutması garanti...
Chateau de Brissac / Maine-et-Loire, Fransa
'Loire Vadisi'nin Devi' olarak adlandırılan bu yedi kat, 204 oda, çok sayıda portre galerisi ve 200 kişilik özel bir opera alanıyla Fransa'nın en yüksek kalesi. 11. Yüzyılda Anjou Kontları tarafından yaptırılan kaleyi, XIII Kral Louis 1620'de işgal etti. Genellikle yapının kule odasında yerde açık delikler görülüyor. Hatta zaman zaman kalenin etrafında iniltilerin duyulması da anlatılan efsaneler arasında.
Bhangarh Kalesi / Rajasthan, Hindistan
17. yüzyılda inşa edilmiş bir kentin kalıntıları olan Bhangarh Kalesi, üç katlı devasa duvarlarıyla birlikte keşfedebileceğiniz dükkânlar, kraliyet sarayları ve çok sayıda tapınaktan oluşuyor. Ancak bu harabelerin güzelliğine aldanmayın, çünkü bu kale Hindistan'daki en ürkütücü yerler arasında yer alıyor.
Bhangarh Kalesi artık 'Hayalet Ev' olarak bilinen bir arkeolojik alan. Ancak bir rehber yardımıyla bölge gezilebiliyor ve ürkütücü geçmişinin ayrıntılarını öğrenilebiliyor. Kale, sabah erken saatlerde ve gün batımında kapalı olduğu için, gün içinde ziyaret saatlerine dikkat ediliyor. Çünkü yerel halkın inanışına göre, geceyi kalıntılar arasında geçirenler bir daha asla görülmüyor.
Yakın tarihli bir fotoğrafta, evin penceresinden bakan 'Hayalet Kız' olarak bilinen bir kızın görüldüğü iddia ediliyor. Ayrıca, yataklarda zıplayan bir çocuk, bir asker, bir rahibe ve göğsünden vurulan evin önceki sahibinin hayaletinin görüldüğü de anlatılan efsaneler arasında.
Dragsholm Kalesi, Danimarka
Dragsholm Kalesi, ilk önce 1215'te inşa edildi ve bu onu Danimarka'daki en eski kalelerden biri haline getirdi. Söylenene göre Avrupa'daki en lanetli kale. Dragsholm Kalesi, 16. ve 17. yüzyılda asil veya dini rütbedeki mahkumların barınması için kullanılıyordu ve 1694'te Barok tarzda yeniden inşa edildi.
Kalenin, esir olarak ölen Mary Queen of Scotts'ın kocası Bothwell Kontu da dahil olmak üzere en az 100 hayalete ev sahipliği yaptığı düşünülüyor. Ayrıca, 1930'da inşaatçılar tarafından bir duvarın içine gömülmüş iskeleti bulunan White Lady’nin ( Beyaz Kadın) koridorlarda görüldüğü de söylenenler arasında…
Şato, lüks odaları ve yerel yemekleriyle ünlü restoranıyla bir otele dönüştürüldü. Otel, binanın tarihini açıklayan tur hizmeti de sunuyor, ancak etkileyici bir deneyim için, iki gecelik bir konaklama, ürkütücü bir tur ve gurme restoranında akşam yemeği içeren bir hayalet turu için ödenecek ücret bir hayli fazla…
Kalenin, esir olarak ölen Mary Queen of Scotts'ın kocası Bothwell Kontu da dahil olmak üzere en az 100 hayalete ev sahipliği yaptığı düşünülüyor. Ayrıca, 1930'da inşaatçılar tarafından bir duvarın içine gömülmüş iskeleti bulunan White Lady’nin ( Beyaz Kadın) koridorlarda görüldüğü de söylenenler arasında…
Şato, lüks odaları ve yerel yemekleriyle ünlü restoranıyla bir otele dönüştürüldü. Otel, binanın tarihini açıklayan tur hizmeti de sunuyor, ancak etkileyici bir deneyim için, iki gecelik bir konaklama, ürkütücü bir tur ve gurme restoranında akşam yemeği içeren bir hayalet turu için ödenecek ücret bir hayli fazla…
Castle of Good Hope, Cape Town, Güney Afrika
17. yüzyılda Hollanda Doğu Hindistan’daki bir şirket tarafından inşa edilen bu kale, Güney Afrika'nın en eski binası.İlk ilginç olayın 1915'te, uzun boylu bir adamın kale duvarlarından birinin yanından atladığı ve ardından Leerdam ve Oranje arasında yürürken görüldüğü şeklinde... Anlatılan başka bir efsane ise hıçkırarak ağlayan bir kadının kalede koşarken görüldüğü, ancak kazılar sırasında bir kadın cesedine rastlanmadığı söyleniyor.
Muhtemelen dünyanın en iyi korunmuş 17. yüzyıl binalarından biri olan kale, şu anda bir müze… Khoi ulusunun lideri Krotoa'nın anıtı ve kaleyi çevreleyen gizli tarih hakkında daha fazla bilgi edinme fırsatı ile popüler bir turizm merkezi olarak kullanılıyor.
Banff Springs Otel / Alberta, Kanada
Kanada'daki Banff Springs Otel, Kanada'nın en büyük demiryolu otellerinden biri ve aynı zamanda çevrede perili köşk olarak bilinir. Bu yakıştırmayı ise elbisesi tutuşunca panikleyerek merdivenden düşen ve boynunu kıran bir gelinin hikayesinden alıyor. Genellikle balo salonunda dans ederken elbisesinin arkasından alevlerin göründüğü söylenir. Ayrıca otelin 873 numaralı odasında bir aile öldürüldü ve o zamandan beri bu odanın kapısı tuğlayla kapalı tutuluyor, ancak ailenin hayaletinin odanın dışındaki koridorda hala görüldüğüne inanılıyor.
