GeriSeyahat Galapagos’un hayvanları korku bilmiyor, poz vermeyi çok seviyor
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Galapagos’un hayvanları korku bilmiyor, poz vermeyi çok seviyor

Galapagos’un hayvanları korku bilmiyor, poz vermeyi çok seviyor

Okurumuz Pelin Öner, Ekvador’dan Peru’ya gitmeyi planlarken vize engeline takıldı. Kendisini İngiliz doğabilimci Charles Darwin’in ufkunu açan Galapagos Takımadaları’nda buldu. İzlenimlerini aktardığı seyahat mektubunda “Sanki bir belgeselin içindeydim. Dünyanın başka hiçbir yerinde karşılaşamayacağım hayvan ve bitkilere rastladım. Kaktüs ormanlarında dolaştım. Deniz iguanalarıyla yüzdüm. İnsanla hayvanların dostluğunu gözlemledim. Bugüne kadar gördüklerim arasında beni en etkileyen yerdi” diyor.

İki arkadaşımla Güney Amerika’nın küçük ülkesi Ekvador’a doğru yola çıktığımda aslında programımızda Galapagos Adaları yoktu. Ekvador’dan Peru ve Bolivya’ya geçmeyi planlamıştık. Maceracı gezginler olarak, yolculuk öncesinde uzun uzadıya araştırma yapmamıştık. Türk vatandaşının pek maceracı olmaması gerektiğini Ekvador‘un başkenti Quito’daki Peru Büyükelçiliği’nde öğrendik. Peru vizesi alamadık. Halbuki geçen yıl arkadaşlarımız Quito’dan vize alıp Peru’ya geçebilmişti. Seyahat arkadaşlarımdan birisi çift pasaportluydu, Peru‘ya devam etme kararı aldı. Diğeri Küba’ya gitmek istedi. Ben daha önce Küba’ya gitmiştim. Ekvador‘da kaldım ve TV belgesellerinde seyredip de hep gitmek istediğim Galapagos Adaları’nı görmeye karar verdim.

HALK GÖNÜLLÜ BEKÇİ

Quito’da danıştığım bir seyahat acentasının yardımıyla biletimi alıp otelimi ayarladım. Galapagos’a doğru yola çıktım. Quito’dan kalkan uçağım önce Guayaquil şehrine uğradı, yolcularını aldı. Ardından 2.5 saatlik yolculuk neticesinde Galapagos Takımadaları’na indi. Havaalanı Baltra Adası’ndaydı. Adalara herhangi bir canlı organizma sokmak yasaktı. Valizlerimiz tekrar arandı. Para ödeme kuyruğuna girdik. Ayakbastı parası gibi alınan 100 doların milli parkın düzeni ve hayvanların korunmasında kullanılacağını söylediler. Sonra elimize adalardaki kuralları belirten bir broşür verildi. Karşılaştığımız hayvanları beslememiz yasaktı. Onlara dokunmak, flaşlı fotoğraf çekmek de. Sadece belirlenen alanlarda dolaşmalıydık. Adadan dışarı hiçbir şey çıkarmamamız tembihleniyordu. Ada halkı da broşürdeki bu kuralları benimsemiş, uyulması için gönüllü gözlemciliği üstlenmişti. Nitekim hayvanlara fazlaca yaklaşanın halk tarafından uyarıldığını daha sonraki günlerde görecektim. Halkın bu bilince erişmiş olması beni çok sevindirdi.

ADIMINIZA DİKKAT EDİN İGUANALARI EZMEYİN

Baltra Adası’nda yerleşim yoktu. Otelim Santa Cruz Adası’ndaydı. Havaalanı servisi tekneye bineceğim iskeleye kadar gidiyordu. Aslında havaalanının karşılama noktası Santa Cruz Adası’ydı, Baltra’ya yalnızca havaalanı otobüsleri girebiliyordu. Quito’daki acentanın ayarladığı otelden bir araç beni iskeleye karşılamaya gelmişti. Yolda giderken “etrafta o dev kaplumbağaları görebilir miyim acaba” diye dikkatle bakındım. Hava kararmak üzereydi, pek bir şey seçemedim. Otelim adanın limanı Puerto Ayora‘daydı. Küçük bir aile işletmesiydi. Sahibi olan kızkardeşler bana çok yakın davrandı. Akşam yemeğini yiyeceğim restorana kadar götürdüler. Otel bomboştu, ben tek müşteriydim. Puerto Ayora, takımadaların en turistik şehri olmasına rağmen etrafta fazla turist yoktu.
Ertesi sabah ilk Galapagos deneyimimi yaşamak üzere tura katıldım. Adalardaki bütün turlar aynı zamanda doğabilimci olan rehberler eşliğinde gerçekleştiriliyor. Rehberimiz bize hayvanlarla ilgili uyarıları sıraladıktan sonra yürüyerek adayı gezdirmeye başladı. ”Taşlara basarken dikkatli olun, çünkü ayağınızın altında iguanalar olabilir” demişti. Söyledikleri bana çok gerçeküstü gelmişti. Haklılığını, ayağımı bastığım gri renkli taşların üstünde güneşlenen yüzlerce iguanayı görünce anladım. Üstelik bu deniz iguanaları insanlardan hiç korkmuyor, çekinmiyordu. Ben de onlarla birlikte güneşlendim ve yüzdüm. Bu gezi sırasında sadece iguanalar değil, o kadar değişik türden canlıyla karşılaştım ki hangi birinin fotoğrafını çekeceğimi şaşırdım. İnsanlardan kaçmadıkları için öyle güzel poz veriyorlardı ki... Gerçekten de havaalanına indiğimizde elimize verilen broşürde yazdığı gibi, bu adalar hayvanlara aitti bizler sadece onların misafiriydik...

YIRTICI HAYVAN YOK, HUZUR ÇOK

5 milyon yaşında olduğu tahmin edilen Galapagos adalar topluluğu dünyadaki en etkileyici, en eşsiz yabani hayatı barındırıyor. Yırtıcı türler yaşamadığı için buradaki hayvanlar korkusuz, öyle ki insanlardan bile kaçmıyorlar. Adalarda 26 endemik, yani yeryüzünde sadece burada yaşayan, hayvan türü bulunuyor. Dev kaplumbağalar, deniz iguanaları, Galapagos ispinozları, Galapagos penguenleri ve lav balıkçılları bu endemik türlerden sadece bazıları. Ayrıca adaların çevresindeki 400’den fazla balık çeşidinden 50’si endemik. Bunların dışında pek çok nadir türde canlı yaşamakta. Deniz aslanları, foklar, deniz kaplumbağaları, balinalar ve yunusları her an adanın etrafında görmek ve hatta onlarla yüzmek mümkün.

SANKİ BELGESELDEYİM

Yanlış anlamayın, su parklarında gördüğümüz, havuzlarda eğitimli balıklarla ücret karşılığı yüzmekten bahsetmiyorum. Burada hayvanlar doğal ortamlarında yaşıyor, yüzüyor. Siz de onların yüzdüğü alana giriyorsunuz, yaşamlarına tanık oluyorsunuz. Kimse birbirinden rahatsız olmuyor. Bu olağanüstü bir deneyim... Bakir bir koyda yüzerken yanınızdan bir deniz aslanı geçiyor, sizinle oyun oynuyor, az ileride bir deniz pengueni size doğru yüzüyor, kayalıklardan bir deniz iguanası hemen yanıbaşınıza atlayıveriyor, kocaman bir deniz kaplumbağası bir anda yanınızda kafasını denizden çıkarıveriyor. Ve siz bütün bunları sanki bir belgeselin içindeymişcesine hayran hayran izliyorsunuz. Ne siz onları ürkütüyorsunuz ne de onlar size zarar veriyor... Galapagos’ta kaldığım süre boyunca doğayla insanın müthiş birlikteliğini en güzel haliyle deneyimleme imkanı buldum.

YALNIZ GEORGE’U ÖLMEDEN GÖREBİLDİM

Deniz canlılarıyla buluştuktan sonra adalara adını veren dev kaplumbağaları görmek üzere Santa Cruz’a, Charles Darwin Araştırma İstasyonu’na gittim. Burada ekosistemi korumak için önemli çalışmalar yapılıyor. Özgün flora ve fauna türleri geliştiriliyor, kaplumbağa sayısı artırılıp hayvan yuvaları korunuyor. İşte Galapagos’un dünyaca ünlü sakini dev kaplumbağa Yalnız George’la da burada karşılaştım. Pinta Adası’nda 1971’de bulunana kadar soyunun tükendiği zannediliyormuş. Bu kaplumbağalar 200 yaşına kadar yaşayabiliyor. George’un soyunu devam ettirebilmesi için eş bulma çalışmaları başlıyor ama nafile. George ile aynı türden bir kaplumbağa bulunamıyor. Araştırmacılar bu sefer melez olabilir diyerek başka cinsten iki dişi kaplumbağa getiriyor. George dönüp bunların yüzüne bile bakmıyor... Böylece “Yalnız George” oluyor.. Ne yazık ki yalnızlığa daha fazla dayanamadı ve haziran ayında aramızdan ayrıldı. Böylelikle bir tür daha ekosistemimizden silinmiş oldu.