Artık Fairmont lüks oteller zincirinin bir parçası olan 'The Castle in the Rockies' olarak da bilinen Banff Springs, Alberta, Banff kasabasında hala bir dönüm noktası olmaya devam ediyor ve yıl boyunca popüler bir tatil beldesi olmayı sürdürüyor.
Poveglia Adası, İtalya
Venedik ve Lido arasındaki Venedik Lagünü'ndeki bu küçük ada, anakaralıların işgalcilerden sığınmak için kaçtıkları bir yerdi. 14. yüzyılda vebadan etkilenen Venedikliler buraya ölmek için gönderildiler ve dev bir ateşle yakıldılar. Ada ayrıca, 1800'lerde hastaların üzerinde deneyler yapıldığı ve işkence gördüğü bir akıl hastanesi olarak kullanıldı.
Buradaki yerliler, adanın hayaletlerle dolu lanetli olduğunu söyler. Sesler ve çığlıklar sıklıkla duyulur ve ziyaretçiler karanlık, geçici gölgeler gördüklerini anlatır. Ayrıca birçok ziyaretçi, adaya adım atar atmaz bunaltıcı bir kötülük hissi hissetmeye başladıklarını söylüyor.
The Separate Prison, Port Arthur, Avustralya
1800'lerin sonlarına kadar, Tazmanya'daki gözlerden uzak Port Arthur'daki bu hapishanede, İngiltere'nin en ağır suçluları kalıyordu. İngiliz yazar Jeremy Bentham'ın eserlerinden ilham alan bu panoptikon tarzı hapishane, mahkumlara uygulanan en ağır işkenceleriyle biliniyor.
Hapishane, mahkumların başlarının kapatıldığı, hücre hapsine alındığı ve herhangi biriyle konuşmasının yasak olduğu sessiz bir sistemden oluşuyordu. Koşullar o kadar dayanılmazdı ki, mahkumlar zaman zaman birbirini öldürüyordu. Yüzlerce mahkumun cesetlerinin buraya gömüldüğü ve geceleri koridorlarda dolaştığı söyleniyor. Port Arthur günümüzde, halka açık tarihi bir müze olarak kullanılıyor.
La Recoleta Mezarlığı / Buenos Aires, Arjantin
Buenos Aires'in Recoleta semtinde bulunan Cementerio de la Recoleta, dünyanın en güzel mezarlıklarından biri olarak kabul ediliyor. İlk olarak 1822'de inşa edilmiş, süslü bir şekilde tasarlanmış mezarlar, ayrıntılı heykeller ve yaşlı gölgeli ağaçlarla dolu. Arjantin'in eski First Lady'si aktris Eva Perón da dahil olmak üzere Buenos Aires'in en iyi ve en zeki kadınları burada gömülü.
Recoleta'nın koridorlarında dolaşan çok sayıda ruh olduğu düşünülüyor. En ünlü hikayelerden biri ise Arjantinli sevilen bir yazarın kızı olan 19 yaşındaki Rufina Cambaceres'in hikayesi. Şiddetli yağmurun kızın cenazesini ertelediğini, yağmurun dinmesiyle bahçıvanın cesedi gömmek üzere mezarlığa geri döndüğünde, Rufina'nın tabut kapağının içinde çizik izleri olan aralık bulduğu anlatılıyor. Efsaneye göre kız diri diri gömüldü ve bir 'katalepsi' vakası geçirdikten sonra tabutunda uyandı.
Cementerio de la Recoleta hâlâ işleyen bir mezarlık olmasına rağmen hem yerel halk hem de turistler için popüler bir yer olmaya devam ediyor. 6 bin 400 mezarın içinde kaybolmamak için girişte bir harita veriliyor.
Cementerio de la Recoleta hâlâ işleyen bir mezarlık olmasına rağmen hem yerel halk hem de turistler için popüler bir yer olmaya devam ediyor. 6 bin 400 mezarın içinde kaybolmamak için girişte bir harita veriliyor.
Jazirat Al Hamra / Birleşik Arap Emirlikleri
Bir zamanlar gelişen bir balıkçı köyü olan Ras Al Kaimah yakınlarındaki Jazirat Al Hamra 1960'larda tamamen terk edildi. Bazıları bunun kabile çatışmalarından kaynaklandığını söylerken bazıları da değişen gelgitler yüzünden suçluyor. En popüler teori, sakinlerin hayaletler tarafından uzaklaştırıldı…Yerel efsaneye göre harabelere, kasabanın toprak yollarında hayvan kılığına girmiş kötü niyetli cinlerin musallat olduğunu söylüyor.
The Langham Hotel / Londra, İngiltere
153 yıllık Langham Otel’i, uzun zamandır Londra'daki yüksek yaşamın temelini oluşturuyor. Edebiyat efsaneleri Oscar Wilde ve Mark Twain burada kaldı. 500 odalı tesiste en az beş hayalet olduğu söyleniyor. 1991 yılında 100 milyon sterlinlik bir tadilattan sonra Langham Hilton olarak yeniden düzenlenen otel, Londra'nın en ikonik otellerinden biri olmaya devam ediyor.