TEK GEÇİT EKVADOR

Adaların bu kadar iyi korunabilmesinin bir sebebi de ulaşımın zor ve maliyetli olması... Ekvador’dan başka bir yerden ulaşmanız mümkün değil. Quito ve Guayaqil şehirlerinden Galapagos’a uçak seferleri var. Amerikalı turistler adalarda yeterince lüks otel olmadığı için gemi turlarını tercih ediyor. Bu sayede daha çok koyu görebiliyor. 100 kişilik gemilerde her şey dahil turların en ucuzu, dört gecelik ve fiyatı 2 bin dolardan başlıyor. Adaların en turistik yerleşimi Santa Cruz’da pek çok küçük otel, restoran bulunuyor. Yemekler deniz ürünleri ağırlıklı, gayet güzel ve ucuz... Santa Cruz‘da kalınırsa diğer adalar da günübirlik turlarla gezilebiliyor. En güzel yüzme, dalış deneyimi bu turlarda yaşanıyor. Kimi adalar birbirine uzak. Örneğin en büyük ada Floreana, Santa Cruz’dan sürat motoruyla 2 saat sürüyor.

SADECE YÜZDE 3’Ü İNSAN YERLEŞİMİ

Kelime anlamı Dev Kaplumbağalar olan Galapagos Adaları, Güney Amerika kıtasının yaklaşık 1000 kilometre batısında. Ekvador’a bağlı. Toplam yüzölçümü 50 bin kilometrekare. Yani yaklaşık olarak Trakya’nın iki katı. 14 büyük, 8 küçük ada, 40 adacıktan oluşuyor. Bu adalardan sadece beşinde yerleşim yer almakta. Adaların yüzde 3’ünde insan yerleşimi bulunurken kalanı tamamen bakir alanlardan oluşuyor.
Üst üste binmiş lav akıntılarından oluşan Galapagos Adaları’nda bir bölümü hâlâ etkinliğini sürdüren çok sayıda yanardağ bulunuyor. Yüksek yanardağlar, kraterler ve yarlar, adanın sarp ve engelli yapısını daha da belirginleştiriyor. Değişik iklim özellikleri ve yeryüzü şekilleri ile sadece bu adalarda görülen binlerce tür bitki ve hayvan mevcut.

ABD, 90 MİLYON DOLARA 99 YILLIĞINA KİRALAMAK İSTEDİ

Galapagos Adaları’nı 1535'te, Peru yolculuğundaki Panama piskoposu Tomas de Berlanga keşfetmiş. Ama İnka çanak çömleklerinin üzerindeki resimlerin gösterdiğine göre, İspanyol egemenliği öncesinde Güney Amerika yerlileri de bu adalara uğramış. Uzun yıllar boyunca korsanların sığınağı olmuş adalar. Hiçbir ülke sahip çıkmamış. 1822'de Ekvador topraklarına katmış. 20’nci yüzyıl başında ABD, 90 milyon dolara adaları 99 yıllığına kiralamak istemiş, Ekvador Hükümeti kabul etmemiş. Sadece İkinci Dünya Savaşı sırasında Pearl Harbour baskınından sonra ABD’nin Baltra Adası’nı üs olarak kullanmasına izin verilmiş.

ŞÖHRETİNİ DARWİN’E BORÇLU

Galapagos, İngiliz bilimadamı Charles Darwin sayesinde adını dünyaya duyurdu. 1832’de İngiltere’den yola çıkan Darwin beş yıl dünyanın farklı bölgelerini gezdi. Gönüllü olarak seferine katıldığı HMS Beagle adlı resmi keşif gemisi 1835’te Galapagos’a uğradı. Genç Darwin, burada karşılaştığı farklı ispinoz türlerinden çok etkilendi. İspinozların gagalarındaki farkların, çevreye uyum sağlama sürecinden kaynaklandığını düşündü. Bu varsayımdan hareketle, canlılardaki bütün çeşitliliğin kökeninde “çevreye uyum” çabasının yattığı sonucuna vardı.

DÜNYANIN EN BÜYÜK İKİNCİ DENİZ KORUMA ALANI

Adalardaki esas yerleşimin başlaması 1930’lu yılları bulmuş. Şu anda toplam nüfusu 20 bin. Başkenti San Cristobal Adası’ndaki Puerto Baquerizo Moreno. Santa Cruz Adası’ndaki Puerto Ayora ise turizm başkenti.
Galapagos, 1959’da Milli Park ilan edildi. Etrafındaki 7 bin kilometrekarelik alan 1986’da deniz koruma alanı statüsüne kavuştu. Bu, dünyada Avustralya’daki Barrier Mercan Resifi’nden sonraki en büyük doğal deniz koruma alanı. Galapagos Adaları, 1978’de UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girdi. 1985’te ise Biyosfer Koruma alanı oldu.

False